Geçtiğimiz 9 Nisan'da, son 25 yılda Paris'te uzun ya da kısa süreli yaşamış hemen tüm Türkiyeliler'in tanıdığı, dayanıştığı bir dostun cenaze törenindeydik, 25 yıllık yaşamına beceriksiz göçmen politikalarıyla son verilmiş Elele derneğinin.
25 yıl önce Gaye Petek'in inisiyatifiyle küçücük bir apartman dairesinde kurulmuş Elele, kısa zamanda başta kadınlar olmak üzere Türkiye'den gelen göçmenlerin yaşadıkları adaptasyon sorunlarına çareler üreten bir destek merkezine dönüşmüs. Elele göçmenlerin yerel dili konuşamamaktan, Fransız kültürüne ve yaşam biçimine alışamamaktan kaynaklanan sosyalleşme sorunlarının da giderildiği, aşıldığı bir yaşam alanı halini almış. Elele, son nefesini vermeden once 350 m2'lik geniş bir alanda 9 çalışanıyla Türkiyeli göçmenlere elini uzatıyordu.
Fransızca dil kursları, çocukların derslerine destek olmak amacıyla düzenlenen kurslar, velilerin okul konusunda bilgilendirilmesi, şiddet mağduru kadınlara hukuki ve psikolojik rehberlik, Fransa'daki her türlü kanun, basvuru yöntemleri vs hakkında bilgilendirme gibi birbirleriyle doğrudan ya da dolaylı ilişkili olan faaliyetlerinin yani sıra Elele aynı zamanda, Fransa'da Türkiye kültürünün de yaşatıldığı ve ev sahibi ülkenin coğulculuğuna katkı sağlandığı bir kültürel üretim merkeziydi. Örnegin Temmuz 2009-Mart 2010 arasında süren Fransa'da Türk mevsimi etkinliklerine büyük katkı sağlayan Elele, 13 Ekim-22 Kasım arası Ulusal Göç tarihi müzesinde sergiden, konferansa, şiir dinletilerinden film gösterimlerine kadar pekçok etkinlik düzenledi.
Elele son birkaç yıldır, Fransa'da 2007'den beri iktidarda olan Nicolas Sarkozy ve partisi UMP'nin göç siyasetinde yaptığı "köklü" değişikliklerin bir sonucu olarak ciddi finansal zorluklar içindeydi. Hükümet aldığı kararlarla göçmen derneklerinin subvansiyonlarına hissedilir oranda kısıtlamalar getirdi. Hükümetlerin sorumlulugunda bulunan maddi destek programları Fransa'daki göç unsurunu düzenlemek amacıyla kurulan ve varlığıi tartışmali Milli Kimlik ve Göç Bakanığı bünyesinden alınıp valiliklerin sorumluluğuna verildi. Devlet ana finansman kaynağı olmaktan çıkarıldı ve yerine derneklere proje bazlı geçici ve sınırlı finansmanlara yönelmeleri önerildi. Söz konusu düzenlemelerin amacı Elele'nin müdürü ve 25 yıldır Türkiyeli göçmenler için gece gündüz çalışan Gaye Petek'in belirttiği gibi "kültürel faaliyetlerine son verilmiş, küçük mahalle dernekleri yaratmaktı".
Fransa'nın çok kültürlülüğüne katkı sağlayan ve göçmenlerin sorunlarına doğrudan çözümler getiren birçok göçmen derneği tek tek kapanmaya basladi. Dokuz çalışani, yürüttüğü önemli projeleri Elele'nin devletin maddi desteği olmadan, küçük ve sınırlı proje gelirleriyle yaşamasını neredeyse imkansız kılıyordu. Hal böyle olunca hükümet yöneticilerinden idare edecek kadar fon dilenmektense Elele sessiz sedasız yaşamına son vermeye karar verdi. Gaye Petek'in sözleriyle boyun eğmek yerine özgür kalmayı ve başı dik gitmeyi tercih etti.
