* Fotoğraf: Twitter
Boğaziçi Üniversitesi’ne yeni rektör atanmasına karşı öğrenci ve akademisyenlerin protestoları sürerken, Almanya’nın Göttingen Üniversitesi rektörlüğüne Prof. Dr. Metin Tolan’ın seçilmesi Türkiye medyasında haber oldu; babasının Türkiye kökenli olması nedeniyle...
Ancak, Tolan’ın nasıl rektör seçildiğine bu haberlerde yer verilmedi.
Bir rektör seçiminin hikayesi kısaca şöyle…
Üniversite rektörünü nasıl seçer?
31 Aralık 2020 tarihine kadar rektörlük görevini sürdüren ve pandemi yönetimiyle beğeni toplayan eski rektör Prof. Dr. Reinhand Jahn’ın görevden ayrılmasının ardından yerine geçici olarak rektör yardımcısı Valérie Schüller gelmişti.
Göttingen Üniversitesi rektörlük sayfasında da belirtildiği gibi, rektör arama süreci kamuya açık bir ilan verilmesiyle başladı.
Senato ve vakıflar kurulu (“Stiftungsausschuss”) üyelerinin oluşturduğu bir değerlendirme komitesi (“Findungskommission”) oluşturuldu. Başvurular değerlendirme komitesine gitti.
Komite, başvurular arasından görüşmeye çağıracakları adayları bir ön liste (“longlist”) olarak derledi. Bu liste içinden uygun görülen adaylarla son liste (“shortlist”) oluşturuldu.
Şunu da belirtmek gerek ki, komite üyeleri, “shortlist”e almak istedikleri adayı neden desteklediklerine dair gerekçelerini ayrıntılı ve yazılı bir şekilde açıklamak zorunda. Başka bir önemli ayrıntı da, daha önce bu komitede çalışmış veya halihazırda çalışmakta olan akademisyenler rektörlük için başvuru yapamıyor.
Komite, belirledikleri adayları resmi olarak Senato ve vakıflar kuruluna bildirerek sürecin eleme aşamasını tamamladı. Oy verme ve danışmanlık yetkisi olan Senato ve vakıflar kurulu üyelerine, süreci denetleme ve inceleme imkanı veriliyor. Yeni rektör işte bu üyelerce seçildi.
Seçimin ardından, yeni rektörün kendisini Senato ve vakıflar kuruluna tanıttığı bir kapalı oturum düzenlendi.
Rektör, bir açık oturumla da, kendisini üniversite öğrencileri ve çalışanlarına tanıttı.
Açık oturumda neler konuşuldu?
Açık oturuma öğrenci temsilcileri, fakülte dekanları ve sözcüleri, Senato Sözcüsü ve üniversite vakıf komitesi başkanı katılırken, pandemi nedeniyle katılım daha geniş tutulmayıp oturum internet üzerinden canlı yayınlandı. Böylece tüm öğrenciler ve öğretim personeli oturumu izleyebildi.
Göttingen Üniversitesi şu anda “üstün başarılı okullar” sayılan inisiyatife (“Exzellenzinitiative”) girmeyi bir numaralı hedef olarak görüyor. Tanıtım konuşmasının ana teması, Prof. Dr. Tolan’ın rektör olarak üniversiteyi bu inisiyatife sokmak için yapacaklarıydı.
Konuşmanın ardından, okulun bütünü oluşturan doğa ve beşeri bilimler fakültelerinin temsilcileri yeni rektöre akademisyenlerin sözleşme süreleri (“tenure track” modeli), fakültelerin özerkliğinin nasıl sağlanacağı gibi konularda sorular yöneltti.
Öğrencilerin sorularını cevapladı
Aynı şekilde öğrenciler ve temsilciler, akademik yapıda öğrencilerin eğitim ve finans durumu, ırkçılık/ayrımcılık politikaları ve iklim değişimine dair sorular sordu.
Tolan ırkçılık ve ayrımcılıkla ilgili soruya şöyle bir cevap verdi: “Akademideki deneyimlerime göre ayrımcılık ve ırkçılık artık akademinin çok büyük sorunu değil. Fakat ismimden de anlayabileceğiniz gibi aile köklerim ‘Alman’ değil. O yüzden ırkçılık ya da ayrımcılığı gördüğümde tanıyabileceğimi düşünüyorum. Bu nedenle bu konuda özellikle hassas olacağımı söyleyebilirim.”
Toplantı ve konuşma sırasında Metin Tolan henüz Göttingen Üniversitesi’nin rektörü sıfatına “resmen” sahip olmadığı için kendisininden, “TU Dortmund’dan gelen ve Göttingen Üniversitesi’ni dışarıdan değerlendiren bir akademisyen” olarak bahsetti. Konuşmasında böyle temkinli bir dil kullanması Almanya’daki üniversiteler arası akademik geçirgenliğe dair bir gösterge sayılabilir.
Tolan, “Seçimden ve bana duyulan güvenden dolayı çok mutluyum. Korona koşulları altında bunu mümkün kılan herkese teşekkür ederim. En iyi üniversitelerden birinin rektörü olmak benim için büyük bir onur” dedi.
Metin Tolan’ın göreve baharda başlaması bekleniyor.
Metin Tolan hakkında
1965 yılında doğdu. Babası 1961 yılında misafir işçi (“gastarbeiter”) olarak Almanya’ya geldi.
Annesi, Ruth Hoffmann, Almanya Schlesien doğumlu. Oldenburg’da kardeşleri Kemal ve Yasemin ile büyüdü. Arkadaş çevresinde değil ama okuldaki bazı ebeveynlerle aile kökleri açısından problem yaşadığını söylüyor.
Anadili Almanca ve Türkiye’yi hiç ziyaret etmemiş. Sebebi de, gittiğinde askere alınmasından çekinmiş olması. İsmi olmasa kendisi bile Anadolu kökenini unutabileceğini söylüyor: “İsmim kimlik bilincimin taze kalmasını sağlıyor. Bu yüzden yabancı düşmanlığına tanıklık ettiğim her an kendimi saldırıya uğramış gibi hissediyorum” diyor.
Kiel Üniversitesi’nde fizik ve matematik eğitimi aldı. 1993 yılında Kiel Üniversitesi’nde tamamladığı doktorasının ardından, doktora sonrası çalışmalarına ABD’de devam etti ve 1998 yılında Kiel Üniversitesi’nde deneysel fizik alanında habilitasyonunu tamamladı. 2001 yılında Dortmund Teknik Üniversitesi’nde deneysel fizik profesörü olarak çalışmaya başladı. 2004 – 2008 yıllarında aynı üniversitenin fizik fakültesi dekanı, 2008 – 2020 yıllarında rektörlük üyesi ve 2016 yılından beri daimi rektör temsilcisi olarak çalıştı. Rektörlükte üç yıl boyunca araştırma alanında, beş yıl boyunca öğretim, dört yıl boyunca finans alanlarında çalıştı.
Çok sayıda komite ve danışma kurulunun üyesi. Akademik yayınlarının yanı sıra, dört popüler bilim kitabının da yazarı. (İİ/EA/AS)