Muhafazakâr İdeoloji Din - Siyaset
Bu hafta tanıtacağımız ilk eser, ele aldığı konu bağlamında Türkçe literatürdeki önemli bir boşluğu dolduran, hacimli bir çalışma: "Muhafazakâr İdeoloji Din - Siyaset". Kitabı, Yazıları bianet'te de yayımlanan akademisyen Hilâl Onur İnce kaleme almış.
Türkçe literatürde muhafazakarlıkla ilgili genel bazı çalışmalara ulaşmak mümkün olmakla birlikte, bunların pek azının konuyla ilgili doyurucu ve bütünlüklü bir içerik sunduğu söylenebilir. İnce'nin muhafazakâr ideolojinin Alman geleneğindeki izlerini süren çalışması ise, hem içeriği hem de yöntemi açısından, alanında ilk ve tek olma özelliğini uzun yıllar koruyacak gibi gözüküyor.
Kitabın yazılış amacını ve okuyucuya sağlayabileceği faydayı yazardan dinleyelim:
"Kitabın amacı, karmaşık ve yeni düşmanlar yaratma temelinde oluşan, günümüzde giderek yaygınlaşan muhafazakâr mistik söylem ve çözümlere dikkati çekmektedir. Bu nedenle söz konusu ideolojinin 'vaftiz babaları' olarak bilinen Freyer, Schmitt, Heidegger, Gehlen gibi düşünürlerin temel görüşlerinin dışında, Strauss'un geliştirdiği söylemler, muhafazakârlık çerçevesinde irdelenerek bugüne yansımaları açığa çıkarılacaktır. (...) Avrupa siyasal düşünceler tarihinde, bir ideoloji olarak ortaya çıktığı Fransız Devrimi'nden başlayarak günümüze kadar, siyasal sistem analizinde, siyaset teorisinde ve bugün küreselleşme çerçevesinde etkin bir ideoloji olarak karşımıza çıkan muhafazakârlık nedir? Bu soruya yanıt ararken, söz konusu ideolojinin arka planını, oluşum koşullarını, geçmişteki ve bugünkü taşıyıcılarını, aldığı yeni biçimleri (...) sorgulamayı gerektiren bir dönemden geçmekteyiz. Kavramsal karışıklığın ve karmaşanın egemen olduğu günümüz tartışmalarına bir nebze olsun kavram netliği sunabilirse, çalışmanın hedefine yaklaşılmış olacaktır."
Kitap, "Muhafazakârlık-Kuramsal Arka Plan", "Muhafazakârlık: Siyasal Olana Karşıtlık ve Tarihin Araçsallaştırılması" ve "Muhafazakâr İdeoloji ve Entelektüeller-Bir 'Elit Sapması'" başlıklı üç ana bölüm ekseninde kurgulanmış. İlk bölümde konuyla ilgili kuramsal bir çerçeve verilirken, ikinci bölümde ilgili Alman düşünürler ekseninde muhafazâkarlık, üçüncü bölümde ise muhafazakâr ideolojinin entelektüellere bakış açısı ele alınıyor. Dolayısıyla, muhafazâkarlığın kavramsal ve kuramsal anlam ve içeriğinin ele alındığı 'Muhafazakârlık-Kuramsal Arka Plan' başlıklı ilk bölümde konuya iyi bir giriş yapıldığı, ardından meselenin çeşitli düşünürler üzerinden irdelendiği görülüyor; kitabın üçüncü bölümü ise, muhafazakâr ideolojinin 'entelektüel' alerjisinin nedenlerine dönük dikkat çekici değerlendirmeler içeriyor. Bu son bölümde, gerçek bir entelektüelliğin ne anlama geldiği üzerine düşünmeye sevk eden saptamalara da yer veriliyor.
Çok kapsamlı bir kaynakça ve dizin bölümü içeren kitapta, ilgili çözümleme ve değerlendirmelerin toparlandığı ve belli bir sonuca bağlandığı kısa bir 'epilog' kısmının yer aldığını da belirtelim.
