Johannesburg toplantısı öncesindeki bilgilendirme toplantılarını izledim. Yayınları takip etmeye çalıştım. Ayrıca (yıllardır) defalarca bu konuda kamu adına sorumluluk üstlenen kişilere başvurdum. Gündem 21 programı ile ilgili bilgi almak istediğimi ifade ettim. Özellikle, 'yönetişim' baslığı altında çalışmak istediğim için aşağıdaki konularda bilgi almak istedim. En azından bu konuda çalışan bir kişi olarak kamusal sorumluluk üstlenen kişilerden bilgi almak istediğimi defalarca belirttim. 'Kent Meclisleri, toplantılar' gibi anonim bilgi paylaşma mekanizmalarının ötesinde ve propaganda amaçlı bir kaç görsel malzeme dışında bir şey söylendiğini bugüne kadar duymadım. Ancak en ufak bir bilgiye erişemedim. (Ya da ben çok yeteneksiz, anlayışsız bir insanim. Herkes anlıyor, bir tek ben anlayamıyorum.)
Kabahat bende de olsa gene de son bir defa sormak istiyorum: Türkiye'de G 21 uygulamaları bir devlet sırrı mı?
Eğer değilse:
* Yerel yönetimler mevzuatındaki mevcut prosedürlerden hareketle kamu otoritesinin bilgi paylaşma ve yayma sorumlulukları nasıl yerine getirilmektedir, mevzuatta değişiklik yapılmadan hangi gelişmeler kaydedilmiştir ve yapılması önerilen hususlar var midir? (Örneğin bir imar planı yapılırken, bir karar alınırken hemşehriler nasıl bilgilendiriliyor, yerel yönetimlerin standart bilgi yayma sorumlulukları neler, nasıl bir uygulama yapılıyor?)
* Büyükşehir belediyeleri ile yerel belediyeler arasındaki ilişkiler nedir? Plan tadilatları nasıl olmaktadır? Afet yönetimi, çevre, su, atık su, kent içi ulaşım, kültür ve kültür varlıkları, şehircilikaltyapısına ve yerel kamusal işlevlere dair projelerin geliştirilmesindeki yöntemler nedir? Bunlar ne ölçüde uluslararası yerel G21 uygulama standartları ile örtüşmektedir?
* SİT alanı ilan edilen bölgelerde koruma amaçlı imar planlarının hazırlanması, koruma kurullarının bulunduğu bölgelerde bu kurulların çalışmalarının G21 uluslararası standartları acısından isleyişi nedir, nasıl olmalıdır ve yerel yönetim işlevleri acısından nasıl bir isleyiş öngörülmektedir?
* Yerel kamusal işlevler açısından proje geliştirme, ihale, denetim, işletim modelleri nelerdir? G21 yerel standartları ile ilgili ulusal ölçekli kararların bilgi edinme, bilgi paylaşma mekanizmaları nelerdir?
* Program nasıl yönetilmektedir? Bütçesi nedir ve nasıl denetlenmektedir? Bağlantılı STK veya kamu kuruluşları nasıl seçilmektedir? Yönlendirme kurulları, koordinatörler kimler tarafından atanmaktadır?
Bu sorulara bugüne kadar (elbette kamusal sorumluluk üstlenen taraftan, başkalarının böyle bir yükümlülüğü yok) bir cevap alamadım.
Katılım sorunu
Gördüğüm kadarıyla G21 uygulamaları yönetişim konusunda paylaşılabilir netlikte siyasi mekanizmalar içermiyor. Yönetişimi bir kenara bırakalım, genel geçer siyasal mekanizmalar konusunda bir bilgi almak mümkün değil. Zannedersem katılım, ortaklık gibi konulardan sivil toplum kuruluşlarının katılımı anlaşılıyor. Bu ise zaten sorunun kendisi. Dolayısı ile G21 uygulamalarının Yerel Yönetimler yasa tasarıları gibi konularla dahi nasıl bir ilişkisi olduğunu bu konuyla biraz ilgili bir insan olarak anlayabilmiş değilim. Şeffaflıktan söz edilirken, amaçlar, ilkelerle ilgili en temel ve standart konular bile galiba 'sır' haline geliyor. (Dedim ya: Ya da ben çok yeteneksiz, anlayışsız bir insanim. Herkes anlıyor, bir tek ben anlayamıyorum.)
Ancak gene de ortada bir 'kamusal sorumluluk' var. Sorumluluk üstlenmiş kuruluşlar var. Ama bu konuda da bir kuşkum var. Sorumlu kim? Yalnızca Çevre Bakanlığı mi? Bu is onların isi mi? Programın kendisi çok sektörlü bir oluşum gerektirmiyor mu? Kamusal sorumluluk, kamusal taraf galiba tam belirgin değil. Kurumlar arasında olması gereken koordinasyon yok.
Şeffaflık, hesap verebilirlik
Bu doğal, çünkü bugüne kadar ilgili gözüken kurulusun, IULA'nın da siyasal bir sorumluluğu yok. IULA bir kamusal sorumluluk taşımadığı halde, arkasındaki kamu kişilikleri nedeniyle böyle bir işlev üstleniyor. Bir taraftan bir STK gibi davranırken, bir taraftan da kamu kurulusu gibi kamusal işlevler üstleniyor. Bu nedenle şeffaf ve hesap verebilir değil. En önemli sorun da galiba bu. G 21 uygulamalarında kamu kişilikleri tarafından kurulan, yönlendirilen paravan STK'ların süreci şeffaflaştırmasını beklemek hayal. Bu nedenle tek sorumlu bu kuruluş değil. G 21 yönetimini hesap verebilir, şeffaf hale getirmek hepimizin sorumluluğu. Bu nedenle Johannnesburg toplantısının ardından bir şeyler yapılmaya çalışılacaksa, ilk önce bu isi hesap verebilir, meşru bir yapıya kavuşturmak gerekli.
Bu nedenle bu defa konuyu bize sunanların başlattıkları noktadan itibaren konuşmayı değil, başlaması gerektiği yerden başlatmayı ve ilk toplantının konusunun bu olmasını öneriyorum. (KG/EK)