"Çocukların da hakları var" diyor 4. sınıf örencisi Ayaz Gürpınar. Var ama nereye, neye kadar?
Mesela gündelik hayat içinde ne kadar çocuk odaklı bakıyoruz olaylara. Sadece kendi çocuğumuz, yeğenimiz, torunumuz özelinde mi yaklaşıyoruz çocuk haklarına?
Yerel seçimleri yeni geride bırakmışken kaçımızın aklındaydı çocuklar? Seçim bildirgelerinde ne kadar yer buldular? Ya da bir şehir yönetirken çocukların ihtiyacı sadece oyun parkı kadar mıdır?
Peki ya haberler ne kadar çocuk odaklı? Her gün izlediğimiz, okuduğumuz haberlerin içeriği, çocuğa yaklaşımı, sunumu ne kadar çocukların haklarını gözetiyor?
Dikkat edin, haberlerin çok azı çocuklarla ilgili. Ya da belirli kalıplar üzerinden veriliyor okuduklarınız. Ya mağdur ya suçlu ya da "şirinlik muskası" gibi sempati araçları ya da komiklik unsurları olarak yer buluyor çoğunlukla. Haliyle hep bir "eksik yurttaş" algısı yaratıyor bu bakış.
Haberde hak ihlali %73'ü
Oysa dünya nüfusunun yüzde 30,2’si, Türkiye nüfusunun ise yüzde 28,3’ü çocuk.
Biraz daha oranlar üzerinden bakacak olursak; Gazi Üniversitesi’nden Feyyaz Fırat’ın 2015’te Hürriyet, Habertürk, Sözcü, haberler.com internet siteleri üzerinden yaptığı taramaya göre çocuklarla ilgili haberlerin oranı sadece yüzde 1,4. Çocuklarla ilgili bu haberlerin yüzde 79’u da polis adliye haberleri. Bu haberlerin yüzde 73’ü ise çocuk haklarını ihlal ediyor.
İşte bu yaklaşımı kırmak, çocuk haklarını gözeten haberciliğe katkı sunmak amacıyla IPS İletişim Vakfı tarafından "Haberde Çocuk - Çocuk Odaklı Habercilik Elkitabı" hayata geçirildi.
Gazeteci Umay Aktaş Salman'ın yazdığı, çocuk hakları alanında çalışan Ezgi Koman'ın editörlüğünde yayına hazırlanan kitap, çevrimiçi olarak okurla buluştu. Elkitabının Kürtçe çevirisini ise bianet Kurdî editörleri Murat Bayram ve Ferid Demirel ile bianet Kurdî stajyerlerinden Abdülselam Yıldırım yaptı.
Haberde Çocuk/ Çocuk Odaklı Habercilik Elkitabı'nın Türkçesi ve Kürtçesi için tıklayın.
İlk kitap 2007'de çıktı
"Hikâyeyi neredeyse 15 yıl önceye taşımam ise boşuna değil. O zaman kitabımız memleketi bölge bölge dolaşarak gerçekleştirdiğimiz atölyeler sonucunda ortaya çıkmıştı, şimdi artık kendi yeri ve sürekli bir programı olan Atölye BİA’ya memleketin dört bir yanından gelen iletişim öğrencileri ve gazetecilerle buluşmalarımız sonucunda tamamlayıcı bir rehbere kavuşuyoruz, Haberde Çocuk ile buluşuyoruz."
Bağımsız İletişim Ağı (BİA)/bianet de tam da bu bakış açısıyla ele alıyor haberlerini. Gerek haber gerek fotoğraf/görsel kullanımı gerekse de habere yaklaşımı. Çocukların toplumsal, siyasal, sivil yaşama katılmalarının, bilgilenme ve ifade özgürlüğünü kullanmalarının önündeki engellerin kaldırılması gerektiği bilinciyle...
