Gizem Bera Yüksel, daha önce kaybettiğimiz pek çok çocuk gibi bizim gözümüzün içine bakarak bu ülkede sağlam bir çocuk koruma sistemi yok diye haykırarak yaşama veda etti.
Henüz 11 yaşındaki bu çocuk, okula yırtık bot ile gitmek zorunda kalışının sebeplerini bir kişiye, iki kişiye değil, 70 milyona açıklamıştı bir sene önce.
Birkaç gün önce ise ablası ile birlikte yıkanmak için girdiği banyoda şofben gazından zehirlenerek yaşamını yitirdi. Bu olayı talihsiz bir olay olarak kabul edip, üzülmekle yetinebilir miyiz?
Ya da, Gizem'in ailesine bir ev bağışlansa ve biraz da yardım sağlansa, sorunu çözülmüş kabul edebilir miyiz? Bu soruları sorarken şundan korkuyoruz: Sözlü cevabı pek çok kişinin "hayır" olsa bile fiili gerçek bu olacak.
Eğer "Gizem'in hayatını kaybetmesinin sorumluluğu kime aittir?" sorusunun ülkede yaşayan herkes için bir tek cevabı yoksa, o ülkede sağlam bir çocuk koruma sistemi yok demektir.
Sağlam bir çocuk koruma sisteminin birincil unsuru; çocukları her tür riskten korumaktan sorumlu, dolayısıyla böyle bir olay olduğunda hesap sorulabilecek bir tek kurumun olması ve bu kurumun ve sorumluluğunun herkesçe biliniyor olmasıdır.
Şimdi gidip soralım öğretmenlere; sınıfında Gizem ile benzer özelliklere sahip çocuklar olan bir öğretmenin ne yapması, kime ve nasıl haber vermesi gerekir?
Bununla bitmez. Sormaya devam etmek gerekir. Öğretmenlerin yüzde kaçı, bu özelliklere sahip öğrencilerinin durumlarını çocuğun korunmasından sorumlu birimlere bildirmiştir?
Burada da durulamaz. Bu bildirimlerin kaçı ile ilgili, ne tür işlem yapılmıştır? Yapılamayan neden yapılamamıştır?
Öğretmenler ve okul idareleri için çocuklara yönelik riskleri fark etmek ve önlenmesini sağlamak bir rol ve sorumluluk olarak benimsenmiş midir? Öğretmenlerin iş yükü bu rolü yerine getirmeye elverişli midir?
Öğretmenler bu konuda sorumluluklarını yerine getirirken hızlı ve yeterli bir sosyal hizmet desteği alabiliyorlar mı? Öğretmenler tespit ettikleri tüm riskler ile ilgili bildirimde bulunacak olurlarsa bu bildirimlere cevap verebilecek yeterli sayıda sosyal hizmet uzmanı var mı?
Tespit edilen riskleri gidermeye yönelik hak temelli psiko-sosyal ve ekonomik destek hizmetleri, tespit edilen ihtiyaca uygun kapasitede sunuluyor mu?
Daha pek çok soru sorabilirsiniz.
Asıl önemlisi de budur; hep soran ve sorgulayan bir sistemin bulunması.
Şimdi, bize düşen sağlam bir çocuk koruma sistemi talep ve inşa etmektir. Aileye verilecek bir eve veya bağlanacak bir sosyal yardıma razı olursak, şu soruyu yanıtlayamayız: Bu ülkede çocukların korunmasını kendi sorumluluğu olarak gören yetişkin var mıdır? (SA/BA/BA/YY)
* Seda Akço - Bürge Akbulut, Hümanist Büro
** Gizem Bera Yüksel'in Havva Mutlu ile sınıfta yaptıkları konuşmayı izlemek için tıklayın.