Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nden (HEDEP) Eş Genel Başkanlar ve Merkez Yürütme Kurulu üyesi nezdindeki açıklamalara göre HEDEP, özellikle önceki seçimlerde birinci ve ikinci olduğu il ve ilçelerde adaylarını ön seçimle belirleyecek.
Ancak bunu konuştuğumuz bazı seçmenlerde hâlâ “Hep öyle diyorlar ama sonra şu kontenjan, bu kontenjan, derken yine merkez karar veriyor,” kanaati hâkim.
HEDEP Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan bu konuda çok net mesajlar vermişti. Bakırhan partisinin il ve ilçe örgütleriyle bir araya geldiği Diyarbakır’da basına, halkın eğilimini dikkate alacaklarını söylemiş ve mealen şu ifadeyi kullanmıştı: “Eğer yanlış olacaksa da bir kez de bu şekilde yanlış olsun.”
Bakırhan aynı toplantıda ve sonrasında farklı kentlerde düzenledikleri toplantılarda da benzer mesajlar verdi ve isim değişikliğinin de yapıldığı kurultay öncesinde yaptıkları halk toplantılarında aldıkları eleştiri ve önerilere kulak vereceklerinin altını çizdi.
HEDEP’in yerel seçimlerde nasıl bir tutum izleyeceği ana akım medyada İstanbul, Adana, Mersin gibi partinin doğrudan belirleyici olacağı büyükşehirler üzerinden tartışılsa da, Kürt kentlerindeki tutumunun ne olacağı, kayyım politikalarıyla birlikte ele alındığında, HEDEP açısından daha önemli görünüyor.
Diğer yandan genel seçim sonuçlarıyla birlikte bir kez daha HEDEP’in önüne düşen “Üçüncü Yol” siyasetinin ete kemiğe büründürülme ihtiyacı var. HEDEP kaynakları bu noktada da net mesajlar veriyor: AKP’ye de CHP’ye de eşit mesafede durdukları görülüyor.
Kimileri yerel veya il-ilçe bazındaki ittifaklara “al gülüm ver gülüm” mantığıyla yaklaşsa da, örneğin “Esenyurt’u ver, İstanbul’u al” gibi, üçüncü yol olarak ifade edilen siyasetin pratikleşmesi, öyle görünüyor ki HEDEP’te bu mantık üzerinden yürümeyecek. Kaldı ki HEDEP’in önceki seçimlerde de böylesi taleplerle siyaset yapmadığı herkesin malumu.
Belli ki HEDEP yerel seçimler öncesi toplantı, konferans, kurultay ve sonrasındaki etkinlikleriyle 7 Haziran 2015’tekine benzer bir rüzgârı arkasına almak istiyor. Kuşkusuz aradan geçen 8 yılda dinamikler fazlasıyla değişti. Ancak ihtiyaçlar değişmedi, Türkiye’nin temel sorunlarının çözümü için Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında da kilit sorun olan Kürt sorununun çözüm ihtiyacı… Zira HEDEP’i her seçimde kilit bir pozisyona sokan da bu sorun ve ihtiyaçtır.
2015 Haziran’ının siyasi havasından bugünlere eser kalmasa da o günlerin sorunları bugüne, katlanarak devrolmuş durumda.
Umalım ki “aklıselim” bizi yine 2013-2015 yılları arasındaki kimi, görece “güzel şeylere” götürür, yerel seçimlerle birlikte…
Çünkü Edirne’den Hakkâri’ye, Ordu’dan Şırnak’a, Ağrı’dan Muğla’ya herkesin özlemi, 2012-2015 yılları arasındaki gibi silahların susması ve çözümün konuşulmasıdır. (BA/AÖ)