''(Sessiz katil) diye adlandırdığımız bu hastalık, erişkin her 5 kişiden birinde görülüyor.''
Bilim adamları, sekiz yaş ve daha üstündeki şişman çocukların kan dolaşımı sistemlerinde bir çeşit iltihap saptadıklarını, bu belirtilerin yetişkinlerde kalp hastalıkları riskini doğurduğunu açıkladı. Araştırmanın, fazla kilo ile kalp hastalıkları ve ileri yaşlarda meydana gelen şeker hastalığı riski arasındaki ilişkiye yeni bir bakış açısı getireceği bildirildi.
Diabet (Şeker Hastalığı) daha çok sayıda insanı daha erken yaşta etkiliyor. Şeker hastalığı ve yüksek tansiyonun, erken ölümün yanı sıra orta yaşta zeka geriliğine sebep olduğu belirlendi. Türkiye Diyabet Vakfı Başkanı Prof. Dr. Temel Yılmaz, Türkiye'de her üç diyabetliden birinin hasta olduğunu bilmediğini belirterek, ''Sadece eğitim vererek diyabetli hastalarda körlük oranı yüzde 80, bacak kesilmesi ise yüzde 30 azalır'' dedi.
Enfeksiyon hastalıkları
Deli Dana(BSE): Ülkemize değip geçen ama başta Avrupa ülkeleri olmak üzere dünyayı etkileyen özellikle hayvanlarda görülen bazı enfeksiyon hastalıkları yıl boyunca gündemimizden düşmedi. ''Deli dana''(BSE) bunlardan birisiydi. Sorunun çok büyümesi üzerine BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), AB dışındaki ülkelere ''deli dana'' hastalığı riskini azaltmak ve engellemek için önlem alma çağrısında bulundu.
İngiltere'den başlayan birkaç yıldır dünya gündemine oturan bu hastalık için Almanya Federal Tüketici Sağlığını Koruma ve Veterinerlik Enstitüsü, ''deli dana'' hastalığının kümes hayvanları ve domuzlarda da olabileceğini açıkladı.
Şap Hastalığı: Yıl başından itibaren İngiltere'den başlayıp Avrupa'ya yayılan hayvanların toplu olarak itlafına ve üreticilerin intiharına yol açan hastalıklardan birisi de bu hastalıktı. İnsanlar için risk yaratmıyor olması önemliydi. Ama özellikle gelişmiş ülklerdeki insanların beslenme alışkanlıklarını tümden değiştirmelerine yol açtı.
Şarbon: Dünya bu hastalığı da bu yıl öğrendi. 11 Eylül'de Dünya Ticaret Merkezi'ne yönelik saldırılardan bir ay sonra "posta" yoluyla gündemimize girdi. ABD'nin Afganistan operasyonunu dünyaya kabul ettirmesi için çok önemli katkıda bulunan bu hastalığın bir toplu imha silahı boyutuyla öğrendik. O kadar ki telefon hatlarıyla nakledilen ve bilgisayarları etkileyen tipleri bile ortaya çıkarıldı. İnsanlığın büyük olasılıkla artık gündeminden inmeyecek bir tehdit yaratan biyolojik silahlar böylelikle herkesçe öğrenilmiş oldu.
Verem: Ancak insanlığı tehdit eden bir başka hastalık daha yoğun olarak gündemimizde olması gerekirken değildi. Yalnız duyarlı ve konuyu bilenlerin, bir de yaşayanların dert ettiği bu hastalık "verem"di. Dünya Sağlık Örgütü bu hastalığa ilişkin durumu aralıklı olarak ortaya koydu. Yıl başında (verem savaş haftasında) söylenen, dünyada her yıl 8 milyon kişinin verem hastalığına yakalandığı, 3 milyon kişinin de verem nedeniyle yaşamını kaybettiği yolundaydı.
Akut veya kronik seyirli, her organa yerleşebilen hastalık olan tüberkülozun, süt çocukları, ergenlik çağındaki kuşak ve yaşlılarda sık görüldüğünü biliniyor. Sosyo ekonomik ve kültürel seviye, yetersiz ve dengesiz beslenme, aşırı alkol ve sigara tüketimi, ağır su kaybı, vücudun savunma mekanizmasını kıran hastalıklar, stres, aşırı yorgunluk, kapalı, ışıksız ve havasız ortamlarda çalışmak ve yaşamak insanları bu hastalığa hazır hale getiriyor. Bu durumdaki insanlar toplumda bulunan çok sayıdaki yeterli tedavi görmemiş tüberkülozlu hastalarla yakın temas ettiklerinde tüberküloza yakalanıyorlar.
Sarılık: Bir diğer yaşamsal öneme sahip toplumları giderek daha yaygın tehdit eden enfeksiyon hastalığı halk arasında "bulaşıcı sarılık" denilen "hepatit"di. Buna yönelik çalışmaların sonuçları da yıl boyunca kamuoyunun bilgisine sunuldu. Amerikalı bilim adamları, Hepatit A virüsünün yol açtığı iltihaplanmanın kalp damarlarında daralma meydana getirdiğini saptadılar.
