Yapı, Pratik, Özne
Bu hafta tanıtacağımız ilk eser, Türkçe sosyal bilimler literatüründe son dönemde yayınlanmış en nitelikli makalelerden bazılarını bir araya getiren, bianet okurlarının ilgisini fazlasıyla çekebilecek bir çalışma: "Yapı, Pratik, Özne". Mustafa Kemal Coşkun'un derlediği ve "Kapitalizmin Dönüşüm Süreçlerinin Ekonomi Politik Eleştirisi" altbaşlığını taşıyan kitap, kendisini "Ekonomi Politik Tartışmaları Kolektifi" (EPTK) olarak adlandıran ve çoğunluğu parlak gençlerden oluşan bir düşünce topluluğunun ilk eseri olma özelliği taşıyor. Yakın bir tarihte elim bir trafik kazası sonucu kaybettiğimiz genç akademisyen Sevilay Kaygalak'ın anısına adanan kitap, Kaygalak'ın son çalışmasını, "Kapitalizme Geçerken Kentsel Mekânın Dönüşümü" başlıklı makaleyi de içeriyor.
Hepsi birbirinden ilginç konuları ele alan diğer makalelerin başlıkları ve yazarları ise şöyle:
- Devlet-Sivil Toplum: "Dikotomik" Yaklaşım Versus Ekonomi-Politik Yaklaşım / Ebru Deniz Ozan-Gökten Doğangün
- Türkiye'nin Dünya Ekonomisi ile Eklemlenme Sürecinde Dörtlü Sacayağı: Hükümet, Ordu, Sermaye Sınıfı ve IMF / Özgün Sarımehmet Duman
- Neo-Liberalizm ve Refah Devleti Miti / Oğuz Topak
- Ekonomi-Politik Perspektiften Türkiye'de Kürt Muhalefetinin Dönüşümü / Handan Çağlayan
- Neoliberal Reformlar ve Toplumsal Muhalefet / Faruk Ataay-Ergül Acar
- Türkiye'de 1968-71 Fabrika İşgal Eylemleri ve Sosyalist Hareket / Ceren Kalfa
- Özelleştirme ve Birikim İlişkisinde Türkiye'deki KİT (Kamu İktisadi Teşebbüsü) İşçilerinin Durumu / Cengiz Ekiz
Bu başlıklardan anlaşılabileceği gibi, kitaptaki makaleler esasen birbirlerinden bağımsız olarak da okunabilir. Bununla birlikte, söz konusu makalelerin tamamının ekonomi-politik bir perspektif taşıdığı ve makalelerde ele alınan farklı konuların "kapitalizmin dönüşüm süreçleri" bağlamında kurgulandığı unutulmamalı. Coşkun'un dile getirdiği gibi:
"Bu çalışmanın ilk iki makalesi, kapitalizmin yeniden yapılanması sürecinin 'kuramsal ve yöntemsel' sorunları üzerine odaklanıyor. (...) Sonraki iki çalışma ise konunun 'yapısal ve kurumsal' boyutuna dönük olup daha çok Türkiye'nin bu yeniden yapılanmada geçirdiği değişim ve dönüşümlere odaklanıyor. Son dört makale de konunun 'özne ve pratik' boyutu ile ilgili olup, yeniden yapılanma süreçlerinde ezilen kesimlerin farklı kısımları tarafından geliştirilen muhalif hareket ve deneyimleri tartışıyor."
Dolayısıyla, bu anlam ve bağlamda ortaklaşan makalelerden en yüksek faydanın alınması için kitabının tamamının çapraz bir okumaya tabi tutulması gerektiği açık. Nihayet, kitaptaki her makalenin sonunda kapsamlı bir kaynakçanın verildiğini de belirtelim.
Özetle, "Yapı, Pratik, Özne", genç sosyal bilimcilerin nitelikli makalelerinden oluşan, dikkat çekici bir derleme.
Yapı, Pratik, Özne - Kapitalizmin Dönüşüm Süreçlerinin Ekonomi Politik Eleştirisi, Mustafa Kemal Coşkun (der.), Dipnot Yayınları, 2009, 244 sf.
Méthodos: Kuram ve Yöntem Kenarından
Bu hafta tanıtacağımız ikinci eser, "sosyal bilimlerde yöntem ve kuram" tartışmalarına ışık tutan, nitelikli bir eser: "Méthodos: Kuram ve Yöntem Kenarından". Anahtar Kitaplar'dan yayınlanan çalışmayı, Dilek Hattatoğlu ve Gökçen Ertuğrul derlemiş.
