Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin hep genç kalan ve "formunu günde iki üç litre şebeke suyu içmeye borçlu olan" başkanı Melih Gökçek, yine Ortadoğu Teknik Üniversitesi'ni (ODTÜ) hedef aldı.
Ama bu sefer hedefi değişik. Bilindiği gibi, Melih Bey ODTÜ'de eğitim veren 45 binayı kaçak olduğu gerekçesiyle yıkmaya yeltenmiş ancak bu çabası mahkeme kararıyla durdurulmuştu.
Buna kızan Melih Bey, "madem yıkamıyorum, o zaman neden yol yapmayayım" diyerek, üniversite kampüsünün içinden yol geçireceğini açıkladı.
Melih Bey diyor ki: "ODTÜ istese de istemese de biz bu yolu açacağız. Bir yasa var ve buna göre de yolları terk etmek zorundalar."
"Bir yasa var" ve uyulmayan yargı kararları
Bir yasa var... Melih Bey açıklamalarını yasalara dayandırır -ama hangi yasa işine geliyorsa. "Yargı kararlarını beğenmesem de onlara uyarım" der, ama aslında beğenmediklerine uymaz.
Ankara'nın en güzel yerlerinden Kuğulu Park'ta yargının hukuka aykırılık kararına rağmen ağaçları keser, park alanını daraltır, alt geçit yapar. Melih Bey bir alt geçit, üst geçit, köprülü kavşak ustasıdır. Başkent onun zamanında sürekli bir şantiye alanı haline gelmiştir. Gökkuşağı Yolu gibi ilginç projeleri hayata geçirmiştir, ama Eskişehir Yolu'nda iki şeridin tam ortasında kalan bu kompleks, ne yazık ki(!) bir türlü açılamamıştır.
Ankara'nın Hitit Güneşi, Anadolu medeniyetlerinin simgesi olan amblemini, bir zevksizlik abidesi ve Türk-İslam zihniyetinin bir yansıması olan amblemiyle değiştirir. Yargı iptal kararı verir, Melih Bey amblemi sökmez, daha çok yere asar.
Borç rekoru
Melih Bey'in rekorlarından birisi de, Hazine'ye en çok borcu olan belediyenin başkanı olmasıdır.
2003'ten bu yana Hazine'ye borcunu ödemeyen Melih Bey'in belediyesi, bütün belediyelerin toplam borcunun yüzde 63,4'üne, yani tamı tamına 4 milyar YTL borca sahip olarak kırılması zor bir rekorun sahibi olmuştur.
"İdeolojik"
Melih Bey'in en sevdiği kelime, "ideolojik"'tir. Beğenmediği, cevaplayamadığı bir kimse veya bir iddia olmaya görsün, hemen "ideolojik" yaftasını yapıştırır.
ODTÜ'ye yol yapma tartışmasında bilirkişilere çattığı gibi örneğin:
"... onlara göre Atatürk Orman Çiftliği'nin içine bir yol yapmak AOÇ'yi küçültmek anlamına gelirmiş. Tamamen ideolojik, siyasi yaklaşım. ODTÜ'nün bilirkişilerine 100 dava versinler Ankara Büyükşehir Belediyesi ile ilgili olarak, 99'unda aykırı karar verirler."
Görüldüğü gibi, Melih Bey "ideolojik" kelimesini, "istenilmeyen, zararlı bir şey" anlamında kullanmaktadır.
Gökçek deyince akan sular durur
2007 yazındaki susuzluğu Ankaralılar gayet iyi hatırlayacaktır. Ağustos sıcağında bir haftadan fazla bir süre musluklardan su yerine gelen hava sesini unutmak mümkün değil tabi.
Ama Melih Bey'in özgüveni o kadar yüksektir ki, suyun kesileceğini açıklayacağı televizyon programının afişini, gülümseyen suratının fotoğrafıyla reklam panolarına koydurmaktan imtina etmez.
Belki de Melih Bey'in şehir tasavvurunu en iyi özetleyen açıklama, Tanıl Bora'ya ait: “Gökçek elinde Ankara, bir mega-taşrapol'e dönüştü. Onun temsil ettiği zihniyet dünyasında şehir,sadece 'büyük bir yer'. İnsanları çok yönlü bir beşeri ilişkiler ağı içinde buluşturan,onlara 'çılgın kalabalığın ortasında' özgürlük sağlayan bir sosyal ortam değil. Sadece ve sadece büyük bir yer."
Gökçek, barınma hakkını tanımıyor
Gökçek'in saldırıları ODTÜ ile sınırlı değil elbette. Gökçek, "kentsel dönüşüm projesi" adı altında Dikmen Vadisi'nde, Mamak'ta yoksul insanların barınma hakkını elinden almaya çalışıyor. Yargının vermiş olduğu iptal kararlarına rağmen, Gökçek gecekonduları yıkmak için sabahın 03.00'ında belediye ekiplerini göndermekten çekinmiyor.
Barınma hakları için direnen Dikmen Vadisi sakinlerini "üç beş ideolojik kişi, onlar Mamak'tan geliyor zaten" diyerek bir taşla iki kuş vurduğunu düşünüyor. Daha birkaç gün önce Dikmen Vadisi sakinlerinin inşa ettiği barınma hakkı bürosu kundaklanmışken, Gökçek hızını alamıyor, oradaki cemevini de yıkmakla tehdit ediyor, "zaten biz yıkmazsak onlar kendileri yakarak provokasyon yaparlar" dahi diyebiliyor.
Ankaralı Gökçek'e mahkum olmamalı
Gökçek'in bu konudaki tavrı, bilinmedik değil. "Kentsel dönüşüm projeleri" adı altında, Sulukule'de, Tarlabaşı'nda ve daha birçok yerde kent merkezinde görülmesi istenmeyenler, bazılarının "göz zevki bozulduğu için" kent dışına sürülmeye çalışılıyor. Yapılmak istenen, buralarda yeni rant alanları yaratmaktan başka bir şey değil. Gökçek de, bu zihniyetin Ankara temsilciliğini yapıyor.
Ankaralı, Gökçek'ten iyisini hak ediyor. Ankaralı, Gökçek'in şehircilik anlayışına mahkum olmamalı. Gökçek 'e söylenmesi gereken şu:
"Gökçek ODTÜ'den, Dikmen'den, Ankara'dan elini çek!"(OA/EÜ)
* Onur Açıkgöz, ODTÜ öğrencisi.