Gündemin çok yoğun olduğu toplumsal yaşamda “özel günler” dikkâtin belirli konulara yoğunlaşmasını sağlar. O günler, ilan edenler ve sahiplenenler, benimseyenler ve ilgili olan toplum kesimleri için anlamlı ve önemlidir.
Ülkemizde “Hasta Hakları Günü” Hasta ve Hasta Yakını Hakları Derneği tarafından ilk kez 1998 yılında gerçekleştirilmişti.
Avrupa Birliği ülkelerindeki çeşitli örgütler de üç yıl önce bir “Avrupa Hasta Hakları Günü” ilan ettiler.
Söz konusu gönüllü yapılanmaya ülkemizden katılan “Sağlık Hakkı Hareketi Derneği" (SHHD) de, ülkemizde sağlık hakkı ve hasta hakları bilincini geliştirmek amacıyla bu günü benimsedi. Dernek AB ülkeleriyle eş zamanlı olarak üç yıldır çeşitli etkinlikler gerçekleştiriyor.
* * *
“Sağlık hakkı” ve sağlık hizmetlerine ulaşıldığında gündeme gelen “hasta hakları” günümüzde çok daha anlamlı ve önemli bir “haklar” dizinidir.
Böyle olmasının en önemli nedenleri şunlardır:
- Küreselleşme bir yandan endüstrileşmeyi, diğer yandan da ticarileşmeyi “mutlaklaştırarak” doğayı tahrip ediyor, onun içindeki insanı ve insanların oluşturduğu toplumları eskiye göre daha sağlıksız hale getiriyor. Bu nedenle insanlar sağlık hizmetine daha çok gereksinim duyuyorlar.
- Yeğlenen ekonomik politikalar “kazanç sağlanacak” sağlık hizmetleri de dahil her türlü insani hizmet ve unsuru ancak bir bedel karşılığında ulaşılır hale getiriyor. Ülkemizde olduğu gibi en azından bir “sigorta” sistemi aracılığıyla hizmetin bedelini önceden ödeyenler bundan yararlanabiliyorlar. Oysa sağlık hakkı ve hasta hakları yaşama hakkını bütünleyen, onu anlamlı kılan ve yaşama hakkının gerçekten varolmasını sağlayan en önemli unsurlar. Bu nedenle de herkesin bu hakların gereği hizmetlere ulaşması şimdi çok daha anlamlı, önemli ve gereklidir.
- İnsanlığın toplumsal evrimine bakacak olursak, geldiğimiz noktada temel davranış biçiminin insanı bizatihi kendinde bir “özel, özerk ve özgür” bir varlık olarak kabul eden “hak temelli” bakış açısı olduğunu görüyoruz. İnsanın ancak “haklarıyla” varolabileceği, hem evrensel belge ve sözleşmelerde de benimsenmiştir. Bu bağlamda hangi değerlere dayanırsa dayansın, nasıl bir yaşam modeli önerirse önersin, tüm ideolojiler ve toplumsal yapılar “insan için varoldukları” sürece bu bakış açısını benimsemek durumundadırlar.
- Hakların sahibi ve öznesi durumunda olan bireylerden oluşan toplum kesimlerinin “haklarına sahip çıktıkları” duygusu, buna dair yarattıkları ve gerçekleştirdikleri “somut örnekler ve açılımlar” da bu tür hakların ifadesini, savunulmasını ve talep edilmesini gerekli kılmaktadır.
Tüm bu nedenlerle ve bilinçle “sağlık hakkı ve hasta hakları”nın daha sık, daha yoğun, daha yaygın ifadesi de hem hakları gerçek anlamıyla varetmek, hem de bu doğrultuda bir “bilinç” yaratmak için çok önemli ve gereklidir.
* * *
Avrupa Birliği’nin hasta hakları örgütleri bu yıl “Hasta Hakları Günü”nün temasını “günü resmileştirmek” olarak belirlemiş ve duyurmuşlardır.
Bu nedenle günün benimsenmesi ve yaygınlaşması için başta sağlık kurumları, örgütlenmeleri ve medya olmak üzere herkesin yapması gereken işler, gerçekleştirmesi gereken çabalar vardır.
SHHD bu yıl 18 Nisan Cumartesi günü “alanın bir çok örgütü ve yapılanması”yla birlikte bir dizi etkinlik gerçekleştirecek.
Onlara katılmak bu çabanın büyümesini ve yaygınlaşmasını sağlayacaktır.(MS/EÜ)