Farklıydılar. Yarı yerleşik gibiydiler sanki. Tavuklar geziniyordu derme, çatma çadır aralarında... Çadırları Romenlerinki gibi kaliteli de değildi. Derme çatma, çoğunluğu naylondan yapılma, tuvaletleri dışarıda.
Doğu, Güneydoğu ve İç Anadolular
Onlar, yerlerinden yurtlarından ayrılmak zorunda bırakılmış, memleket özlemiyle yanıp tutuşan, yaşama İç Anadolu bozkırlarından tutunmaya, ilişmeye çalışan kirli savaş nedeniyle savrulmuş Doğu ve Güneydoğulu Kürtlerdi.
Bir diğer yerde ise üretimsizlikten, yoksulluktan köylerini terk etmiş 13-14 yaşlarındaki kız çocuklarının çalışmak için geldiği İç Batı Anadolu insanları vardı.
Konuşmaya başladık: Anadolu'da yaşamın kenarına tutunmaya, ilişmeye çalıştıklarını, içine düşürüldükleri durumu onurlarına yediremediklerini, kendileri tarafından sansür ederek anlatılar... Söz şimdi onlarda...
Sabah 7'den akşam 7'ye 7 milyon
Hatice Sarı, Afyon'un, Şuud İlçesi, Aydın Köyü'nden, günde yedi saat çalışıyor, 7 milyon lira kazanıyor, yiyecek kendilerine ait, yatacak yer veriliyor.
Beş çocuğu var, hep birlikte çalışıyorlar. Hiçbirinin sosyal güvencesi yok. Sadece, bir oğlu işçi olarak askere gittiği için, ondan dolayı bir sağlık karneleri var.
- Neden buradasınız? Köyünüzde geçinebileceğiniz bir işiniz yok mu?
Hiçbir şeyimiz yok. Ekecek bir karış toprağımız yok gardaşım. Gidip görebilirsiniz: her yer dağ taş. Bizim oralarda taş kırarlar. Benim adam da kıramıyor. Öyle olunca, adam, kadın, kız toplanıyor, buralara iyi kötü çalışmaya geliyoruz. Burada biraz çalışır, sonra mandalina toplamaya, domates toplamaya gideriz. İdaremiz bu.
- Peki, yemek, kalacak yer harcamalarından sonra kalan para yetiyor mu size?
Kurtarmıyor, ama ne yapacaksın? Mecburuz, çalışıyoruz. Bakın hastayım ben. Romatizma dediler, kan uyuşmazlığı dediler, ama ben bir doktora bile gidemedim. Burası Ankara, burada giderim dedim ama yine olmadı. Uzak hastane, burada iş var.
- Sizler hem tarlada hem de akşam olunca yemek, çamaşır, bulaşık, çocukların bakımı vs. gibi işlerle evde çalışıyorsunuz. İkisini hesapladığımızda çalışma saatiniz ne kadar?
Sabah 7'den akşam 18.30'a kadar tarladayız. Sonra evde gece 11-12'ye kadar yemek, bulaşık, çamaşırla uğraşıyoruz.
- Peki son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Ne diyeyim ki? Belden aşağım tutmuyor, şu anda tek derdim bu ağrılarımdan kurtulmak. Çalıştıklarımla bir çamaşır makinesi bir de inek alsam da köyümde otursam. Başka bir istediğim, derdim yok. Zor elin memleketinde, çok zor. Keşke devlet bir tarla verse, bir yardım etse de. Kendi yerimizde çalışsak, kalkıp buralara gelmesek. Ama nerede? Yok yok...
Memlekette bir inek, kızıyla birlikte günde 14 milyon
Afyon'un, Şuud Kazası, Başören Köyü'nden... 55 yaşında bir kadın, Kız çocuğuyla birlikte çalışıyor. Sosyal güvenceleri yok, memlekette bir inekleri var.
- Memleketinde arazin var mı?
Hayır, yok.
- Peki hayatından memnun musun?
Hayır. Sana soruyorum: 7 milyon TL ben kazanıyorum, kızımın kazancıyla 14 milyon TL kazanıyorum. Bu parayla 5 nüfusa bakıyorum. İdare olunur mu? Geçinemiyorum.
- Bir yıl boyunca ne kadar süre çalışabiliyorsunuz?
2-2,5 ay çalışabiliyoruz. Ondan sonra tarım işi bulamayız. Mevsimlik bizim işimiz. Yani en fazla 3 ay çalışıp, kazandığımızı 12 ay yiyoruz. Sigortamız olsun istiyoruz, ama sigortadan önce primini yatırabilecek kazanç istiyorum. Bu 7 milyon TL ile sigorta, Bağ-Kur yatırılır mı?
Çeyize sıra gelmiyor
Gülcan Sülün, Afyon'un, Şuud Kazası, Aydın Köyü'nden, 18 yaşında, 13 yaşından beri çalışıyor. .
- Kazandığın parayı ne yapacaksın?
Köye götürüyorum. Babama veriyorum. Borcumuz var, babam borçlara yatırıyor. Un, yağ alıyor.
- Kazandığın para sana kalsaydı ne almak isterdin?
Çok şey var alacak, hangi birini sayayım. Hem artık çalışmak da bir şey almak da istemiyorum. Evde otursam rahatça o da yeter.
- Çeyizin için almak istediğin bir şey olmaz mıydı?
