*Fotoğraf: AA
Pandemi sürecinde aşıya erişim ile ilgili çok hızlandırılmış bir süreç yaşanıyor. Lisans alındıktan sonra aşı üretiminin 12-24 ay içinde yavaş yavaş artacağı, 2021'in ortası ila sonundan önce yaygın biçimde aşıya erişimin söz konusu olmayacağı, aşının hastalık bulaşına etkisinin yavaş gelişeceği, hedef kapsayıcılık oranlarına erişmenin birkaç yıl alabileceği ifade edilmişti (Anderson ve ark., 2020). Kaldı ki merkez kapitalist ülkeler, geliştirilen aşıların ilk üretimlerini ön alımlarla kapatmış durumda, hızla toplumlarını aşılıyorlar. İsrail nüfusunun yüzde 62’sine, Birleşik Krallık yüzde 50’sine, ABD yüzde 43’üne, Türkiye ise yüzde 16’sına bir doz aşı uygulamış durumda.
Dünya COVID-19 aşısı ayrımcılığını iliklerinde hissederek deneyimliyor. Arjantin, Güney Afrika, Brezilya ve Türkiye gibi aşı araştırmalarına ev sahipliği yapan ülkelerin bile yeterli aşıya erişemeyecekleri belirtilmişti (Lerner, 2020) ve gerçek oldu. Dünyanın eşitsizlikler listesinde COVID-19 aşıları da yerini aldı. Pandemi geçtiğinde geride aşı ayrımcılığı kalacak. Oysa sürecin daha farklı yönetimi mümkün!
AKP'nin aşıyla ilişkisi
AKP hükümetinin aşılarla ikircikli bir ilişkisi var. Aşılara yönelik tedirginliği besleyen, aşı karşıtlığı ile mücadele etmeyen ama küresel bir salgın söz konusu olduğunda aşıya tutunan ikircikli bir politika bu.
Aşı temininde ciddi sorunlar var. İki farklı aşının Türkiye’de uygulanmaya başlanmış olması, meselenin olumlu yanı. Ancak gelinen aşamada aşılama çalışmaları durma noktasına gelmiş durumda ve toplum bağışıklığı sağlamaktan çok uzakta. Süreç ne yazık ki şeffaf yönetilmiyor. Türkiye’de sürekli bir “kervan yolda dizilir” durumu söz konusu. Yakın zamanda Biontech aşısının ikinci dozunun uygulama aralığı konusunda yaşanan karmaşa, bunun tipik bir örneği. Basına “Biontech randevuları gitti-geldi” diye yansıyan süreç, yurttaşların zihninde doğal olarak soru işaretleri yaratıyor.
Örneğin Kanada koruyuculuğu yüksek farklı dört COVID-19 aşısı ile öncelikle nüfusunu en az bir doz aşılamayı hedeflemiş, bunu şeffaf bir biçimde toplumla paylaşmıştı. Aşı temin edemediği için ikinci dozu yapmama durumuna düşmeden eşitlikçi bir biçimde herkese öncelikle tek doz yapacağını duyurmuştu. Oysa Türkiye’de aşı temini sürecinin dalgalanmalarına çözüm olarak ikinci dozun uygulanma aralığının değiştirilmesi doğal olarak güven yitimine neden oluyor.
Güven
Karar alma süreçlerinin, eldeki verilerin, süreç bilgilerinin toplumun özellikle meslek örgütleri, uzmanlık dernekleri gibi alanın bilgi birikimine sahip kesimlerinin katkısına ve katılımına olanak sağlayan bir çerçeve içinde tartışmaya açılması gerekir. Böylesi bir yaklaşım bu süreçte en çok ihtiyaç duyulan şeylerden biri olan güvenin inşa edilmesine katkı sunacaktır. Halk sağlığı politikalarının ve uygulamalarının etkinliği, alınan kararların en yüksek etik, bilimsel ve profesyonel standartlarda olmasının sağlayacağı güvene bağlıdır. Halk sağlığı politikalarına halkın güven duymasının arkasında uygulamaların kanıtları yoluyla bilgilenmesi yatıyor.
