İstanbul Maslak’ta Spine (İngilizce, ‘omurga’ anlamına geliyor) adlı bir gökdelen yapılıyor. Soma Holding’in, Soma kömür madeni katliamında ölen işçilerin patronu Alp Gürkan gökdelenin sahiplerinden. Spine adlı gökdelen, Soma’nın kömür madeni işçilerinin terinden inşa ediliyor.
Ancak Spine adlı gökdelende terin kokusu yok. Ter madene gömülürken, terin değerinden milyon dolarlık daireler üretiliyor. Spine’ın omurgası Soma’nın kömür karasından çatılırken, Spine’ın imarı İstanbul Büyükşehir Belediyesi damgalı. Soma’nın kömür karasına bulanmış işçiler ölürken, Spine’ın vicdan karasına bürünmüş rantiyeci imarı yükseliyor. Hemen her toplumsal, siyasal olayın altında ekonomik ilişkiler yatar. Gezi, Soma ya da başka bir olay; kaldırın örtüyü, altında birilerinin ekonomik menfaatlerinin yattığını göreceksiniz. Tepkiler, menfaatçi düzenedir.
Bu hükümet Gezi Parkına ne yapacaktı?
Topçu Kışlası uyduruk gerekçesiyle AVM/rezidans yapacaktı. Şehrin göbeğindeki bir avuç yeşilin üzerine beton basılacak, yeşil dolarlar kazanılacaktı. Hayatlarına ve şehrine duyarlı insanlar, ölümleri pahasına buna izin vermediler. İstanbul’un şehir tarihine destan olarak o polisler değil, direnişçiler yazıldı.
Soma’da işçiler neden öldü?
Patron’un daha çok kazanma hırsından ve devletin de gerekli denetimleri yapmamasından!
Patronun çok kazanma hırsıyla devletin görevini yapmaması neden birleşti?
İktidarlar, patronların çıkarlarını temsil ettiklerinden.
Türkiye’de iktidarların elbiseleri değişti ama içerik hep aynı kaldı: Bürokrasi/siyasetçi/işadamı üçgeni; bizim Bermuda şeytan üçgenimizde bunlar işte.
Soma Holding’in vergisi
Soma Holding, İstanbul Maslak’ta yüksek mi yüksek bina dikerken, devlete düşük mü düşük vergi ödemiş. Binası ne kadar büyükse, vergisi o kadar küçük! Yalnızca Soma madenlerinden 6 bin işçi çalıştırmakla övünen holding, bir de vergisiyle övünseydi bari. Devletten şimdiye dek 70 milyar liralık maden ihalesi alan bir holdingin sizce gecen yıl kaç TL vergi vermesi normaldir?
60 milyon, 40 milyon, 25 milyon…
Unutun bu rakamları!
758 bin TL.
Yanlış okumadınız, 758 bin TL.
Holdingin Spine gökdelenindeki bir dairenin fiyatının yarısı kadar!
50 bin metrekare inşaat hakkı olan yer, imar tadilat planıyla 140 bin metrekareye çıkarılıyor. Neredeyse 3 kat artış yapılıyor. Yani 90 bin metrekare fazladan inşaat yapılıyor. Metrekaresi 10 bin dolar (Yirmi bin TL) olan bu inşaattan takribi 1 milyar 800 milyon TL haksız kazanç elde ediliyor.
Spine gökdeleni, mücahitlikten müteahhitliğe yer değiştirerek dünya nimetlerine teslimiyetin ve haksız kazancın çarpıcı bir örneğini oluşturmakta.
Yani gerçek şu ki, AKP Hükümetinin spine’si müteahhitliktir!
Müteahhitliğin aşırı kazancı ise, verilen imarlar ve imar plan tadilatlarıdır.
Gerçek şu ki, İstanbul mamur edilmiyor, şehircilikten mahrum ediliyor.
758 bin TL vergi, Soma’da ölümler ve Maslak’ta Spine gökdeleni!
Soma faciası üzerine gerçeği bir başka açıdan güzel ifade eden bir ibare, hatırladığım kadarıyla şöyle diyordu: “ Demek ki neymiş kardeşim, bedava dağıtılan kömürler bedava değilmiş!”
Devletin vergi adaleti buysa…
Bir ülkede verginin iki ayağı vardır; vergi gelirlerinin oranları ve toplanan verginin harcanma biçimleri. Ülkelerin vergi gelirleri iki başlıkta toplanır: Dolaylı vergiler, dolaysız vergiler. Dolaylı vergiler, mal ve hizmet tüketiminden alınan vergilerdir ki, bu vergi çeşidi hemen tüm tüketicileri kapsar. Akaryakıt ürünlerinden iletişime, sigaradan içkiye, ekmekten kitaba, tapudan notere, ulaşımdan resmi evrak harçlarına dek bilumum tüketim mallarından ve hizmetlerden yararlanan herkes, devlete dolaylı vergi ödemiş olur.
Dolaysız vergi ise, mal ve hizmet üreten kesimden alınan vergidir. Yani işverenlerin kurumlar ve gelir vergisi adı altında devlete verdikleri vergidir.
Türkiye’de vergi gelirlerinin içerisinde dolaylı vergilerin payı %70’lere dayanmıştır. Dolaysız vergilerin payı ise, %30’lara inmiştir.
Yani devletin topladığı 100 liralık verginin 70 TL’si vatandaşın/tüketicinin cebinden alınan vergi iken, 30 lirası işverenlerden alınmaktadır.
Adalet mi bu?
2012 tarihinde, Vergi Denetmenler Derneği'nce hazırlanan “Kamu Giderlerinin Finansmanı, Kayıtdışı Ekonomi ve Vergi Denetimi” raporuna göre dolaylı vergilerin toplam vergi gelirine oranı OECD ülkelerinde ortalama yüzde 30 olarak saptanırken, Türkiye de ise bu oranın yüzde 72,3’ü geçtiği yer alıyor.
Türkiye, vergi adaletsizliğinde Afrika ülkeleriyle yarışıyor.
Vergi adaletsizliğinde, çocuk ölümlerinde, yolsuzluklarda, insan hak ve özgürlüklerinin çiğnenmesinde, basın yayın özgürlüğünün sınırlandırılmasında ön sıralarda yer alan Türkiye, doğal olarak her yıl demokrasi dersinden sınıfta kalıyor.
Bir ülkede verginin nasıl toplandığına ve nasıl harcandığına bakılarak, o ülkede adaletin nasıl işlediği anlaşılabilir.
Vergi yükünün tüketiciye bindirildiği bir ülkede, devletin tüketiciye bir eliyle verdiğini diğer eliyle aldığını gösterir. İş dünyası ise, servetlerine servet katarken aynı paralelde vergi vermezler.
Daha doğrusu devlet de almaz!
Devletin siyasetçisi ve bürokrasisi onlardan neleri alacağını çok iyi bilir!
Soma’da 6 bin işçi çalıştıran, Maslak’ta Spine gökdeleni diken holdingin 2013 vergisinin neden 758 bin TL olduğu, bu adaletsiz sistemin içinde gizlidir.
Vergi adaleti bu olan devletin, yargı sistemi de ona benzer: Vergide vatandaşını kaz olarak gören devlet, yargıda da toplumun üyelerini bir yurttaş değil, devlete tabi bir tebaa olarak görür!
Böyle bir sistemin başbakanın da padişahlık vehmine kapılmasını çok görmeyelim!
Dünün “Netekim” paşası da Atatürk pozları veriyordu. (HŞ/HK)