Medya, Tüketim Kültürü ve Yaşam Tarzları
Bu hafta tanıtacağımız ilk eser, tüketim kültürü ve yaşam tarzlarının sunumu bağlamında Türkiye'deki anaakım medyayı ele alan derleme bir çalışma: "Medya, Tüketim Kültürü ve Yaşam Tarzları". "Türk Medyasından Örüntüler" altbaşlığını taşıyan derleme, iletişim alanında akademisyen olarak çalışan Banu Dağtaş ve Erdal Dağtaş tarafından hazırlanmış.
Kapitalizmin en önemli boyutlarından biri olan tüketim kültürünün medya aracılığıyla nasıl yeniden üretildiğini, kapitalist yaşam tarzlarının medyada nasıl çekici kılındığını inceleyen kitap, üç bölümden oluşuyor:
I. Tüketim Kültürü ve Yaşam Tarzları Kavramları: Tarihsel Arka Planı, Eleştirel Ekonomi Politik Çözümlemesi ve Mekânlardaki Yansımaları
II. Geleneksel Medyada Tüketim Kültürü ve Yaşam Tarzları
III. Reklamlarda ve Yeni Medyada Tüketim Kültürü ve Yaşam Tarzları.
Bu bölümler altına yerleştirilen ve her biri diğerinden bağımsız olarak okunabilen makalelerden bazılarıysa şöyle:
- Türkiye'de Tüketim Kültürü ve Mekânsal Ayrışma / Nilüfer Korkmaz
- Yaygın Medyanın Haftasonu Eklerinde Tüketime Dayalı Yaşam Tarzı Sunumları / Banu Dağtaş-Devrim Deniz Erol
- Türkiye'de Popüler Kadın Magazin Dergileri: Yeni Kadın Kimliği ve Sunulan Yaşam Tarzları / İlker Özdemir
- Yarışma Programları, Tüketim Kültürü ve Kültür Emperyalizmi / Levent Yaylagül
- Yaşam Tarzlarının Sanal Mekânlardaki Sunumu: Bir Cazibe Merkezi Olarak 'Siberalem' Örneği / Emrah Özdemir
Bu bağlamda, "Geleneksel Medyada Tüketim Kültürü ve Yaşam Tarzları" başlıklı ikinci bölümde yer alan makalelerin özellikle dikkat çekebileceğini belirtelim. Zira bu makaleler, Türkiye'deki anaakım medyada karşımıza çıkan çarpıcı örnekler üzerinden (Milliyet'in Pazar, Sabah'ın Günaydın ekleri; Cosmopolitan, Elle ve Kadınca dergileri; "Kim 500 Milyar İster" yarışma programı, vs.), kapitalist tüketim kültürünün ve yaşam tarzlarının nasıl yeniden üretildiğini açıkça ortaya koyuyor. Dolayısıyla, zevkle ve bir çırpıda okunabilecek bu bölüme sadece bir göz atmanın bile çok yararlı olabileceği açık.
Nihayet, bu hacimli derlemede yer alan her makalenin sonunda, nitelikli bir kaynakçanın verildiğini de belirtelim; ki bu sayede, okuyucunun, dilediği konu bakımından daha ayrıntılı araştırmalar yapabileceği düşünülebilir.
Özetle, "Medya, Tüketim Kültürü ve Yaşam Tarzları", günümüz Türkiye'sindeki anaakım medyanın ekonomi-politik içerik ve etkisinin anlaşılması için önemli bir eser.
Medya, Tüketim Kültürü ve Yaşam Tarzları - Türk Medyasından Örüntüler, Banu Dağtaş / Erdal Dağtaş, Ütopya Yayınevi, 2009, 410 sf.
Küresel Isınmayı Durduralım, Dünyayı Değiştirelim
Küresel ısınma sorunu hakkında son zamanlarda pek çok eser yayınlandı. Ancak ne yazık ki bunların pek azı meseleyi çok yönlü bir şekilde, somut öneri ve alternatifler çerçevesinde ele alıyor. Bu hafta tanıtacağımız ikinci eser olan "Küresel Isınmayı Durduralım, Dünyayı Değiştirelim", işte tam da bu eksiği kapatabilecek bir çalışma. Jonathan Neale imzalı kitap, küresel ısınma sorunun boyutlarını ve nedenlerini ortaya koymanın ötesinde, sorunun nasıl çözülebileceğine ya da en azından nasıl 'hafifletilebileceğine' ilişkin somut önerileriyle de dikkat çekiyor.
Kitap, beş ana bölümden oluşuyor:
1. Sorunun Boyutları, 2. Şimdi İşe Yarayabilecek Çözümler, 3. Zenginler ve Güçlüler Neden Harekete Geçmeyecekler, 4. İklim Politikaları, 5. Gelecekteki Alternatifler.
