Rivayet o ki, çok büyük bir ülkenin bir o kadar da kudretli kraliçesinin tatlı mı tatlı, şirin mi şirin bir kızı varmış. Çocuk bu ya, binlerce odalı sarayda, yüzlerce çalışanla birlikte yaşar, annesinin diplomasi toplantılarından, yurttaş buluşmalarından dönmesini beklermiş. Tüm gününüsarayda kimi tanıdığı kimi de hayatında daha önce hiç görmediği yetişkinlerin içinde geçirirmiş.
Annesi ne zaman kocaman saraya gelse, kızını erimiş bitmiş halde bulurmuş. “Kızım gidip dışarıda sarayın bahçesinde oynasana” dermiş ama nafile, minik kızdan ses bile çıkmazmış…
Doktorlara haber salınmış
Sarayın bahçesindeki ağaçlardan tutun da sincaplar, kediler, renkli renkli kelebekler bile üzülürmüş bu küçük kıza. Annesi kraliçe ülkenin bütün doktorlarına, bilim insanlarına haber salmış, “Tez gelin kızımı iyileştirin” demiş.
Ben diyeyim bin, siz anlayın 10 bin, ben diyeyim 50, siz anlayın 50 bin ülkeden doktor gelmiş, uzman, araştırmacı, bilir kişi kim varsa koşmuş…
Ellerini yüzlerine koyup "ah vah" edip minik kızın gözlerine bakıp bakıp gitmişler. Bu arada minik kızın sağlığı, her geçen gün daha da kötüye gitmiş. Bir gün gözleri görmüyor, başka bir gün kulakları işitmiyormuş…
Annesi demiş ki böyle olmayacak, kızım ölüyor, gidiyor. Önce, sarayda çalışan binlerce kişiye söylemiş, sonra tüm ülkeye haber salmış. "Kimse çocuğunu evde bırakmasın hemen şimdi herkes çocuklarını, yeğenlerini toplayıp sarayın devasa bahçesine gelsin. Her gelen de yanında bir oyuncak, bir eşya bir şey getirsin” demiş.
Komşu ülkelerin kraliçeleri de durur mu? Onlar da kendi ülkelerinin çocuklarını oyuncaklarını toplayıp gelmiş.
Sarayın bahçesinde çocuk cıvıltısından, neşesinden, sesinden başka bir ses duyulmaz olmuş. Minik kız ise hasta yatağında öylece uzanmış tek gözünü yavaş yavaş açmaya çalışıyormuş. Fakat nafile.
Kraliçe bütün çocukları sıraya koymuş, “Herkes şimdi kızımı ziyaret edecek ve beraberinde getirdiği eşyayı verecek” demiş. Sarayın kapısında binlerce çocuk, ellerinde kimi bez bebek, kimi oyuncak araba, kimi deney tüpü, kimi çamurdan bir heykel ile bekliyormuş.
Bu sırada, bir çocuk minik kızın yanına kaçmış ve ona en sevdiği kendi oyuncağını uzatmış. İşte tam o sırada kimsenin inanmayacağı bir şey olmuş...
Minik kız gözlerini açmış, gülümsemiş ve şaşkın gözlerle etrafına bakınmış. Dışarıdan gelen çocuk cıvıltılarını duymuş, inanamamış ve onları görmek için balkona doğru hafif adımlarla ilerlemiş. Kocaman açmış gözlerini gördüklerine inanamıyormuş. Binlerce çocuk, atlıyor, zıplıyor... Koşa koşa yanlarına gitmiş, onlarla oynamaya başlamış.
İşte rivayet odur ki o gün kraliçe anne, “Benim kızım şimdi doğdu” demiş ve o günden sonra doğum günlerinde, özel günlerde hediye verme ritüelleri başlamış….
Masal, her masal gibi bir yanıyla gerçek.
Sonuçta ne kadar tüketim çılgınlığı olarak görürsek görelim, birçoklarımız hediye alırken de verirken de mutluyuz.
Alternatif hediyeler
Şimdi, öyle bir hediye hayal edin ki verdiğiniz kişiyi mutlu edecek, çocuğa, kadına, kurda kuşa da faydası olacak.
“Yok, olmaz” demeyin, oluyor.
Üstelik “kendinize hediye verilmesinden ziyade hediye seçmeyi ve vermeyi” seviyorsanız, bu “alternatif hediyeler” size daha da sevimli gelebilir.
İnanın bana, belirli özel günlere sıkıştırılan “armağan verip almak” ritüellerini daha da çekici kılan böylesi hediyeler günümüzde çok daha yaygınlaştı. Yılbaşında henüz hediye alamadıysanız, şimdi tam da vaktidir. Gözüme çarpanların bazıları…
*Mor Çatı vesilesi ile erkek şiddetinin hedefindeki kadınlara destek olabilirsiniz
Kadına yönelik şiddete karşı yürüttüğü mücadeleyi ve Mor Çatı dostlarının dayanışması sayesinde kurduğu kadın dayanışma ağını güçlendirmek için sizlerin de desteğine ihtiyaç duyuyor.