9 Nisan'da Paris'in 10. bölge belediyesinde düzenlenen toplantıda Türk ve Fransızlardan hayli kalabalik bir grup Elele'nin başına gelenleri, Elele'yi konuştu, yöneticilerinden Elele'yi dinledi ve hep birlikte Elele'ye veda etti. Bir yıldır Paris'te yaşayan iki cocuk annesi genç bir kadın "Paris'te bir ailem oldugunu düşünmüştüm. Bu kadar kısa zamanda kaybetmek çok zor. Elele'yle çok sey öğrendim" derken, Fransa'daki feminist hareketin öncülerinden Maya Surduts "Çok kızgınım, Elele kadına yönelik şiddet konusunda çok büyük işler yaptı, bu meseleyi tek başına devlete bırakamayiz" diye isyan ediyordu. Orta yaşli bir erkek göçmen üzüntüsünü "Elele'yi tanıdığımız 1989 yılı bizim sosyal yaşamımız için bir dönüm noktası oldu. Elele'yi aile gibi görüyoruz. Eşim hala Gaye Hanım'ın bulduğu iste çalışıyor" biçiminde dile getirirken, bir kadın göçmen "Siz Türk hanımlarına kendilerine güvenmeyi öğrettiniz" diyor. Göçmenler Elele kurucularına çalışanlarına "Siz bize dayanmayı öğrettiniz, biz de size dayanın, vazgeçmeyin diyoruz" mesajını verirken Paris 10. Bölge Belediye Başkanı bu alanda çalışmaya devam edin, bir yerlere gitmeyin" diyordu.
Elele başka bir organizasyonla tekrar hayata döner mi? Şimdiden bilmek oldukça güç. Ancak, Fransız bir sivil toplum örgütü yöneticisinin toplantı sırasında belirttiği gibi "Bugün Fransa'da birçok İslamcı, popülist-kliantalist, dini örgütlenmeler var, oysa Elele'yle hiçbir zaman komünatarizm (toplulukculuk) riski yoktu". Hükümet Elele gibi bireyleri ve grupları yaşadıkları ev sahibi ülkeyle daha çok kaynaştıran, sorunlarını sistematik bir biçimde azaltan, kendi kültür ve farklılıklarıyla beraber yaşadıkları toplumla bütünleşmelerine destek olan göçmen derneklerine yaşam alanı bırakmayarak, göçmenleri yaşadıkları toplumdan uzaklaştıran, marjinalleştiren, farklılığı bir tabu gibi yeniden ve sürekli üreten siyasi ya da dini motivasyonlarla kurulmuş derneklere yer açıyor.
Geçtiğimiz aylarda heyecanla "milli kimlik" tartışmalarını ortaya atan eski sosyalist Milli Kimlik ve Göç bakanı Eric Besson, sürekli göçmenlerin şiddetinden ve adaptasyon sorunlarından dem vuran İçişleri bakanı Brice Hortefeux, hükümetin finansman kaynaklarını kesmekle ölümlerine yol açtıkları Elele gibi derneklerin göçmenlerin Fransa toplumu ve kurumlarıyla bütünleşmesinde ne denli büyük bir rol oynadıklarını çok kısa sürede anlayacak ve aracı eksikliği nedeniyle derinleşen sorunlar karşısında yapayalnız mücadele edememenin sıkıntısını yaşayacaklardır. Umarım devlet sübvansiyonlarındaki bu azalma Elele'nin ardından faaliyetleriyle göçmenlerin bütünleşmesine katkı sağlayan bir diğer Türkiyeli göçmen derneği ACORT'u (Türkiye Kökenli Yurttaşlar Meclisi) da soluksuz bırakmaz.(MÖ/EÜ)
* Merve Özdemirkıran, Paris Siyasal Arastirmalar Enstitüsü, doktora.