Gerçek yaşam, Türkiye'nin onur konuğu olduğu Frankfurt Kitap Fuarı'nın açılış konuşmasında "Bugün Türkiye'de basılamayan kitap, ifade edilemeyen düşünce yoktur" diyen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün tespitlerini doğrulamıyor.
Akreditasyonda ayrımcılık, askeri veya sivil yargı eliyle yayın yasakları, Ceza Yasası (TCK), Terörle Mücadele Yasası (TMY) ve Atatürk'ü Koruma Yasası dahil onlarca yasal düzenleme uyarınca açılan yüzlerce dava, Türkiye'de basın ve ifade özgürlüğü üzerinde süre giden baskının yaygınlığını gösteriyor.
Gül: "AB kriterleri gerçekleşti"
Gül, Türkiye'nin özellikle son yıllarda hızlanan ekonomik ve siyasi reformlar sayesinde fikir, ifade özgürlüğü ve kültürel çeşitliliğe saygı alanlarında Avrupa Birliği kriterlerini büyük ölçüde gerçekleştirdiğini, yazarlar ve kitaplar üzerinde uygulanan bazı baskı ve sınırlamaların zaman içinde azaldığını ya da ortadan kalktığını söyledi.
Acaba?
Basın ve ifade özgürlüğüne yönelik ihlallerin yoğun ve çok çeşitli olarak yaşandığı bir ülke olarak tanınan Türkiye, uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler'in (RSF) 2007 Dünya Basın Özgürlüğü Sıralaması'nda 167 ülke içerisinde 101. sırada yer aldı.
Bağımsız İletişim Ağı (BİA) Medya Gözlem Masası da, Nisan-Mayıs-Haziran aylarını kapsayan son Medya Gözlem Raporu'nda devletin işleyiş ve uygulamaları konusunda görüş ifade eden ve devlet odaklı hak ihlallerini kınayan her politik duruştan 194 kişinin mahkemeye çıkarıldığını saptadı.
Onadığınız 301 değişikliyle Zarakolu mahkum
Yayıncı Ragıp Zarakolu, George Jerjian'ın "Gerçek Bizi Özgür Kılacak" kitabını Türkçeye kazandırdığı için "Devleti ve Cumhuriyeti tahkir ve tezyif" suçlamasıyla mahkum oldu. Cumhurbaşkanı Gül hatırlayacaktır, mahkumiyete dayanak oluşturan Ceza Yasası'nın (TCK) 301. maddesine dair değişikliğe bizzat kendisi imza atmıştı.
Türkiye Yayıncılar Birliği (TYB) Yayınlama Özgürlüğü Komitesi, komite başkanı Zarakolu'nun ağzından, 2008 yılının ortasına kadar 22 yayınevinin çıkardığı ve 38 yazarın 47 kitabına soruşturma ve dava açıldığı ve yargılanmakta olduğu, 7 kitap hakkında da beraat ya da takipsizlik kararı verildiği, 17'sinin mahkum edildiğini bildirecekti.
Eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in hukuka aykırı olduğunu söyleyip iptal İstemiyle Anayasa Mahkemesi'ne taşıdığı Terörle Mücadele Yasası'nın (TMY) 6/son maddesi, iki buçuk yıldır tozlu raflarda duruyor. Gazete ve süreli yayınların bir aya kadar yasaklanmasını sağlayan bu düzenleme nedeniyle şimdiye kadar onlarca gazete, "bölücülük" suçlamasıyla yasaklandı.
Kasım 2007'den bu yana 861'i kendiliğinden, 251'i yargı kararıyla olmak üzere toplam 1112 İnternet sitesine erişimi engellendi. Küresel video paylaşım sitesi beş ayı aşkın süredir Türkiye'den erişilmez. Adnan Oktar, Gebze ve Silivri Mahkemeleri'nden aldırdığı kararlarla evrimci Richard Dawkins'in, Eğitim-Sen'in ve son olarak da Vatan gazetesine ait siteye erişim yasağı koydurdu.
Başbakanınız karikatüristlerin peşini bırakmıyor
Başbakan Erdoğan, bugüne kadar karikatüristler Sefer Selvi, Musa Kart, Mehmet Çağçağ ve Penguen dergisini "tazminat" istemiyle mahkemelik etti. "Batının ilmini bilimini değil, ahlaksızlığını aldık" sözünü kapağına taşıyan Leman dergisi ve Çağçağ'ı halen de yargılatıyor.
Türkiye'de araştırmacı gazetecilik, gizlilik, devlet sırrı ve ülke güvenliği gibi yasalarca net olarak tanımlanmamış kavramlar adına hiçe sayılıyor. Örneğin, Askeri Savcılık Dağlıca baskının askeri makamlarca önceden bilindiğini ortaya koyan bir belge yayımlayan Taraf gazetesine gönderdiği bir yazıda, "Elinizdeki baskın ihbar raporunu ve diğer belgeleri teslim edin, yoksa biz kolluk kuvvetleri aracılığıyla alırız" diyebiliyor. Aktütün saldırıyla ilgili de ülke genelinde yayın yasağı koyabiliyor.
"Bu özgürlükler adına yapılacak daha bazı şeyler var" diyor Gül, konuşmasını tamamlarken. Bu sözleri düzeltmek gerekir: Daha işin başındayız! Ve düşünce özgürlüğü için yapılacak çok çok iş var. (EÖ/EÜ)