Mor Çatı ürünlerini alarak veya Mor Çatı’ya düzenli destek olarak siz de bu dayanışma ağının bir parçası olabilir, kadınların ve çocukların şiddetten uzak hayatlar kurmalarına katkı sunabilirsiniz
Mor Çatı’nın 30. yılı için Ayşe Deniz Yeğin, Deniz Marşan/Direct Message, Dilara Fındıkoğlu, Eda Güngör/Museum of Fine Clothing, Mehtap Elaidi, Meltem Özbek, Özlem Ahıakın, Simay Bülbül, Şansım Adalı/Sudi Etuz ve Zeynep Tosun’un tasarladığı tişörtleri [email protected] adresine sipariş vererek ya da Morhipo ve Hepsiburada’dan satın alabilirsiniz.
Yine Kadın Cinayetleri Platformu'nun 2021 Ajandası'na da online sitelerden ulaşmak mümkün.
*Aslı Alpar’dan kediler için kartpostallar
Karikatürist Aslı Alpar bakımını üstlendiği kediler için yılbaşı kartları hazırladı. Kartlara dair bilgileri sosyal medya hesabından paylaşan Alpar, “Yılbaşı kartpostalları çok sevilince, geliri sokak hayvanlarının tedavisinde kullanılacak kartpostalları satışa çıkardım. Floodu takip edin. 1 kartpostal 10 TL, baskıya uygun hali e-posta ile alıcıya ulaşacak. Alıcı istediği gibi baskı alabilir” diyor.
Alpar, şeffaflık ilkesi üzerinden veterinere yapılan ödemenin dekontlarını da paylaşıyor.
TIKLAYIN – Aslı Alpar’ın yılbaşı kartlarına ulaşın
*Sembolik olarak tehdit altındaki bir türü evlat edinmeye ne dersiniz?
WWF-Türkiye Doğal Hayatı Koruma Vakfı’ndan da alternatif bir hediye: Sembolik olarak hayvan evlat edinmek… Evet yanlış duymadınız. İster kuala, ister bir fil, belki bir panda.
Vakfın çağrısı şöyle:
“Siz de yeni yılda doğa için umut veren bir adım atarak hediyenin ötesine geçmeye ne dersiniz?
“Yeni yıl tüm canlılara umut ve sağlıklı bir yaşam getirsin. Siz de bu yeni yılda; tehdit altındaki bir türü sembolik olarak evlat edinerek doğa koruma çalışmalarımıza destek olabilir, sevdiklerinize etkisi nesiller boyu sürecek bir hediye verebilirsiniz.”
TIKLAYIN – Tehlike altındaki bir türü evlat edinin
*Üniversiteli öğrecilerin eğitimine katkıya var mısınız?
Ali İsmail Korkmaz Vakfı’nın e-kartlar bölümünden seçtiğiniz e-kartlar aracılığı ile çocukların eğitimine destek olabiliyorsunuz. İsterseniz bir arkadaşınız adına yüksek miktarda bağış yapın isterseniz birden çok arkadaşınız için minik minik katkılar yapın, damlaya damlaya göl olsun misali.. Minimum bağış tutarı 25 TL, hay de bakalım pamuk kalpler de eller de harekete.
TIKLAYIN – Ali İsmail Vakfı’na bağışçı olun
*Darüşşafaka’lı çocuklara destek olabilirsiniz
Eğitim zor iş bütçesi büyük bir kere. O yüzden çok fazla desteğe ihtiyaç var. Belki bir arkadaşınız için “Eğitimde fırsat eşitliği” diyen Darüşşafaka Cemiyeti’ne bağış yapabilirsiniz.
1863’te kurulan Darüşşafaka’ya annesi veya babası hayatta olmayan, ailesinin maddi durumu yetersiz, ilkokul dördüncü sınıf öğrencisi olan, Türkiye vatandaşı, sağlık veya diğer yönlerden yatılı okula kabulünde sakınca bulunmayan her çocuk başvurabiliyor.
TIKLAYIN – Darüşşafaka’daki çocukların eğitimine destek olun
*Nesin Lisesi de katkılarınızı bekliyor
Arkadaşınız edebiyatı, sanatı seviyorsa, Aziz Nesin’in hayranıysa belki onu Aziz Nesin adına kurulan vakfa destek olarak mutlu etmek isteyebilirsiniz.
Nesin Vakfına bursuna katkıda bulunmak istiyorsanız vakfa bağış yapabilirsiniz.
TIKLAYIN – Özel gün bağışlarına katkı sunun
Dayanışma ezilenlerin inceliği...
Bonus: İstanbul'un en az 34 ilçesinde yurttaşlara destek olan Derin Yoksulluk Ağı'na da katkılarınızı sunabilirsiniz. yedeğinzdeki bir telefon, kullanmadığınız bir tablet, bir çocuğunun eğitim hayatını değiştirebilir.
TIKLAYIN - "İstanbul'da ev geçindiren çocuklar var"
(EMK)
Görsel: Pixabay