Halide Edib - Biyografisine Sığmayan Kadın ve Latife Hanım... İpek Çalışlar’ın bu iki biyografi çalışması Mustafa Kemal Atatürk biyografisine vesile olmuş.
İpek Çalışlar’ın bu biyografi çalışmasını tanımlamanın en kestirme yolu, kitabın 10 ve 11’inci sayfalarındaki ayrıntılı haritadır.
Harita Selanik’in Atatürk’ün çocukluğunun geçtiği bölümünün sokak sokak, bina bina ayrıntılı halini gösteriyor.
İpek Çalışlar Atatürk’ün hayatını en ince ayrıntısına kadar, birinci elden tanıklıklara ulaşarak, hakkında yazılmış ciddi eserleri inceleyerek ve hayatının önemli aşamalarını geçirdiği yerlere gidip oraların atmosferini, geride kalanları gözlemleyerek yazmış.
“Çocukluk ve delikanlılık yıllarının geçtiği Selanik ve çevresinde keyifli bir yolculuk yaptım. Selanik’teki aile evini saatlerce gezdim, babasının gömüldüğü Hortacı Camii’nin (Rotondo) bahçesinde oturdum, rıhtımda yürüdüm, Selaniklilerin bol şekerli kahvelerinden içtim.
“Annesiyle babasının bir dönem yaşadığı Çayağzı’nı, artık yeşil tepelere dönüşmüş Langaza’yı gördüm. Langazadaki çiftlik hayatının onun yaşamında önemli bir yer tuttuğunu anladım. Barış günleri başlayınca kurmaya giriştiği Atatürk Orman Çiftliği’nde bir gün geçirdim.
“Manastır’a gittim, Askeri İdadi’yi, okuduğu sınıfları gördüm, Manastır’m ortasındaki havuzun başında vakit geçirdim. Çanakkale deki savaş alanlarını, karargâh olarak kullandığı evi, siper yerlerini, adını ondan alan Kemalyeri’ni gördüm. Çankaya Müze Köşkü’nü, Birinci Meclis’i, İkinci Meclisi, Diyarbakır, İzmir ve İstanbul da yaşadığı evleri gezdim ve hafızama kaydettim.”
Türkiye’de okula başlayan her çocuğun eğitim hayatı boyunca hayatını okumak durumunda kaldığı; hakkında sayısız akademik çalışma, anı, biyografi, kitap yazılmış tarihi bir kişinin biyografisini yazmak hiç kolay değil. Bu zorlu yola Atatürk’ün dönemdaşı iki kadının biyografisini yazmış İpek Çalışlar’ın girişmesi çok yerinde olmuş.
İpek Çalışlar’ın da belirttiği üzere şöyle bir düşündüğünüzde Atatürk’ün bilinen ve referans olarak alınan biyografilerinin hemen hepsi erkekler tarafından yazıldığının farkına varıyorsunuz. Üstüne üstelik bu erkekler kaynak olarak Atatürk’ün erkek dönemdaşlarının anlatılarını, anılarını ve yazılarını kullanmışlar. Bu biyografinin aklınıza gelen ilk artısı nedir diye sorsalar, kaynaklardaki toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamış olması diyebilirim.
“Bu biyografilerin yazarları da kaynak olarak kullandıkları kişiler de neredeyse hep erkekti. Kadınların ağzından pek bir şey yazmamışlardı. Erkeklerin anlattığı Atatürk’e kadınların anlattığı bir Atatürk eklemenin çok şeyi değiştireceğini fark ettim. Annesinden, kız kardeşinden, Halide’den, Latife’den, Afet’ten, Sabiha’dan onunla görüşmeler yapmış, yakınında bulunmuş kadın gazetecilerden yaptığım alıntılara öncelik verdim.”
Bu noktada hemen Atatürk’ün kardeşi Makbule Hanım’ın 29 Ekim 1952 ile 22 Mart 1953 tarihleri arasında Yeni İstanbul gazetesinde yayınlanan röportajının altını özellikle çizmek gerekiyor. Bu söyleşiyi kimin yaptığı gazetede belirtilmemiş ama röportaj 136 gün sürmüş, önemli bir kaynak.
Sonuçta ortaya okumaktan büyük ihtimalle zevk alacağınız, edebi yönü yani dil zenginliği yerinde, akıcı bir hayat öyküsü çıkmış.
Nasıl bir biyografi okuyacağınıza dair son bir not düşeyim. Hikayesi 10 Kasım 2010’da başlamış ve 8 yıllık yoğun bir çalışma boyunca Türkiye’de yaratılmış “Atatürk miti”nden etkilenmeden, tarafsızlığı koruyarak yol almak çok zor. Ancak İpek Çalışlar, önsözde şöyle bir cümle kuruyor:
“Kitabı yazarken 1881 yılında doğmuş bir çocuğu, Atatürk diye anlatmak beni gerçeklik duygusundan uzaklaştırıyordu. Bu adı 1934 yılında soyadı kanunu ile almıştı. Bu yüzden çocukluk adı Mustafa’yı ve ortaokulda adına eklenen Kemal’i kullanmayı tercih ettim.”
Kitabı okuyunca bu tercihin ne kadar doğru olduğunu gördüm.
İpek Çalışlar hakkındaGazeteci, araştırmacı ve yazar. Üsküdar Amerikan Kız Lisesi ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun oldu. Gazeteciliğe TRT Haber Merkezi'nde başladı. 12 Eylül'de TRT'den ayrıldı; 1980'lerde muhalefetin sesi olan "Nokta" dergisinde haber müdürlüğü yaptı, kısa ömürlü "Söz" gazetesinin ve patronsuz dergi olarak bilinen "Sokak"ın kurucularından biriydi. 1990-1992 yılları arasında Hamburg'da yaşadı, eşcinsellik, kadın ve İslam konularını araştırdı. Türkiye'ye dönünce "Cumhuriyet" gazetesinin haber müdürlüğünü üstlendi, ardından 10 yıl süreyle "Cumhuriyet Dergi"yi çıkarttı. Latife Hanım adlı biyografisi 2006'da yayınlandı. Bu kitabıyla PEN Yazarlar Derneği 'nin Duygu Asena Ödülü'nü aldı. İkinci kitabı Halide Edib - Biyografisine Sığmayan Kadın 2010'da yayımlandı. |
Künye: Mustafa Kemal Atatürk – Mücadelesi ve Özel Hayatı (1881-1927), İpek çalışlar, Yapı Kredi Yayınları, 2018.
(HK)