Diyarbakır Bağlar Belediyesi 2007'de namus cinayetleri ve kadın intiharlarıyla ilgili yapmış olduğu araştırmayı kitaplaştırdı.
Diyarbakır’da namus kisvesi altında katledilen ve intihar eden kadınların yaşadığı ortamı görmeye çalışan araştırma aynı zamanda şiddetin kaynaklarını da irdeledi.
Bağlar Belediyesi ve Bağlar Kadın Kooperatifi’nin Sigrid Rausing Trust Vakfı’nın destekleriyle yürüttüğü bu araştırmaya milletvekillerinden akademisyenlere, avukatlardan gazetecilere kadar çok sayıda kadın da destek verdi.
Aralık 2006- Kasım 2007 arasında “Kadın intiharları ve Namus/Töre Cinayetleri Araştırma Projesi” kapsamında Diyarbakır merkez ve 13 ilçesinde yaşanan 25 olay incelenmiş ve olaylarla ilgili olarak 73 kişi ile mülakat yapılmış.
19’u intihar, altısı cinayetle (4’ü kesin, 2’si intihar şüphesi) sonuçlanan 25 vaka üzerine yapılan görüşmelerde tanıkların söyledikleri bölgede kadınların yüz yüze kaldığı sorunları ortaya koyar nitelikte.
Tanıklara ulaşmanın ve mülakat yapmanın uzun çabalar sonucu gerçekleştiği araştırmada (hedeflenen 132 kişiden 73’üyle görüşme yapılabilmiş) özellikle olayın arka planına ve nasıl değerlendirildiğine yönelik görüşmeler yapmış.
Tanıkların yaşanan olayları hem olumlayan hem de olumsuzlayan sözleri, namus kavramının sahiplenilmesiyle birlikte ortaya çıkıyor.
Çoğu çocuk yaşta olan kadınların yaşadıkları, yaşananların nedenlerinin araştırılmasını ve engellenmesini zorunlu kılıyor.
Araştırmanın ortaya çıkardığı önemli bir sonuç ölüm nedenleri farklı olsa da bu kadın ve çocukların ortak noktasının şiddetten kaçmaya, mahkum oldukları yaşam tarzını reddetmeye, farklı bir çıkış yolu aramaya yönelmiş olmaları.
Kadınların aradığı çıkış yolları da bir sonuca ulaşmıyor:
- “Anlaşılmanın kolaylığı, çözümü gerçekleştirmeyi beraberinde getirmiyor.”
- “Baskı ve şiddet tehdidi farklı kaynaklardan gelse bile yaşanan toplumsal süreçler kadın bedenini yok ediyor”.
- Kadınlar, üzerlerinde kurulan iktidarı yıkmak istediği için öldürülüyor ya da intihara sürükleniyor.
Dava süreçleri geçiştiriliyor
Projeye destek veren avukatların aracılığıyla ulaşılan yargı sürecine ait bilgiler ise olayların bir başka çarpıcı yanını ortaya koyuyor:
25 olayın dokuzuyla ilgili davalarda kadınların intihar ettiği belirtildi. Heyet dört olayın da davasına ulaşamamış.
Araştırmada, yargı sürecinde soruşturmaların derinleştirilmediği, kadın ve çocukların psikolojik destek almadığı ve dava süresince kadın kuruluşlarına başvurulmadığı gibi sonuçlar da var. Yargı süreciyle ilgili başka bir çarpıcı nokta ise ceza indirimleriyle ilgili.
Diyarbakır’da 2000-2005 yılları arasında işlenmiş namus cinayetleri üzerine 59 dosya var. Diyarbakır Barosu Kadın Komisyonu yaptığı araştırmada bu 59 dosyanın 46’sında failler için "aşırı tahrik"ten ceza indirimine gidildiğini tespit etmiş.
Namus kavramı güç ve çıkar sarmalını örtüyor
Araştırma yaşanan şiddet olaylarının güç ilişkileri dışında anlaşılamayacağını söylüyor. Varolan güç ilişkilerini, kadın üzerinde yarattığı şiddet kapsamında ele alan araştırma, bu başlık altında aile içi tahakkümü, tahakkümün el değiştirmesini, devlet kurumları ve ailenin işbirliğini, yargının yaklaşımını, zorunlu göçün etkisini, yoksulluk ve şiddetin etkisini inceliyor.
Çalışma sonucunda kadına yönelik şiddetin bir zihniyet ve kültür sorunundan çok yapısal bir sorun olduğu ve tüm toplumlarda görülebileceği sonucuna varılıyor.
“Namus”un tanımlanmasına dair de pek çok bulguya ulaşılan araştırmada sahip olunulan her şeyin namus kapsamına girdiğini gözler önüne seriyor.
Namus kavramını farklı bir düzeyde ele almak gerektiği sonucuna ulaşan araştırma, aksi takdirde namusun güç ve çıkar ilişkilerini örtme işlevi gördüğünü söylüyor.
Bu ilişki sarmalını açığa çıkarmanın da zor ama hayati olduğunu vurguluyor.
“Gökyüzünde asılı çığlıklar”
“Gökyüzünde asılı çığlıklar” adıyla kitaplaştırılan araştırma katliamların durdurulması konusunda bir katkı sunuyor.
Araştırma ile ilgili bilgilere ve varılan sonuçlara yer verilen kitapta, olaylarla ilgili yapılan mülakatlara da yer veriliyor.
Araştırma ile ilgili olarak "Ya umut da biterse" isimli bir belgesel de bulunuyor. Kitabın ve belgeselin yaygın bir dağıtımı yok.
Kitap, 0212 361 55 74 numaralı telefon ile Toplumsal Araştırma ve Eğitim Merkezi'nden (TAREM) ya da 0412 251 93 18 numaralı telefonla Diyarbakır Bağlar Belediyesi'nden temin edilebilir. (MT/EZÖ/EÜ)