* Hazar’ı Ararken
Azerbeycan’ın başkenti Bakü’de bulunan Hazar Üniversitesi’nin, 23-24 Nisan tarihlerinde düzenlediği “Uluslararası 4. Psikoloji Konferansı” farklı ülkelerden gelen uzmanların travma terapisi, erken yaşta zorla evlendirilen çocuklar, çocuk istismarı, aile ve çocuk gelişimi konularındaki sunum ve atölye çalışmaları ile gerçekleştirildi.
Sosyal Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcısı / Direktör Psikolog Melek Kerimova ve Üniversite Direktörü Alovsat Amirbeyli’nin her aşamasına gönüllerini kattıkları çalışmaları ile gerçekleşen konferansa; öğrencilerin, psikologların yanı sıra her yaş ve meslek grubundan Azeri kadınlarının büyük ilgisi vardı. Konferansa geçmeden önce kısa bir Bakü izlenimi yazmak, giriş için faydalı olabilir…
Dünyanın neresine gidersek gidelim valizden önce yanımızda taşıyacağımız kendi algımızla çevremize baktığımızı unutmazsak; Kafkasya’nın en büyük şehri Bakü’ye hayat veren olgunun da; yaşamak denen zahmetli ve adaletsiz işe insanca damgasını vuran güzel bireyler ile sanat olduğunu söyleyebilirim. Bu değerlerin yanında bakımlı Hazar kıyıları, dev modern yapıları, geceleri 10 bin lamba ile ışıklandırılan alev kuleleri, 1500 odası olduğu rivayet edilen başkanlık sarayı, lüks markalarla süslü caddeleri, buram buram petrol kokusu, kimi Sovyet rejimi döneminden kalma heykel ve kabartmalarla bezeli görkemli kamu binaları, geniş caddeleri, “Makas Eller” filmindeki Edward (Johnny Depp) tarafından yapılmış izlenimi uyandıran insan eli ile şekil verilmiş hayranlık uyandıran ağaçları da Bakü denilince akılda kalacaklar arasında elbette...
“İçeri Şehir” ve diğerleri…
Etrafı surlarla çevrili olan ve Unesco dünya mirası listesinde gösterilen “İçeri Şehir”, Bakü’nün en ilgi çekici yerlerinden. Taş evlerin yanı sıra yerel kıyafet, kilim, gümüş ve madalyalar satan küçük dükkânların yanında, butik oteller, şiriniyyat (tatlı) dükkânları ile bezeli “İçeri Şehir”; çok önemli başka yapıları da barındırıyor. Bunlardan en önemlileri; külliye olarak inşa edilen Şirvanşahlar Sarayı ile Qız Qalası (Kız Kulesi).
Dünyanın her bir tarafına akın akın seyahat eden turistlerin burada nerede ise hiç görünmemesi sorusu daha geniş bir perspektif ve araştırma konusu. Yine, burada gezerken karşılaştığımız ve dükkânın içindeki türlü kitapları tek tek elleyip, fotoğraf çekerken selamımızı almak dışında bizi rahatsız etmek istemeyen, 70 yaşlarındaki sahaf da unutulmayanlardan.
Bakü böyle görünüyor ancak havaalanında karşılaştığımız, Tiflis’ten dönen bir Türk işçisinin söylediğine göre şehirden uzaklaşıldığında atmosfer her yerde aynı değil. İhtişam ve modernitenin yerini Bakü’nün dışında yoksulluğun aldığını söylüyor. Petrol ve doğalgaz zengini olmasına rağmen ülkedeki yaşam koşullarını anlamak için asgari ücret ve kira ilişkisi ele alınabilir. Resmi para birimi Manat olan ülkede asgari ücretin 120 Manat, Bakü’de ortalama kiralık ev fiyatının ise 300 Manat civarında olduğunu öğreniyoruz. Ücretler ülkede genel olarak düşük. Zenginlerin yaşam şartları ise, lüks arabalarından belli olduğu üzere bizdekiler gibi…
Bakü’deki Shakespeare
Bakü’nün caddelerinden, Psikoloji Konferansı’nın yapıldığı üniversiteye bakışımızı çevirirsek, Azeri halkının konuk ve sanatseverliğinde vücut bulan esas zenginliğin burada ışıldadığını söyleyebilirim. Üniversitenin kurucusu, aynı zamanda mütevelli heyeti başkanı olan ve Shakespeare hayranı bir dayının ismini verdiği matematik profesörü, bilim felsefecisi, şair, yazar Hamlet Hoca (Hamlet İsaxahanlı), konferansın açılışında önemli sözler söylüyor.