Yok ona sıra gelmiyor hiç. Dediğim gibi hepsini babama veriyorum. Daha yeni gelinler bile buraya çalışmaya geliyor. Bir yolunu bulup evlenseler de bu sefer, alan adamın borcunu ödemek için gene mevsimlik çalışmaya geliyorlar buralara. Herif borçla alıyor kızı, ondan sonra çalıştırıp düğün masrafını ödetiyor.
Çamaşır makinesi, buzdolabı istemez miyim? Her şeyi isterim, ama yok. Yeter diyoruz olana, ama yetmiyor, ne yapacaksın? Biz aylardır kuru ekmeği zor buluyorduk. Şuraya geleli sulu yemek yemeye başladık. Bir tavuk 4-5 milyon TL, alamayız. Burada çalışacağız, sonra domatese gideceğiz de 1-2 ay yiyecek para çıkacak. O da ucu ucuna.
Para borca
Emine Sayar, Afyon'un, Şuud Kazası, Aydın Köyü'nden geldim, 14 yaşın, 3 yıldır ekmek parası için aynı yere çalışmaya geliyor. Sosyal güvencesi yok. Aileden üç kişi buradalar. Köylerinde ene toprakları, ne de hayvanları var.
- Kazandığın parayı ne yapıyorsun?
Babama veriyorum. Borcumuz var. Borca yatırıyoruz.
İmkan olsa koşa koşa okula
Emine Ören, Afyon'un, Şuud Kazası, Aydın Köyü'nden. 15 yaşında, üç yıldır, annesiyle birlikte çalışmaya geliyor. Orta okulu bitirdi, liseye gidemedi.
-Kazandığın parayı ne yapıyorsun?
Anneme veriyorum.
- Ne kadar süre çalışıyorsunuz? Kazandığınız para yetiyor mu?
Çapada 2 ay, mandalinada 4 ay çalışıyoruz. Kazandığımızla idare ediyoruz. Mandalina toplamaya İzmir'e gidiyoruz.
- Peki yaşamının nasıl olmasını isterdin?
Böyle olsun istemezdim. Okumak, öğretmen olmak isterdim. İmkanım olsa, koşa koşa okula giderim.
Esasen Vanlı, hem Hatay'da, hem burada
Abdulhamit Yıldız, Hatay'dan geliyor ama asıl memleketi Van. Van'ın Erciş İlçesine bağlı, Çökek köyü. Memlekette arazisi yok, eskiden hayvanları vardı, şimdi yok. 9 kişilik ailenin beşi burada çalışıyor. Hiçbir sosyal güvenceleri yok.
- Burada günlük ne kadar yevmiye alıyorsunuz?
Günlük 5 milyon TL.
- Burada yeme, içme, barınma giderleriniz de karşılanıyor mu?
Hayır. Her şey bize ait. Bu 5 milyon TL'nin içinde. Un alıyoruz, ekmeği de kendimiz yapıyoruz.
- Yılda kaç ay çalışabiliyorsunuz?
Burada 2-2.5 ay çalışabiliyoruz. Buradan sonra Hatay'a gideceğiz. Hatay'da portakalda çalışıyoruz.
- Yevmiyeleri kim belirliyor?
Buradaki arazi sahiplerinin vicdanı.
- Van'dan ayrılmaman, orada çalışıp hayatını devam ettirmen için, ne olmalı? Hangi koşullara sahip olmalısın?
Memlekette arazi yok. Mal yok. Hiçbir şey yok. Ben öylece köye gitsem otursam açlıktan ölürüm. Arazi olacak, mal olacak, çalışacağım, bir gelirim olacak da Van'da kalacağım. Şimdi senin altında araban olmasa, benzinin olmasa gezebilir misin böyle? Gelip bizi buralarda bulabilir misin? Biz de öyle.
- Peki, sizin babanız, dedeniz de böyle mevsimlik mi çalışıyordu? Yoksa o zamanlar Van'da bir iş yapabiliyorlar mıydı?
Onlar az çok köyde idare edebiliyorlardı. Malcılık yapıyorlardı.
- Malcılık nasıl bitti?
Devlet bırakmadı, kimse mal beslesin.
- Bu engel hala var mı?
Evet var. Hala var, bırakmıyorlar.
Memleketinde yaşamak istiyor
Cumali Aktekin, Diyarbakır, Kutlu Köyü'nden, 17 yaşında, İlkokul 3'e kadar okudu, hala okumak istiyor. Kazandığı para ancak yetiyor.
- Kaç yıldır çalışıyorsun?
5 yıldır çalışıyorum, bir sigara parasına. Devletin başındakiler yiyorlar, içiyorlar. Bizim gibi garibanlar da sürünüyor. Ne arazi var ne mal. Burada insanların elinde dünyanın arazisi var. Bunun bir parçası yok bizde, kendi köyümüzde. E biz de vatandaşız! Bayrağımız birdir, dinimiz birdir, her şeyimiz birdir. Ama bizde toprak yoktur. Bir olmasa ta Van'dan ne buraya gelelim? O zaman başka yere giderdik.
- Son olarak eklemek istediğin bir şey var mı?
Memleketimizde yaşamak istiyoruz. Burada ne işimiz var. Arazimiz, malımız olsun, kendi memleketimizde çalışalım istiyoruz. Devlet bize yardım etsin.
Burada bu çadırlarda yaşamak iyi değildir. Buradan Hatay'a gideceğiz, orada da aynı. Ev yok. Düzenli aile yaşamı yok. (AA/NM)