Ne zaman ki bir dönem bitmeye yaklaşsa, o noktada duran bireyler döner ve geçmişlerine bakarlar. Geçen bu sürede özellikle bir konuda nelerin olduğunu, nelerin iyiye, nelerin kötüye gittiğini incelerler. Sonra da buradan çıkartılan sonuçlar ile de geleceğe bir bakışta bulunurlar kendi doğrularına göre. 2012'nin sonu da aynen böyle bir dönem bitimine işaret ediyor işte. Çevrenizde birçok konuda, birçok özet ve derleme göreceğinize inanıyorum. Kadına uygulanan şiddetten tutuklu gazetecilere, ekonomik verilerden en iyi müzik videolarına kadar uzayıp giden bir başlık bu. Çünkü dediğim gibi, insanı ilgilendirdikten sonra, herhangi bir konu olması yeterli.
Ben, yine bu sayfalarda gördüğünüzden daha farklı bir başlangıç yapacak ve 2012'de internet kullanıcılarını etkileyen internet MEME'lerinden bahsedeceğim. (İngilizcede "miim" diye okunuyor.) Öncelikle bu kavramı, yani internet MEME'lerini bilmeyenler için bir tanım koymak lazım ortaya. Kavramın 1976'da Richard Dawnkins'in The Selfish Gene kitabında internetten bağımsız olarak tanımlanmış hali; bireyler arasında hızla dağılan kültürel kavram ve özellikler olarak değerlendirilebilir. Bu kavramın internet ile birleşmesi ise, çeşidi bir video, imaj, link, hashtag(#) ya da bir ifade biçimi olması fark etmeksizin hızlıca dağılan ve bu süreçte sosyal medya, blog, video siteleri gibi yolları kullanan bir yapı olması anlamına gelir.
Yani internetteki kitlelerin, ulusal ya da uluslararası şekilde bir öğe ile "çalkalanması"dır internet MEME'leri. Başladıkları gibi kalmak zorunda değildirler, gün geçtikçe değişirler, kimi zaman kendi karşı hareketlerini bile doğururlar.
Youtube'da 1 milyar izleyici sınırını çoktan geçmiş olan "Gangnam Style" bir MEME'dir mesela.
Ya da internette insanların isteyerek ya da istemeyerek parçası oldukları kedi fotoğraflarının oluşturduğu kulüpler, ya da bu senenin meşhur karakteri "Grumpy Cat" yine bir MEME'dir.
Konumuza giriş yapmamızı sağlayacak olan son örnek, 2012 Yaz Olimpiyatları'nda ABD jimnastik takımında bulunan 17 yaşındaki Mckayla Maroney'in madalyası ile verdiği poz da bir MEME'dir.
İnternet MEME'leri, özellikle burada olan insanlar için bir paylaşım, bir iletişim kaynağıdır. Eğer ki bu kitlelere bir şekilde ulaşmak istiyorsanız, bu kitleler arasında bir yeriniz olsun istiyorsanız, bir şekilde MEME'lere bulaşmalı ya da birisi sizi bulaştırdığında buna sesinizi çıkartmamalısınız.
2012 yılının sonunda, kendince en iyi internet MEME'lerini seçip sergileyen ABD merkezli Wired sitesi, aynı listede birden çok kez kendileri için önemli bir figürü gururla sergiliyor: Barrack Obama. Üstelik bunlardan 1 tanesi, özellikle Oval Ofis'in içinde çekilen ve örneğini verdiğim Mckayla Maroney ile yan yana çekilen fotoğraf. Bırakın kendisi ile ilgili mizahi yaklaşımlara dokunmamayı, yeni oluşumlara zemin hazırlayan bir devlet başkanından bahsediyoruz burada.
Karşımızda, halkı ile birlikte insani ve mizahi durumlarda kalmaktan korkmayan, tavırları ya da kişiliği "basit" şeylere konu edildiğinde ortalığı ayağa kaldırmayan bir devlet başkanı var. Uluslararası bir platform olan Reddit, başkanlık seçimleri öncesinde iki kere Barrack Obama'yı ağırladı. Toplumun bugünkü gençlerine, yani klişe bir sözle "yarının büyüklerine", dokunmanın yolunu buldu. Bunu ilk kez ben söylemiyorum bu arada, eğer ki ufak bir araştırma yaparsanız bu konu zaten dile getirildi uluslararası basında.
Biz ne yazık ki bırakın bizlerle iletişime geçmeyi isteyen, kendisi hakkında çıkan her türlü mizahi yakıştırmayı yok etmek için her yola başvuracak bir başbakana sahibiz.
Gerçi, bahsi geçen iki devlet başkanı arasında net bir fark var: Birisi mizah diyarına olumlu adımlarla gelirken, bir diğeri sürekli yeriliyor. İşte bu noktada da sürekli eleştirilecek şeyleri yapıyor olmanın getirdiği bir yükümlülük var. Kimse Recep Tayyip Erdoğan'ı böyle ya da böyle resmetmiyor.
Belki hak etmediği için, belki aklımıza gelmediği için. Benim fikrimi sorsanız, ben net bir şekilde birinci sebebi sunardım, ama herkesin fikri kendinedir.
2012 yılı biterken, bu konu üstüne düşündüğümde ise geleceğe dair bakışım hiç de olumlu ya da umut dolu değil. Gelecek sene, bugünlerde yine geçmişe bakacak ve üslubunu, davranışlarını değiştirmemiş bir devlet başkanı ile yola devam ediyor olduğumuzu göreceğim. Belki yeni davalar gelmeyecek ama, o hakaret dolu ve aşağılayıcı tavır devam edecek. Mizah dergileri de bunları trajikomik hale getirmek için yine ellerinden geleni yapacaklar. Belki de 2013'e dair en büyük umudumuz budur bu başlık altında.
Birçok konuda ABD'nin kuyruğundan giden bir ülke olarak, nedense başbakan tavır ve hareketlerinde Rusya'yı kendimize örnek aldığımızı merak ediyorum aslında. Seçimlerimiz yüzde140'a ulaşmış değil belki de, ama baskıcı yönetimde ve medya baskısında pek de farkımız yok devlet başkanları açısından. Bundan 40 sene önce ABD ve Rusya'nın konumlarını ve kimi "seçtiğimizi" hatırlarsak, ironiler içinde sarhoş olacağız gibi geliyor bana.
Bu konuları "figürün tanrılaştırılması" olarak değerlendirmiyorum ben. İnsanların liderlerini ve yöneticilerini sevmelerinde, onların güzel ve başarılı pozisyonlarda temsil edilmelerinden yanayım.
Ben de T-Rex'in üstünde resmedilen bir devlet başkanım olsun isterdim, ağzında değil. Ama ne ekersen onu biçiyorsun bu diyarda görünüşe göre... (SK/HK)