Savaşların yükü en düşük rütbedeki "sıradan" askerlerin sırtındadır. Bunun gibi eğitim ve araştırma hastanelerinde verilen tanı ve tedaviye yönelik sağlık hizmetinin yükünü de eskiden "asistan" dediğimiz şimdi "uzmanlık öğrencisi" olarak adlandırılan çoğu çok genç hekimler üstlenir.
Aslında onlar yaptıkları işi ancak bir "uzmanın gözetimi altında" yapabilirler ve orada ki asıl görevleri "görerek, izleyerek ve yaparak öğrenmek"tir. Mevzuata bakacak olursak, herhangi bir tıbbi uygulamayı "kendi başlarına" yaptıklarında ortaya bir "suç" da ortaya çıkar. Ancak "sorun çıktığı" zaman bu durum görünür hale gelir ve sıkıntıları bir kat daha artar.
Özlük hakları kısıtlıdır; çalışma koşulları özellikle süreleri itibariyle çok zordur. Yerleri yurtları belirsiz, yemeyen, içmeyen, uyumayan, sadece çalışan "köle"lerdir. Dahası "köprüden geçtikleri" bu dönem içinde herkese "dayı" demek, kendi görevleri dışındaki işleri de yapmak zorundadırlar. Genellikle düşük ücret alırlar. Dahası ücret almak yerine "öğrenci" kabul edildikleri için bir "eğitim ücreti" ödeme olasılığı onları düşündürmektedir. Başka bir deyişle, özel hastanelerin çatıları altında kurulan "özel tıp fakülteleri"nin hem emeklerinden yararlanılan "köleleri", hem de paralarından yararlanılan "müşterileri" olmak durumundadırlar.
Türk Tabipleri Birliği tarafından İstanbul'da gerçekleştirilen "Dr. Füsun Sayek Eğitim Hastaneleri Kurultayı"nın kapanışında "Asistan hekim"lerin durumlarını, sorunlarını, taleplerini ve çözülmesini istedikleri konuları ortaya koyan bir "bildirge" yayınlandı.
Bu bildirgede dile getirilen aslında kamuoyunun da bilmesi gereken konulardan bazıları şunlar:
* Asistan hekim tanımı; tıpta uzmanlık yönetmeliği yerine uzmanlık eğitimi veren tüm kurumların, tabip odalarının, uzmanlık derneklerinin ve asistanların temsilcilerinin katılımıyla hazırlanacak yeni bir uzmanlık tüzüğüyle emek sömürüsünü, hekimlik dışı iş yükü ve angaryayı engelleyecek şekilde eğitim ve hizmet dengesi gözetilerek yeniden yapılmalıdır.
* Uzmanlık eğitimi, merkezi olarak standardize edilmelidir. Üniversite hastaneleri ve eğitim araştırma hastaneleri arasında afiliasyon ve rotasyonlar desteklenmelidir.
* Uzmanlık öğrencilerinin eğitim ihtiyacı, hastanenin nesnel koşulları ve bilimsel üretim süreci göz önüne alınarak uzmanlık bölümlerine kendi eğitim sistemlerini belirlemede yerel özerklik tanınması gereklidir.
* Asistanlar çalıştığı kurumlarında eğitim gereksinimlerine göre rotasyonlarını, müfredatlarını ve çalışma sistemlerini belirlemekte söz sahibi olmalı ve her bölümde asistan konseyleri oluşturabilmelidir. Asistanlar eğitim, akademik, hizmet sunumu ve idari konularda söz ve oy hakkına sahip olmalıdır.
* Uzmanlık derneklerinde asistan komisyonu kurulması zorunlu kılınmalı, bu komisyonlarda asistanlara eğitim, çalışma süreleri ve yeterlilik değerlendirilme kurullarında söz ve oy hakkı verilmelidir.
* Tüm akademik yükselmelerde keyfi uygulamalara son verilmeli ve nesnel liyakat ilkelerine uyulmalıdır.
* Tezler toplum sağlığını önceleyen, etik değerler çerçevesinde özgün bilimsel bilgi üretimine yönelik inceleme ve araştırma niteliğinde olmalı ve mali kaynak konusunda eğitim araştırma hastanelerinde yaşanan sıkıntılar ivedilikle düzeltilmelidir.
* Asistanların ulusal ve uluslar arası kongrelere katılımı ve bilimsel araştırmalar gibi eğitim giderleri için fonlar oluşturulmalıdır.
* Tıpta uzmanlık eğitimini geri plana bırakarak sağlık hizmetini niteliksizleştiren performans ve döner sermaye uygulaması kaldırılmalı, yerine tamamen merkezi bütçeden karşılanan güvenceli, insanca yaşayacak ve emekliliğe yansıyacak gelir uygulaması getirilmelidir.
* Asistanlar için hem eğitim hem de hizmet sunumu açısından her basamakta uygun rotasyon programları planlanmalıdır.
* Uzun süre kesintisiz çalışma, uykusuzluk ve yorgunluk sonucu tıbbi hataların ortaya çıkmasının yanı sıra, asistanların öğrenimini sağlayabilmesi, sağlığını koruyabilmesi, özel hayatlarını sürdürebilmesi mümkün olmamaktadır. Çalışma ve eğitim süresi günde 8 saati ve haftada maksimum 40 saati geçmemelidir.
* Asistan hekimlere ve tüm kamu çalışanlarına grevli ve toplu sözleşmeli sendika hakkı verilmelidir.(MS/EÜ)