Özetle, "Muhafazakâr İdeoloji Din - Siyaset", bu konuda Türkçe literatüre kazandırılmış en nitelikli eserlerden biri olma özelliğiyle övgü ve ilgiyi hak ediyor:
Muhafazakâr İdeoloji Din - Siyaset, Hilâl Onur İnce, Alan Yay., 2010, 375 sf.
Sermaye ve Dil
Bu hafta tanıtacağımız ikinci eser, kısa bir süre önce Ayrıntı Yayınları'nın inceleme dizisinden çıkan dikkat çekici bir çalışma: "Sermaye ve Dil". Kitap, sermaye ve kapitalizmi içerik ve esas itibariyle Marksist, ama yöntem itibariyle alışılmadık bir şekilde inceliyor. "Yeni Ekonomi'den Savaş Ekonomisi'ne" alt başlığını taşıyan ve Marksist iktisatçı Christian Marazzi'nin kaleme aldığı eser, dört ana başlık etrafında kurgulanıyor:
- Post-Fordizmden Yeni Ekonomi'ye
- Yeni İş Dünyası Döngüsü
- Artıdeğerin Geri Dönüşü
- Savaş ve İş Dünyası Döngüsü
Kitabın 'sermaye' kavramına ve 'sermaye politikaları'na dil ekseninden bakması, bu konuyla ilgili literatür göz önünde bulundurulduğunda, gerçekten dikkate değer bir farklılık oluşturuyor. Tam da bu nedenle, kitabın, konuyla ilgilenen okuyuculara yeni, düşündürücü ve üzerinde tartışılmaya değer bir perspektif sunduğu söylenebilir. Zira sunuş yazısında Michael Hardt'ın da belirttiği gibi:
"Finans piyasalarının ve iktisadi politikaların karmaşık yönlerini genel halka aktarabilen iktisatçılara zaten ender rastlanıyor. Ama Christian Marazzi daha da ender bulunan bir iktisatçı türüne giriyor: Bu, çağdaş siyasi ve toplumsal teorinin en heyecan verici damarlarına ilgi duyan ve bunları geliştirebilen, ekonomik gelişmeleri okumak için o mercekleri kullanan ve ayaklarını sağlam bir şekilde ekonomik alana basarak o teoriler üzerine tekrar düşünen bir iktisatçı türüdür. (...) Sermaye ve Dil'in merkezi tezi şu: Dil çağdaş kapitalist ekonominin işleyişini ve krizlerini anlamak için bir model sunmaktadır. Bu (...) iki yönlü bir iddiadır: 1) Finans dünyası dilbilimsel kurallar tarafından belirlenmekte ve bunlar üzerinden işlemektedir ve 2) yeni yeni baskın olan emek türleri dil aracılığıyla ve dilsel performansı andıran araçlar aracılığıyla üretilmektedir. Her iki iddia da gayet kışkırtıcı ve açıklayıcı[dır]. (...) Hizmet sektörü, medya, sağlık, eğitim ve gitgide ekonominin diğer bütün sektörlerinin temel özelliği, dilin ve dilsel becerilerin merkezi bir konumda olmasıdır. (...) Marazzi, emek gitgide daha da fazla dilsel performansla tanımlandıkça mesai süresinin genelde nasıl da arttığını, çalışma zamanı ve çalışma-dışı zamanı, iş ile hayatı birbirinden ayıran geleneksel bariyerlerin gitgide nasıl da yıkıldığını analiz ediyor (...) Emek toplumsal yaşamı üretiyor ve bunun karşılığında bütün toplumsal hayat işe sürülüyor."
Böylece kitap, Marksist literatürdeki pek çok kavramın güncellenmesine ve bu alandaki birçok analizin yeniden gözden geçirilmesine götürecek kadar iddialı bir içerik sunuyor. Sermayenin politikalarına nasıl yanıt verilebileceği sorusunun cevabını kitabın satır aralarında bulma işini de okuyucuya bırakalım.
Özetle, "Sermaye ve Dil", sadece dünün ve bugünün sermaye dilini ve politikalarını anlamak için değil, ama aynı zamanda yarının muhtemel sermaye dil ve politikalarını anlamak için de okunması ve üzerinde düşünülmesi gereken bir çalışma:
Sermaye ve Dil, Christian Marazzi, Ayrıntı Yay., 2010, 141 sf. (ECG/TK)