Küresel ısınmanın boyutları ile bu sorunun arka planında yatan kapitalist üretim ve örgütlenme biçimi konusunda yeter derecede bilgi sahibi olan okuyucular birinci, üçüncü ve dördüncü bölümü atlayabilirler. Ancak kitabın ikinci ve beşinci bölümü, herkes tarafından yoğun bir ilgiyle okunabilir.
Gerçekten de, "Şimdi İşe Yarabilecek Çözümler" başlıklı ikinci bölüm, "acil önlemler; temiz elektrik; binalar; ulaşım; sanayi; bugün işe yaramayacak çözümler; metan ve ormanlar" başlıkları altına yerleştirilen çok önemli değerlendirmelerden oluşuyor. Neyin yapılmasından neyin yapılmaması gerektiğine kadar çeşitli konulara ilişkin analiz ve öneriler içeren bu bölüm, pratik olarak bakıldığında, belki de kitabın en önemli bölümünü oluşturuyor.
Nihayet, "Gelecekteki Alternatifler" başlıklı bölümde ise, günümüzde yapılması gerekenlerin yapılmaması halinde insanlığı bekleyen felaketler ile başka bir dünyanın nasıl mümkün olabileceğine ilişkin değerlendirmeler yer alıyor. Dolayısıyla, kitaptaki bütün analizleri bir anlamda "taçlandıran" "Başka Bir Dünya Mümkün" başlıklı son kısım, ağır bir yemekten sonra yenen hafif bir tatlı gibi, keyifle ve sindire sindire okunmalı.
Özetle, "Küresel Isınmayı Durduralım, Dünyayı Değiştirelim", yaz sıcaklarıyla birlikte kendini daha da hissettirecek küresel ısınma sorununun anlaşılması için en başta okunması gereken eserler arasında yer alıyor:
Küresel Isınmayı Durduralım, Dünyayı Değiştirelim, Jonathan Neale, Yordam Kitap, 2009, 336 sf.
Gerçeğin Geri Dönüşü
Bu hafta tanıtacağımız son eser, geçen ay yayınlanan ve sanat tarihi okuyucularının ilgisini çekebilecek bir kitap: "Gerçeğin Geri Dönüşü". "Yüzyılın Sonunda Avangard" altbaşlığını taşıyan eser, Ayrıntı Yayınları'nın "'Sanat ve Kuram" dizisinden okuyucuyla buluşuyor. Kitabı, pek çok kimsenin "postmodernizm" kavramının daha adını bile duymadığı bir yılda (1983) modern çağın sona erdiğini ve postmodern çağın başladığını ilan eden Hal Foster kaleme almış.
Türkçe'ye biraz geç çevrilen kitabın altbaşlığındaki "Yüzyılın Sonunda..." ifadesiniyse 90'lı yıllar olarak anlamak gerekiyor. Ancak bu gecikme, özellikle sanat tarihi ve kuramıyla ilgilenenler bakımından, eserin önemini azaltmıyor.
Kitabın ana bölüm başlıkları şöyle:
I. Kim Korkar Yeni Avangarddan?
II. Minimalizmin Dönüm Noktası
III. Gösterge Tutkusu
IV. Kinik Aklın Sanatı
V. Gerçeğin Geri Dönüşü
VI. Etnograf Sanatçı
VII. Postmodernizme Ne Oldu?
Bu çerçevede, kitapta işlenen temaları yazarından okuyalım:
"Bu kitap, 1960'tan günümüze kadarki birkaç sanat anlayışı ve kuramının tarihçesini araştırmaktadır (...) Birinci Bölüm, 1960'tan beri tarihsel ve yeni avangardın yeniden eklemlenişiyle sanat ve kuramda ortaya çıkan eleştirel modelleri tartışır. İkinci Bölüm, bu bağlamda 1960'ların dönüm noktası olarak minimalist sanatı inceler. Üçüncü Bölüm, sanat eserinin yazılı metin olarak şekillendiği 1970'leri tartışır. Dördüncü Bölüm, 1980'lerde imgenin yayılmacı muhafazakârlığı içinde bu modelin eriyişini anlatır. Beşinci ve Altıncı Bölümler'de metnin ve imgenin çifte patlamasına yönelik çağdaş tepkiler (...) sorgulanır. (...) Yedinci Bölüm'de, sanat ve kuramın bu süre zarfındaki en önemli üç söylemi tartışılır: Özne eleştirisi, kültürel ötekiyle uzlaşma ve teknolojinin rolü. Bölümler birbiriyle bağlantılı öyküler anlatsa ve bu tür bir anlatı amaçlansa da, [bu bölümlerin] art arda okunmaları zorunlu değildir."
Nihayet, kapsamlı bir dizin de içeren kitabın, pek çok öğretici fotoğrafla zenginleştirildiğini belirtelim.
Özetle, "Gerçeğin Geri Dönüşü", özellikle sanat tarihi öğrencileri ve meraklıları için güzel bir okuma deneyimi sunabilir.
Gerçeğin Geri Dönüşü - Yüzyılın Sonunda Avangard, Hal Foster, Ayrıntı Yayınları, 282 sf. (ECG/TK)