Özgürlük ve eşitlik bakımından ülkenin geçirdiği merhaleleri anlatışındaki bilim insanına özgü cesur konuşmasını, sanatçılığının duyarlı kelimeleri tamamlıyor. Dünya dillerine çevrilen şiir kitaplarının yanı sıra, diğer eserleri ve bu yazının başlığına da ilham olan ve Hazar Üniversite’sinin kuruluş öyküsünün yer aldığı “Hazar’ın Sorağında” kitabının etkisi içindeyken, tüm uğraşlarına rağmen derin tevazusu hepimizi iyi hissettiriyor. Besteci ve piyano hocası olan yoldaşı (eşi) Naile Hanım ile bizi evine konuk ettiği çay davetinde şahit olunan dayanışma ve düetleri gruptaki evli-bekâr herkesi etkiliyor…
Travma, çocuk istismarı ve EMDR
Konferansta öne çıkan notlara gelince… Üniversitenin akademik olarak önemsediği ve geliştirmek istediği “Psikoloji” alanında dört yıldır yapılan konferansı takip eden konukların, sunum yapan her bir uzmanı dikkatle dinleyişi çabaların boşa gitmediğini gösteriyor.
Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç Dr. Ayten Zara’nın çocuk istismarı ve erken yaşta zorla evlendirilen çocuklarla ilgili olarak hem yurtiçi hem yurtdışında yaptığı çalışmalarını anlattığı ilk günkü sunumun ardından, konferansın ikinci günü devam eden workshop eğitimine katılanların tamamı kadın. Psikoloji öğrencileri, psikolog ve çeşitli okullardaki rehber öğretmenler sayıca daha çok.
Toplantı aralarında Azerbeycan’daki çocuk istismarı ve çocuk ihlalleri konularında istatistik veriler olup olmadığını sorduğum birkaç katılımcı konu hakkında bilgisi olmadığını söylüyor. Akademisyenler de detaylı bir çalışma olmadığını doğruluyor. Zara’nın cinsel istismarın ne olduğu, aile içi cinsel istismar, psikososyal ve kültürel risk faktörleri, cinsel travma etkileri, bağlantılı hastalıklar başlıkları altında verdiği bilgiler ve olgu sunumlarına dayanamayan 2-3 kişi salondan ayrılıyor. Kalanlar etkin dinlemekle birlikte, daha çok istismar dışındaki kişisel vakalar hakkında sorular soruyor. Bu durum, çocuk istismarının dünyanın her yerinde görülen küresel bir gerçeklik olduğu bilgisine rağmen, buralarda henüz konuşulmaya başlanmadığını düşündürüyor.
Kongrede, Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Burhanettin Kaya tarafından yapılan sunum ve ikinci gün yaptığı atölye çalışmasında travmanın oluşma mekanizmaları, travma tedavilerinde kullanımı artan EMDR terapisi hakkında verdiği bilgiler, paylaştığı slaytlar onlarca el tarafından fotoğraf karesine alınarak, bilgiler özümsenmeye çalışılıyor.
Konferansa olan ilgiyi konuştuğumuz Kaya, “Psikoloji bilimini geliştirme ve kurumsallaştırma çabasına küçük bir katkı sağlamanın hoşnutluğunu yaşadık. Azerbaycan'da hem psikiyatrinin hem de psikolojinin ülkemiz bilim insanlarının desteğine ihtiyacı var. Özellikle bizim gibi iki ayrı sistemin, kapitalizmin ve sosyalizmin kesişimini ve çatışmasını yaşamış, kavşağında olan bir ülkeden, Azerbaycan'dan, onların bilimsel birikimlerinden de öğreneceğimiz çok şey var” dedi.
Konferans süresince Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nden Prof Dr. Yaşar Özbay, Umman Sultan Qaboos Universitesi’nden Prof. Dr. Ali Kemal Tekin, World Human Relief ve Açık Kapı isimli çocuk alanındaki sivil toplum örgütlerinde Ayten Zara ile birlikte gönüllü çalışan öğrencileri Dilan Bozdağ, Seher Tarhan, Esra Zırhlıoğlu, Tuğçe Merve Aytac, Narlı Yıldız, Kader Tarhan’ın sunumları da büyük alkış aldı…
Konferans bilimle sınırlı kalmadı elbette. Finalde konakları (konukları) bekleyen jesti, üniversitenin sitesinden aldığım şu cümle dışında daha farklı ve daha ince nasıl anlatabilerem ki: “Konfransın sonunda hər bir iştirakçıya sertifikat verildi… Konfrans iştirakçılarına Xəzər Universitetinin Musiqi və incəsənət departamentinin hazırladığı konser proqramı təqdim olundu…“ (AT/YY)