Şeffaflık
Aşıya erişim sürecinin iyi yönetilmemesi aşıya yönelik tereddütleri pekiştiriyor. Aşı konusundaki bilgilerin, verilerin şeffaf bir biçimde paylaşılmaması, gerçek dışı bilgilerin, dedikoduların yaygınlaşmasına ve aşıya karşı tereddüdün artmasına yol açıyor. Aşıya erişilse bile aşıya yönelik tereddüt söz konusu olduğunda toplum bağışıklığı sağlanamayacak, hastalık ve ölümler artmaya devam ederken toplumun en kırılgan kesimleri bundan en çok zarar görecek ve pandemi ile mücadele başarısızlıkla sonuçlanacaktır.
Sağlık Bakanlığı, 2 Mayıs için ölüm sayısını 340 olarak açıkladı. Fazladan ölümler ile ilgili yapılan hesaplamalar ölüm sayısının açıklanandan iki kat fazla olduğunu işaret ediyor (Yaman, 2021). Bu ölümlerin engellenebilir olduğunu biliyoruz. Ölümleri engellemenin yolu hızla kitlesel olarak aşılama çalışmalarının yaygınlaştırılmasıdır.
Türkiye’de öncelikli olarak aşılanacak grupların sağlık çalışanları, yaşlı bakımevleri vb. kurumlarda çalışan görevliler, asker, polis, jandarma, adli personel, cezaevinde bulunanlar ve çalışanlar, 65 yaş ve üstü, 50-64 yaş kişiler, 18-49 yaş grubunda kronik hastalığı olan bireyler, hizmetin sürdürülmesi için öncelikli sektörde çalışanlar oldukları belirtilmişti (Sağlık Bakanlığı, 2021).
Adalet ve eşitlik
DİSK, “tam kapanma” uygulamasında emekçilerin yüzde 60’ının çalıştığını belirtiyor. Emekçiler açısından bir çifte eşitsizlik söz konusu. Çalışmak zorundalar ve aşıya erişemiyorlar! Oysa halk sağlığının etik ilkeleri sağlıkta adaletin ve eşitliğin sağlanmasının gerekliliğini vurgular:
İnsanların ve toplumların sağlıklarını ve diğer yeteneklerini geliştirebilmeleri için gerekli kaynaklar ve sosyal koşullara eşit erişim fırsatına sahip olmaları gerekir. Halk sağlığı çalışanları ve örgütlerinin bilgi, beceri, deneyim ve ağırlıklarını; bireylerin ve toplulukların toplumsal hiyerarşi içindeki konumlarına bakılmaksızın, kaynakların, fırsatların ve yüklerin eşitlikçi bir biçimde dağılması için kullanmaları etik bir zorunluluktur. Halk sağlığı uygulamaları eşitsizlikleri derinleştirmemelidir. Sağlıkta adalet ve eşitlik sadece kıt kaynakların eşitlikçi dağılımı konusunda değil, aynı zamanda eşitsizliklerden kaynaklanan yapısal ve kurumsal tahakküm biçimlerinin iyileştirilmesini de içerir (APHA, 2019).
Küresel düzeyde coğrafi eşitsizlikler, ülkelerin içinde sınıfsal eşitsizliklere dönüşüyor. Toplumun, neoliberal politikaların yönettiği pandemi nedeniyle içine girdiği ölüm sarmalından çıkmasının yolu toplumsal bağışıklamadır. Bu nedenle aşılama çalışmalarında hayatı eve sığmayan emekçiler öncelikle aşılanmalıdır.
(FAT/NÖ)
Kaynaklar:
- Anderson RM, Vegvari C, Truscott J, Collyer BS (2020) Challenges in creating herd immunity to SARS-CoV-2 infection by mass vaccination, Lancet Cilt 396 Kasım 21, 2020
- APHA (2019) Public Health Code of Ethics https://www.apha.org/-/media/files/pdf/membergroups/ethics/code_of_ethics.ashx
- Yaman, Güçlü (2021) (https://twitter.com/GucluYaman/status/1388211952619606023/photo/1)
- Lerner, S (2020) World Faces Covid-19 “Vaccine Apartheid” The Intercept, https://theintercept.com/2020/12/31/covid-vaccine-countries-scarcity-access/
- Sağlık Bakanlığı (2021) Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Eğitim Materyali