AİDS: Gelişmiş dünya için yarattığı risk azalsa da dünyayı tehdit eden bir diğer önemli enfeksiyon hastalığı AİDS'ti. Bu hastalık yaygınlığını başta Afrika olmak üzere sosyoekonomik durumu kötü ülkelerde giderek daha çok yayılırken, tedavi çalışmaları da gelişmiş dünyanın temel araştırma konuları arasındaydı. Atlanta kaynaklı bir haberde; ABD'de, AIDS hastalığına karşı sağlık görevlilerinin önlem amacıyla kullandığı ''Nevirapin'' ilacının hayati tehlike yarattığı konusunda uyarıda bulunuldu.
Zührevi Hastalıklar: Sayısal verilere güvenilmemekle birlikte önemli sağlık sorunlarından birisi de cinsel ilişkiyle bulaşan hastalıklardı. Sağlık Bakanlığı bu konuda bir açıklama yaparak benimsenen politikasının, halk sağlığını tehdit eden bir durum olmadığı sürece kimsenin zorunlu test ve muayene için zorlanmayacağını, gıda hazırlanan ve servisi yapılan yerlerde çalışan kişilerin işe giriş ve periyodik sağlık kontrolünde, cinsel yolla bulaşan hastalıklara yönelik muayene ve tetkik yapılmasını gerektiren bir Sağlık Bakanlığı talimatı bulunmadığını bildirdi. Hastalarsa, gizlilik kuralına azami dikkat göstererek kendi tedavilerini genellikle kendileri yaptırdılar.
Kanser
Bir genin en azından yardımcı olduğu ortaya konulmasına karşın, kanserin çaresi bu yıl da bulunamadı. Bilim insanları, araştırmacılar bir yanda yaşlı nineler, köy ebeleri, aklı yerinde tıpla ilgisiz insanlar farklı yöntemlerle bu hastalığa karşı savaşsalar da, medya da kim zaman "çaresi bulundu" diye haberler okusak da ne yazık ki bu yıl da kanserin çaresini bulamadık.
Bu konuda müthiş paralar kazananlar her zaman olduğu gibi tanı araçlarını geliştirenlerle ilaç firmaları oldu. Örneğin ABD'de yapılan bir araştırmanın, meme kanserini önlemek için kullanılan Tomoxifen ilacıyla kalp hastalığı arasında bağ bulunmadığı belirlemek için yapılması da bunun somut uzantılarından birisiydi. Çünkü bu ilaç iyi para kazandırıyordu.
İşte kansere ilişkin çeşitli ilginç haberler:
* Tayland Kasetsart ve Kyoto Kinki Üniversitesi bilim adamları, Tom Yum adı verilen çorbada, diğer yemeklere oranla kansere karşı 100 kat daha etkili maddeler bulunduğunu belirledi. Bilim adamları, şimdi mucizevi çorbadaki etkili kimyasal birleşimi bulmaya çalışıyor.
* Kanser hastalarının tedavisinde kullanılan kemoterapinin yan etkisi olan saç dökülmesini geçici olarak durdurabilecek bir jel geliştiriliyor. ABD'deki Glaxo-Wellcome Araştırma ve Geliştirme Merkezi uzmanlarının söz konusu jeli, insan kafa derisi nakledilen yenidoğan farelerde denedikleri belirtildi.
* Menopoz dönemi hormon tedavisinin, kadınlarda meme dokularının yoğunluğunu artırdığı, bunun da meme kanserinin meme radyografisi ile saptanmasını güçleştirdiği belirtildi.
* Rahim ağzı kanserine çare olabileceği düşünülen aşının ilk denemelerine İngiltere'de başlandı. Uzmanlar, aşının kadınların bağışıklık sistemini harekete geçirmesinin ve hastalığa yol açan ''human papilloma virüs''ün (HPV) yenilmesini sağlamasının beklendiğini bildirdi.
* İngiliz bilim adamları, kan kanserli hücrelerin içinde bulunan ve kolay tanınan WT-1 adlı bir genin varlığını tespit ettiklerini ve buna karşı bir bağışıklık hücresi geliştirdiklerini açıkladı. ''T hücreleri'' adını taşıyan avcı hücrelerle bir bağışıklık sistemi geliştiren doktorlar, hastalığın yenilmesinden umutlu.
Ruhsal Hastalıklar
Dünya Sağlık Örgütü dünyanın sağlığı için bu yılın ana "tema"sını "Ruhsal Hastalıklar" olarak belirlemişti. "Yeni Dünya Düzeni akıl sağlığına zarar verdiği" de dahil olmak üzere yıl içinde bu alanda çok şeyler yazılıp söylendi.