İhlallere yakın plan
Pek çok vicdanlı habercinin en büyük korkularından biridir, habere konu olan mağdur kişilerin bir kez daha o haber nedeniyle "mağdur" edilmesi. Haberi yazım biçimiyle, görsel tercihiyle ya da isim ve bilgilerin kullanımıyla.
"Acaba kullandığım cümleler kişiyi incitir mi? Kimliğini açık mı ettim? Hikâye yazar gibi özendirici mi oldu?, 'Çocuk gelin', 'suçlu çocuk' gibi kalıplaşmış tabirleri kullanmak ne kadar doğru?.."
Bu nedenle, ne kadar deneyimli olursanız olun, haberin hep bir "ikinci göz"e ihtiyacı vardır.
Ya da görsel kullanımı... İstismar haberlerinde özellikle ana akımın sıklıkla kullandığı elinde oyuncak ayısıyla bir köşeye sinmiş ya da "yapma" dercesine elini kameraya uzatmış "aciz" bir görüntü veren çocuk görselleri neye yarıyor? Tabi ki "çok tıklanma"ya!
Bu elkitabı, haber hazırlanırken hızlı olmanın verdiği daha az sorgulama bataklığına düşmemek ve kafayı bu meseleye takan gazeteciler için iyi bir başvuru kaynağı.
Haberde Çocuk Elkitabı neler sunuyor okuruna? Başta 'çocuk odaklı habercilik nasıl olmamalı, haber nasıl yazılmamalı' yaklaşımını örnekler üzerinden sunması, konuya biraz da tersten bakmamızı sağlıyor.
'Medyada çocuk ne kadar, nasıl ve ne zaman yer buluyor'u tartışıyor. Görseller ve haber diline odaklanarak yine örneklerle medyada ihlallere yakın plan yapıyor. Haber dilinde özellikle çoğu yayın organı tarafından gerek bilinçli gerekse de bilinçsiz kullanılan tabirler üzerinden "doğru/yanlış" kutucuklarıyla konuyu daha da görünür kılınıyor.
Kitabın sonundaki sözlük, çocuk alanında çalışan sivil toplum örgütleri, kuruluşlar ve belgeleri de listeliyor.
'Haber yaparken öneriler' bölümü ise bir habercinin aklındaki pek çok soruya farklı alt başlıklarla yanıt veriyor. Mesela, "Engelli bir çocuğun yaşadığı sorunu işlerken, onu “muhtaç”, “aciz” gösterecek fotoğraflar ve görüntüler almayın." diyor. Ya da "Cinsel şiddet haberlerinde “okşadı”, “kucakladı”, “özel bölgeleri” gibi önemsizleştirici kelimeler, hikâye dili kullanmayın." örneğini vererek konuya net bir tavır koyuyor.
Sadece "Çocukla haber görüşmesi nasıl yapılır"ı söylemiyor aynı zamanda konuyu özelleştirerek "Travma yaşayan çocuklarla görüşme"nin nasıl olması gerektiğini sorguluyor.
Herkes için yol gösterici
Bu nedenle bu elkitabı muhabirler, foto muhabirler, editörler, yazı işleri müdürleri, genel yayın yönetmenleri ve tüm gazeteciler ile gazeteci adayları ve akademisyenler için yararlı ve dahası gerekli bir kaynak.
Aynı zamanda bu elkitabı, haberlere biraz daha sorgulayarak yaklaşan, çocuk haberlerinin neden özensiz verildiği üzerine düşünen ve çocuk odaklı bakıp bakmadığını kendine soran her okur ve izleyici için de önemli bir yol gösterici.
Son olarak yine Ayaz'ın sözlerine ve isteğine kulak vererek daha çok çocuk odaklı haber diyelim:
"Çocukların gidebileceği etkinliklerle ilgili bilgiler dikkatimi çekiyor. Keşke bununla ilgili daha fazla bilgi verilse televizyonda ve gazetelerde. Bir haberde görüşüm olsaydı, kitap okumanın, yazmanın ve resim yapmanın ne kadar önemli olduğunu anlatmak isterdim." (AÖ/HK)