Azerbaycanlı insan hakları aktivisti avukat İntigam Aliyev'in İstanbul Atatürk Havalimanı'nda polisin elinde yaşadıkları, bu ülkede temel bazı meselelerde aslında hiç de ciddi bir iyileşmenin olmadığının en son kanıtı oldu. Polisler Aliyev'i memura hakaretten gözaltına aldı, dövdü ve sınır dışı etti.
İntigam Aliyev Azerbaycan'daki Hukuk Eğitimi Derneği'nin başkanı ve insan hakları avukatı. Ülkesinde önemli bir aktivist olan Aliyev, uluslararası insan hakları topluluğunun da yakından tanıdığı ve bilgisine başvurduğu bir avukat.
Zaten başına gelenlerin başlangıç noktası da Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'ın (AGİT) düzenlediği bir toplantı için gittiği Vilnius'dan 6 Aralık günü Bakü'ye geri dönerken İstanbul'da aktarma yapması oldu.
Memura hakaretten gözaltı
İntigam'ın anlatımına göre pasaport kontroldeki memur kendisine kaba davrandı ve pasaportunu vermek istemedi. Bunun üzerine İntigam itiraz edince devreye havaalanı polisi girdi ve memurdan özür dilemesini istedi. "Asıl onun benden özür dilemesi gerekir" diyerek itiraz eden İntigam, alıkondu ve savcılığın memura hakaretten gözaltına alınması kararıyla macera başladı.
Salı akşam saatlerinde Norveç'ten gelen bir telefonla durumdan haberdar oldum ve hemen bir avukat bularak havaalanına gitmesini rica ettim. Sağlık muayenesine götürdüğü söylenen Aliyev'le ancak sabah 01:30 civarında görüşebilen avukat, polislerin "kendisi avukat olduğunu kanıtlayabilirse salarız" dediğini söyleyince belge arayışına giriştik.
Bir süre sonra avukat arkadaşımız "Galiba meseleyi uzlaşmayla çözebiliyoruz, karşılıklı şikayetlerini geri çekecekler" haberini verdi.
Umutla sabaha karşı salıverilmesini beklediğimiz Intigam, ne yazık ki salıverilmedi. Vazifeşinas bir savcının "Ben memuruma hakaret ettirmem" kararıyla umutlar suya düştü. Avukat sabah 06:30 gibi daha da vahim bir durumu haber verdi: Polisler İntigam'ın sınırdışı edileceğini söylemişlerdi.
Hadi diyelim bir tartışma oldu, Intigam da kabahatli. Varsayıyorum memura hakaret suçu işlendi. Sınırdışı edilmesini gerektirecek kadar vahim "siyasi veya idari icaplar" neydi acaba? Polisle tartışınca kamu düzeni nasıl bozuldu? Kanaatimce, kimsenin arayıp sormayacağını düşündükleri bir yabancının gözünü korkutmak için yaptıklarına müdahale ederek bozduğumuz kendi düzenleriydi.
İntigam zaten gitmek üzereyken alıkonduğu yere zorla gönderilmek isteniyordu. Sınırdışı edildiği takdirde Türkiye'ye giriş çıkışında ya da buradan aktarma yapmak istediğinde ciddi sorunlar yaşama olasılığının yanı sıra, suç sebebiyle bir ülkeden sınırdışı edilmiş olacaktı.
Bürokrasi labirenti
İstanbul'da Baro, Avukat Hakları Merkezi ve başka avukat arkadaşlar devreye girdi, başsavcıya durum anlatıldı. AGİT, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiserliği ve sivil toplum örgütlerine haber verildi.
Çarşamba günü sınırdışı kararıyla ilgili bilgi almak ve yaşananlardan ilgili mercileri bilgilendirip bu rezaleti önlemek üzere telefon başına geçtim. Valilikten başlayan ve tam gün süren telefon trafiğinde herkes topu başka bir birime attı. İnsan Hakları Kurulu beni Havalimanı Mülki İdare Amirliğine, orası Havalimanı Yabancı Şube'ye yönlendirdi.
Her seferinde durumu tekrar tekrar anlattım ve aldığım cevap "Bu konuyu şu kişiyle görüşmelisiniz" oldu.
Bir sonraki adım Emniyet Genel Müdürlüğü oldu. Önce Yabancılar Şubesi, oradan da sınırdışı birimi... Burada en azından "Şifaen cevap veremeyiz, dilekçe yazın" yanıtını alabildim.
Telefondaki memur ne bir faks ne de e-posta bilgisi verebildi. "Emniyetin genel faksına yollayabilirsiniz!" Peki...
Sıra Ankara bürokrasisindeydi. Ama insan haklarıyla ilgili birimlerin telefonlarını açan olmadı. Konuşabildiklerim ise şahsen tanıdığım kişilerdi ve ne yazık ki yapabilecekleri çok fazla bir şey yoktu.
Tüm bu telefonlardan bir kez daha aldığım ders ise sıradan bir yurttaş olarak acil durumlarda devlete ulaşmanın pek mümkün olmadığı...
Polis şiddeti iddiası
Çarşamba günü öğleden sonra aldığımız bilgi İntigam'ın gece Bakü'ye sınır dışı edileceğiydi. Norveç merkezli İnsan Hakları Evi çağrı mektupları hazırlayıp İçişleri, Dışişleri ve Türkiye'nin AGİT, BM temsilcilerine ve büyükelçiliğe durumu ileterek sınırdışı işleminin yapılmaması talebinde bulundular.
Bu arada sınır dışı edileceğini öğrenen İntigam Aliyev, polislerden pasaportunu isteyince bir polisin kendisine şiddet uyguladığını, "Tek kelime daha edersen kafana da vururuz" diye tehdit edildiğini söyleyen bir bilgi iletti.
Bakü, Oslo, İstanbul arasında süren telefon trafiğiyle parçaları birleştirmeye çalışırken İntigam'la ilgili yeni bir haber geldi. Uçağa bindirilmek üzere kapıya götürülürken havaalanında bulunan personele gördüğü şiddeti anlatmaya çalıştığı için bir kabine sokulup yedi kişinin gözü önünde aynı polis tarafından bir kez daha dövüldüğü iddia ediliyordu.
Artık tek düşüncemiz sağ salim ülkesine döndüğünden emin olmaktı, adalet mücadelesine ondan sonra devam edebilirdik.
Nihayet sabah 03:30 civarında İntigam Aliyev çok sayıda insan hakları savunucusu ve basının kendisini beklediği Bakü'ye indi. Adalet arayışını hem Azerbaycan hem Türkiye'de sürdürecek. (ÖD/HK)
* İntigam Aliyev'in Bakü Havaalanında basına yaptığı açıklamayı izlemek için tıklayın.