Yerli ve yabancı pek çok yazarın makalelerinden oluşan kitapta özellikle bianet okurlarının dikkatini çekebilecek makale başlıkları ve yazarları ise şöyle:
- Kenardakilerle Çalışmak mı? / Pınar Selek
- Bir İktidar Türü Olarak Araştırma Üzerine Düşünceler / Semra Somersan
- Sosyoloji ve Ampirik Araştırma / Theodor W. Adorno
- Toplumsalın Kenarında İnsan / Aynur İlyasoğlu
- Tıbbın Nesnesinden Sağlığın Öznesine / Tuğrul Erbaydar
- Toplumsal Tabakalaşma Çalışmalarında Kadınlar / Christine Delphy
- 'Kenarın Kenarı'nın Yöntemi: 'Kürt Kadınları'yla Çalışmak / Handan Çağlayan
- Çingeneleri Araştırmak: Bilime Sızan Önyargılar ve Savunmacı Sosyal Bilim / Emine Onaran İncirlioğlu
- Feminist Bir Doktora Tezi Yazmak / Gökçe B. Tüzel
Böylece kitap, tahmin edilebileceği gibi, sosyal bilimlerde yöntem ve kuram meselesini, pek çok farklı konu üzerinden ama tutarlı bir eksen üzerinde, sosyal bilimlerin öznelerinin bakış açısından ancak nesnelerini de dışlamaksızın, ve özelden-genele, genelden-özele geçişlerle ele alıyor. Hattatoğlu ve Ertuğrul'un dile getirdiği gibi:
"Bu derlemede, bilimi, araştırmayı, araştırılanı, araştırmacıları ve edinilen bilgilerin ne içinliğini tartışan makalelerin yanında, ezilenler, madunlar, dezavantajlı gruplar ya da bizim tercih ettiğimiz daha jenerik terim kenar ile hemhal olan yazılar da yer alıyor. (...) sosyal bilimlerdeki kuram ve yöntem sorunları, değişik disiplinlere, çeşitli saha deneyimlerine ve kuramsal tartışmalara odaklanarak irdeleniyor. Dolayısıyla bu derlemedeki yazılar, bilim ve araştırmada içkin ilgi/çıkarları, araştıran ve araştırılan arasındaki iktidar ilişkilerini, akademik üretim ve yeniden üretim ilişkilerini, meslek ve bilim arasında salınan konum alışları tartışıyor ve bu bilginin 'adına oluşturulduğu' spesifik grupların mensupları yani araştırılanlar için taşıdığı anlam ve sonuçları sorguluyor."
Kitapta yer alan hemen her makalenin ardından nitelikli bir kaynakçanın verildiğini; ve kitabın sonunda kapsamlı bir dizinin yer aldığını da hatırlatalım.
Özetle, "Méthodos: Kuram ve Yöntem Kenarından", sosyal bilimler alanında çalışan ya da çalışmak isteyenlerin yanı sıra, bu alandaki çalışmaların süreçleri ve sonuçları üzerine düşünmek isteyenlerin de ilgiyle okuyabileceği bir eser.
Méthodos: Kuram ve Yöntem Kenarından, Dilek Hattatoğlu / Gökçen Ertuğrul (ed.), Anahtar Kitaplar, 2009, 566 sf.
Köpek Adamlar
Bu hafta tanıtacağımız son eser, yakın bir tarihte Pupa Yayınları'ndan çıkan dikkat çekici bir roman: "Köpek Adamlar". Yazıları bianet'te de yayınlanan Emrah Polat'ın kaleme aldığı romanın olay örgüsü, Türkiye'de fazla işlenmemiş bir konu, köpek dövüşlerinin vahşi ve insanlık dışı dünyası, etrafında kurgulanıyor.
Yazarın, büyük ihtimalle, köpek dövüştüren kişilere gönderme yapmak için "Köpek Adamlar" başlığını seçtiği roman, Ankara'nın ücra köşelerini mekan tutan köpek dövüşlerinin aktörlerine ilişkin çarpıcı bir hikaye anlatıyor.
Öğrencisinden esnafına, garsonundan mahallenin delisine kadar pek çok karakterin gerçekçi bir biçimde detaylandırıldığı roman, bu karakterler üzerinden ve eliyle gerçekleşen bir vahşetin kesik kesik ama düşündürücü bir panoramasını sunuyor.
Yazarın, "insanların zevkleri ve çıkarları için dövüştürülürken can vermiş; kirli köşelerde ölüme terk edilmiş, acı ve yorgunluktan ya da aldığı yaralardan dolayı hayatını kaybetmiş köpeklere adadığı roman, okuyucuda vurucu bir etkiye yol açan köpek dövüşü sahneleriyle ön plana çıkıyor.
Yaşama tutunmaya çalışan ama bunu bir türlü tam olarak beceremeyen, toplumsal bakımdan aç ve çaresiz bireylerin çoğul ama bir o kadar da tekil yaşamını gözler önüne seren romanda, cinsellik ve şiddetin nasıl da iç içe geçebileceğini, iyi ile kötü arasındaki çizginin ne kadar ince olduğunu bir kez daha anlıyoruz. Üstelik, yazarın kitabın başında yaptığı saptama, meseleyi daha da düşündürücü bir hale getiriyor: "Yapılanın yanlış olduğunu bile bile yapmak; insanın karanlık yönü bu.
Özetle, ilginç konusu ve karakterleriyle bir çırpıda okunabilen "Köpek Adamlar", insanın bu karanlık dehlizlerinde yolumuzu bulmamıza yardımcı olabilecek, dikkat çekici bir roman:
Köpek Adamlar, Emrah Polat, Pupa Yayınları, 227 sf. (ECG/TK)