*Görsel betimleme:Fotoğrafta, açık ve güneşli bir günde, bir köy manzarası görülüyor. Arka planda ormanlık alanla kaplı bir dağ bulunuyor. Orta planda ise çeşitli yapılar ve evler yer alıyor, çoğunlukla taş ve kerpiçten yapılmış gibi görünüyorlar
Geçmişimi unutacak kadar güçlü değilim. Hatırlamak zor bir çaba olmalı. Zihnimden bir yığın anı geçiyor: Şu an Gökçeada’dayım.
Asıl ismiyle İmroz Ada diye geçiyor. Burası Tepeköy, ilk kez geliyorum. Buraya geldikten sonra peyzaj ve hafıza üzerinde düşünmeye başladım. Burada, Rum mahallelerinin çok derin bir hafızası var…
Bu peyzaj ve hafızayla hissettiğimi birileriyle paylaşmam gerekiyordu. Aklıma iki kişi geldi, Tansel Korkmaz ve Korhan Gümüş.
Aramızda geçen çok kısa bir sohbeti sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu sohbeti burada paylaşmamın nedeni, hafıza ve peyzaj hakkında gizli kalmış derin bir tartışma yaratabileceğini hissetmem.
Waseem Ahmad Siddiqui: Tepeköy’de Rum mahallelerin çok derin bir hafızası var…
Tansel Korkmaz: Evet, inşa etmeyi bilenler Rumlar ve Ermeniler. Gayrimüslimler gidince yaşam kültürü de çok renkliliğini, dinamizmini kaybetti. İlhan Tekeli, "ulus-devlet kurulması her yerde bir şiddet barındırmıştır" demişti.
W.A.S: Ne kadar üzücü bir durum. Bunu buraya geldikten sonra daha da hissettim. Dereköy’deki terk edilmişliği de çok hüzünlü.
Tansel Korkmaz'dan aldığım bu kısa mesajdan sonra birçok şeyi hatırladım. İlhan Tekeli'nin "ulus devletin kuruluşu her yerde şiddet yarattı" sözünü alıntılarken daha çok düşündüm.
Burada özellikle inşaat, tarım ve savaş arasında bir gerilim hissettim. Belki de bunun üzerine daha fazla düşünmem gerekiyor. Tansel Korkmaz'la yazıştığım mesajları Korhan Gümüş'e ilettim ve onunla da yazıştım.
W.A.S: Korhan, ben İmroz adasındayım. Az önce Tansel Korkmaz'la konuşurken aklıma sen geldin. Buraya geldikten sonra peyzaj ve hafıza hakkında düşünmeye başladım. Hüzünlü bir yer burası.
Korhan Gümüş: Waseem, çocukken ailemle birlikte gittiğimde babam bir daha gelmeyelim burası felaketin izlerini taşıyor, demişti. Anadolu'nun nasıl bir şekilde dönüştüğünü anlamak için son örneklerden biri. Gerçi Büyükada da öyle. Açık hapishane, kadınlara toplu tecavüz, tarlalara, mallara el koyma, felaket bir zülüm yaşanmış. Ayvalık gibi yerlere gidip de katliamların yaşandığı yerlerde eğlenenleri görünce kızdığım da oluyor. Önce adıyla başlayalım. Kimliğinde doğum yeri İmroz yazdığı için geri dönemeyen Rumlar var. Irkçı uydurma adları kullanmamak lazım. İlhan Tekeli de ne yazık ki önce sınırları belirleyen, sonra milleti inşa eden soylulaştırma dinamiklerinin bir ürünü.
Korhan'dan aldığım bu mesaj bana çok samimi bir mesaj gibi geldi. Bu kadar derin hafızası olan bir yere, mekâna, kültüre insan nasıl gelir ve tatil yapar? Korhan'dan bu mesajı aldıktan sonra hemen Tansel Korkmaz'a gönderdim.
W.A.S: Korhan yazdı.
T.K.: Evet, çok ağır bütün yaşananlar. Diğer taraftan da ulus-devletlerin kuruluşundaki şiddeti anarken imparatorluklarınki de daha az sancılı değildi...
Burada geçmişin izlerini taşıyan olaylar var. Aynı zamanda bu yaşanan olayları tanık olan bir peyzaj -bir tabiat alanı- var. Burada yerin bilgisinin yanı sıra, yerin ruhunda başka bir hüzün vardı. Bunu anlatmak gerçekten çok zor. Peyzaj ve hafızanın bu şekilde yan yana yakınlığı bana derinden hüzün verdi.
(WAS/AS)