Dün bütün gündemimiz Sebahat Tuncel'di.
Hakkâri'ye giden BDP/HDK konvoyunun yolunu PKK gerillalarının kesmesi üzerine vekiller ile gerillalar kucaklaşmış, selamlaşmıştı. İktidar bu "kucaklaşma" üzerine onlarca laf etti. Ancak en dikkat çekeni Başbakan'ın söylediği, "Yargıya zaten gerekenleri söyledik, yargı da gereğini yapıyor, biz de Parlamento'da gereği neyse onu yapacağız" oldu.
Yargı verilen talimatı hemencecik yerine getirdi.
Sebahat Tuncel için 2006 yılında açılan dava ne tesadüftür ki iki gün önce sonuçlanıverdi. Tuncel bu davadan tutuklu yargılanırken 22 Temmuz 2007'de 88.858 seçmenin oyunu alarak milletvekili seçilmiş, tahliye edildiği gün binlerce insan onu Gebze Cezaevi'nin önünde karşılamıştı. Meğerse Bizim unuttuğumuz o dava da ihtiyaç halinde kullanılmak üzere rafa kaldırılmış...
İktidarın BDP'li vekillere yönelik tavrı akademide de karşılığını buldu, Galatasaray Üniversitesi'nde 5-6 Ekim tarihlerinde yapılacak olan "Cinsiyet Eşitliğinin İnşası Konferansı" iptal edildi. Konferans için salon vermeyi kabul eden üniversite yönetimi konuşmacılar arasında bulunan Sabahat Tuncel'in listeden çıkarılmasını istedi, konferansı düzenleyenler bunu kabul etmeyince Üniversite rektörü Ethem Tolga salon tahsisini geri çekti.
Galatasaray Üniversitesi Rektörü Ethem Tolga, 12 Eylül akademisyenlerinden miras aldığı geleneği devam ettiriyor, iktidarın işaret ettiği çizgide ilerleyerek hatta onu aşarak siyasi iktidarla ilişkisini geliştirmeye çalışıyor.
Çocuk yaşta Aksaray'dan büyükşehirlere göç eden Ethem Tolga bürokraside bulduğu yeri kendince sağlamlaştırıyor. Bunu da Sabahat Tuncel'i üniversiteye almayarak, üniversitenin kapılarını Kürt siyasetçilere kapatarak yapıyor.
Bu Galatasaray Üniversitesi Rektörü Ethem Tolga'nın ilk yaptığı icraat değil. Geçtiğimiz Nisan ayında Demokratik Gelişim Enstitüsü (DPI- Democratic Progress Institute) Galatasaray Üniversitesi'nde Kürt Sorunu üzerine bir toplantı gerçekleştirmek için başvuruda bulunmuştu. Toplantı, Akit gazetesinin DPI'nın PKK'nin paravan kuruluşu olduğunu iddia etmesi üzerine rektörlük tarafından iptal edilmişti. Ethem Tolga ise üniversitenin internet sitesinden duyuru yapmakla yetinmemiş, Akit gazetesine mektup yazarak özür dilemişti.
Bakın Vakit'e yazdığı mektubunda ne diyor Ethem Tolga, "Üniversitemizle ilgili yazınızı okudum. Hakikaten sizden öğrendim o kuruluşun ilişkilerini. Emin olun bilmiyordum. Kendimi size tanıtayım: Ben muhafazakâr bir ailenin çocuğuyum, Aksaraylıyım. Annem rahmetli hacıydı. Ağabeylerim yengelerim hacıdır. Dine ve maneviyata önem veren bir ailenin çocuğuyum ben. Aksaray'ı bilirsiniz, o bölge PKK'ya büyük reaksiyonu olan bir bölgedir. O bakımdan bunu bilin. Burası emin ellerde. O yüzden hiç merak etmeyin."
Ethem Tolga okulun tek tutuklu öğrencisi olan Cihan Kırmızıgül için okulun kapısında yapılacak olan basın açıklamasına basın emekçilerini almadı, üzerlerine kapıları kapattı.
Ethem Tolga, Tutuklu Öğrencilerle Dayanışma İnisiyatifi'nin Galatasaray Üniversitesi'nde yapmak istediği bir toplantıyı iptal etti, öğretim görevlilerinin okula davet ettiği toplantı katılımcılarını okula almadı. Efes Pilsen One Live festivalinin ardından üniversitelere yazılan "Alkollü işletmeleri kapatın " talimatına ilk Ethem Tolga uydu, okulda akademisyenlerin bir araya geldiği küçük lokali kapatıverdi.
Ethem Tolga yapılan bir röportajda kendisine sorulan sorulara şöyle cevaplar veriyordu, "Okul Türk- Fransız anlaşmasına göre yürütülüyor, rektör Türk ve sistem olarak YÖK'e bağlı. Galatasaray büyük gelenekler üzerine oturmuş ve halka dönüktür. Bölüm olarak Hukukta birinciyiz."
Ethem Tolga Türkiye'nin, en seçkin öğrencilerinin öğretim gördüğü bir üniversitenin başında olmasına rağmen özgürlükçü değil yasakçı bir tavır sergiliyor. Türk olduğunu ve YÖK'e bağlı olduğunu her fırsatta bize gösteriyor. Halkına dönük olduğunu iddia eden Tolga, Kürt halkına sırtını dönüyor. Üniversitesi ve öğrencileri hukukta birinci, kendisi ise hukuksuzlukta ve yasakçılıkta birinci.
Neyse ki bütün üniversitelerde iktidara sürekli "meraklanmayın, üniversite emin ellerde" mesajını veren Ethem Tolga gibi rektörler yok, başka üniversiteler çoktan konferansa ev sahipliği yapmak istediğini bildirmiş bile.
Ethem Tolga bu anlayışıyla en fazla emekli olunca bir resmini teamülen "eski rektörlerimiz" diye rektörlük binasının koridoruna asarlar. Biz ise Sebahat'in resmini evlerimize çoktan astık... (AS/HK)