Dünya Sağlık Örgütü, önümüzdeki yıllarda akıl hastalıklarında ciddi artış öngördüğünü belirtti. Yoksulluk ve şiddette bağlı olarak gelişen akıl hastalıkları, dünyadaki hastalıklar arasında yüzde 11'lik bir oran oluşturuyor ve bu oranın yüzde 14'e çıkacağı belirtiliyor.
Uzmanlar kriz dönemlerinde işadamı intiharlarının ve psikiyatrik rahatsızlıklarının arttığını belirttiler.Diğer çalışma gruplarına göre daha değişken, daha stresli ve güven ilişkilerinin çok yaşanmadığı bir ortamda bulunan işadamlarının, kazanma ve kaybetme değişimlerini sık sık yaşadıklarına dikkat çekildi.
Bu grup hastalıklar arasında "depresyon" başı çekiyor. Amerikalı bilim adamları, depresyonun, anne ve babadan çocuklara geçebildiğini belirlediklerini açıkladılar.
Engelliler için ne yapıldı?
"Görme engellinin tayin çilesi" diye haber olanlar da vardı, eksikliklerine karşın bir bakanın uzun soluklu çabasının ürünü olan belki de bizim toplumumuz için "günün ilerisinde" denilebilecek bir tasa taslağımız da. Hademe olarak girdiği hastanede iki üniversite okuyan,sınavları kazanarak müdür yardımcılığı görevine gelen görme engelli Salih Mehmet Aslan'ın tayin çilesinin bitmemesi bizim sadece birey ve toplum olarak değil, aynı zamanda devlet olarak da "engelliler"e nasıl baktığımızı yansıtıyordu.
Hasta Hakları ve Yaşamın sona erdirilmesi hakkı
Hasta Hakları Yönetmeliği yayınlanalı 3 yıl bitti ama hakların ihlâlleri artarak sürüyor. Tabip Odalarına haftada 40 başvuru yapıldığı açıklandı. Sağlık Bakanlığı bu amaçla bir "malpraktis yasası" taslağı hazırladığını duyurdu.
Eğer bu taslak yasalaşırsa sağlık çalışanları tıbbi uygulama hatası yaparak hastaların haklarını ihlâl ettiklerinde, hasta ve yakınlarına ödeyecekleri tazminatlar için bir tıbbi sorumluluk sigortası yaptırmak zorunda olacaklar.
"İyi yaşatamıyoruz" bari "iyi öldürelim" diyen bir kesimin istem ve uygulamaları bu yıl da kamuoyunun gündemine taşındı.
Avusturalyalı ötanazi taraftarı doktor Philip Nitschke, sağlıklı yaşlı insanlara, kendi yaşamlarına nasıl son verebileceklerini öğreteceği bir haberde yer aldı. Habere göre Dr. Nitschke, güneydeki Tasmanya adasında bu ay sonunda bir ''ötanazi çalışma grubu'' oluşturacak. Ötanazi doktoru, burada ölümcül hasta olmayan yaşlılara ''kendi canlarını alma yöntemlerini'' öğretecek. Aynı olay Avustralya'ya gidemeyen ancak ingilizce bilenler için bir tuş yakınlığı yaratan internette bu amaçla açılan sitelerin sayısı giderek artıyor.
Sigara ve "genetik değişikliğe" uğratılmış tütün
Sigara önemli bir sağlık sorunu olmayı sürdürdü. Bizim ülkemizde de bedenine verdiği zararlar nedeniyle sigara yüzünden kanser olan bir vatandaş Tekel'i ve sigara üreticilerini dava etti. Ne var ki, ilk duruşma gününü görmeye ömrü yetmedi.
Sigarayla bağlantılı olarak bir de "tütün yasası" mücadelesi yıl içinde sağlıkçılar dahil toplumun dikkatini çeken konular arasındaydı. Bu arada sigara firmaları da bu çok önemli sağlık sorunu nedeni olan maddeye karşı araştırmalarını da sürdürdüler. Bu amaçla Amerikan sigara üreticisi Vector Group, nikotinsiz sigara üretmek amacıyla genetik değişikliğe uğratılmış tütün yetiştirdi.
Sigarayı kadın ve gençlerin giderek daha yüksek oranda içmesi ülkemizin bir gerçeği oldu. Gelişmiş ülkelerde sigara içme oranının her yıl yüzde 2.5 oranında düşerken, Türkiye'de yüzde 2 oranında arttığı ve sigarayla tanışma yaşının 11'e indiği resmi olarak açıklandı. Aynı şekilde Türkiye'de sigara tüketimi son 15 yılda ikiye katlandığı belirtildi. 1985'de 63 milyar sigara tüketilirken, bu rakam günümüzde 115 milyar adede ulaşmış durumda.
Yine yıl içinde sigarayla ilgili birçok araştırma çalışması topluma duyuruldu. Örneğin, sigaranın cilt kanseri riskini üçe katladığı açıklandı. Sigaranın, sadece kalp ve akciğer rahatsızlıkları ile kansere neden olmadığı, dişlere de zarar verdiği belirtildi.(NU)
Üçüncü Bölüm: Nüfus, Çevre ve Sağlık