Moskova'nın merkezinde Lesnaya Caddesi 55 numarada bir meyve toptancısı... Adı "Kalandadze Kafkas meyveleri". Sovyetler Birliği'nin son günlerinde hâlâ varlığını sürdüren bu tarihi dükkânın gıcırtılı ahşap merdivenleri, insanın içini ürperten karanlık bir depoya açılıyordu. Giriş kapısı renkli bir Kafkas halısı ile ustaca gizlenmiş bu arka depo, yıllar boyunca Bolşeviklerin etkili yerel basım merkezlerinden biri olmuştu.
Elektrikle aydınlatılarak bir basımevine dönüştürülen bu mekânda Amerikan malı bir baskı makinası kullanılıyor, basılmış materyaller "Kafkas meyveleri" kutuları içinde dağıtılmak üzere dışarı çıkartılıyordu. Moskova'daki Çarlık gizli servisi Ohrana'nın genel merkezinin tam karşısındaki bu depoda basılan Marksist dergi ve işyeri bültenleri yıllar boyunca devrimci ateşi tutuşturan kıvılcımlara dönüşeceklerdi.
Çarlık Rusyası, geniş ve çeşitlilik gösteren bir coğrafyaya ve çok kimlikli bir topluma hükmetmekteydi. Otokrasi olarak adlandırılan bir baskıcı rejim ile yönetilmekte ve bu rejim gücünü üç temel olgudan almaktaydı; ekonominin geriliği, burjuvazinin zayıflığı ve bölgedeki rakip güçlerle sürdürülen askerîleşmiş rekabet koşulları.
Gecikmiş sanayileşme, tarımda kullanılan ilkel teknikler, kırdaki muazzam yoksulluk ve zayıf alt yapı nedeniyle, bu devasa imparatorluğu ayakta ve bir arada tutmak için gerekli kaynaklar, ancak ve ancak olağanüstü acımasız bir rejim tarafından biriktirilebilirdi. Hiç kuşku yok ki, Çarlık rejimini ateşleyen yakıt, işçilerin ve köylülerin sudan ucuz olan kanıydı.
İlksel hazırlıklar
Rusya'da kitlesel bir devrimci partinin ilksel hazırlıkları, dağınık duran ve gevşek bölgesel birlikler olarak kurulan yerel işçi çevreleri üzerinden şekillendi. Ülke sathında dağınık durumdaki ilk devrimci Marksist çevreler, merkezî bir örgütlenmenin kolları olarak değil, ayrı ayrı, toplumsal mücadeleler içinde geliştiler. 1883 yılında St. Petersburg'da Georgi Plehanov önderliğinde kurulan "Emeğin Kurtuluşu" grubundan, 1898 yılında bir araya gelen delegelerce kurulan bir çatı örgüt olacak Rus Sosyal Demokrat İşçi Partisi'ne (RSDİP) ve bu parti içinden 1902 yılına dek farklı bir eğilim olarak belirginleşerek ayrışacak "Bolşevizme" doğrusal bir çizgi izlenmedi.
Lenin'in Iskra gazetesi bağlamında yürüttüğü ünlü tartışma, bu açıdan bir kırılma noktasıydı. Rus devrimi tarihindeki ünlü Menşevik/Bolşevik ayrımıyla sonuçlanan bu tartışma aynı zamanda Leninist parti anlayışının da özünü oluşturdu. Bu öneri, isçi sınıfı içinde Çarlık'a karşı ayaklanmaya kendini adamış bir devrimciler ağı inşası önerisiydi ve dönemin uluslararası eğilimlerini yansıtan diğer reformist sosyalist ve sosyal demokrat kesimlerden dikkatle ayrıştırılmıştı.
Birçok aracı eşgüdümlü olarak kullansa da Bolşevik parti modelinin dağınık mücadeleleri, erişilmez gözüken coğrafyaları, farklı dinamikleri bütünleştirmeye odaklı ayırt edici bir temel aygıtı vardı: Gazete...
Gazete yalıtılmış kalan mücadeleler arasında bir iletişim ağı kurmaya, mücadeleleri ulusal ölçekte birleştirmeye, dahası en geri düzeydeki ücret mücadelelerinden başlayarak, toplumsal mücadeledeki tüm eğilimleri algılanabilir kılmaya odaklıydı.
Peki, Rus Çarlığı'nın yasal alana fırsat tanımayan baskı koşulları düşünüldüğünde Bolşeviklerin yayın şebekesi nasıl çalışıyordu? Az sayıda devrimcinin hatıratından ve Rus gizli servisi Okhrana'nın raporlarından manzarayı resmetmek mümkün: Merkez yayın organı yurtdışında basılıyor ve daha sonra ülke içinde diğer broşür vb. materyallerle birlikte teksir makinalarıyla çoğaltılıyordu. Ardından gizli bölge birimlerince desteler halinde militanlara paylaştırılıyor, hedef fabrika, işyerleri ve sokaklarda 3 dakikayı aşmayacak sürelerde dağıtılıyordu.
Dağıtıcıların yanı sıra bir dizi gözlemci de dağıtıma eşlik etmekteydi. Bu gözlemciler, dağıtılan materyale halkın tepkisini değerlendirmekte ve üst birimlere emekçilerin bilinç evrimiyle ilgili değerlendirmelerde kullanılacak veriler iletmekle yükümlüydüler.
Çarlık Rusya'sında siyasal atmosfer oldukça ağırdı. Yasal faaliyet ya imkânsız ya da şiddetle bastırılan kesintili bir karakter taşıyor, reformist bir politikaya bile yaşam alanı bırakmıyordu. Lenin'in, çelik bir disipline sahip gizli örgütü, bu şartlar altında kitlelerle sıkı bağların geliştirilmesi için tasarlanmıştı.
Yine de Bolşevikler bu güçlü silahlarını etkili bir biçimde kullanmak için her fırsattan yararlandılar. Yer altına mecbur kalabileceklerini biliyorlardı. O nedenle her daim bir yer altı şebekesini bu politik aracın sürekliliği adına çalışır durumda bıraktılar. En ufak bir yasal olanak doğduğunda ise daha geniş kesimlere ulaşmak adına bunu yetkin şekilde kullanmaktan çekinmediler.
Gerçek bir işçi gazetesi doğuyor: Pravda
1912 Ocak ayında gerçekleştirilen parti konferansında "Pravda" – Gerçek- adıyla açık bir gazete yayımlamaya karar verdiler. Bu gazete 1910 yılından beri St. Petersburg'da yasal olarak yayımlanan Zvezda gazetesinin yerini alacaktı. Pravda defalarca ağır baskılara maruz kaldı ve 8 kez ismini değiştirmek zorunda kaldı.
Pravda'nın ofisleri defalarca basıldı, yeni sayılarına el konuldu, para cezalarına çarptırıldı, editörler tutuklandı ve gazete dağıtan çocuklar taciz edildi. Her şeye rağmen gazete çıkmaya devam etti. 22 Nisan 1912'den 8 Temmuz 1914'e kadar 645 sayı yayınlandı. (1)
Gazete, açık, anlaşılabilir metinlere sahipti ama aynı zamanda Rus Sosyal Demokrat İşçi Partisinden söz etmenin yasak olduğu günlerde yalnızca okurlarının anlayabildiği türden bir ezop dilini de kullanıyor, yer altından, kolektif olandan, dayanışmadan söz ediyordu. Gazetenin aktif okurları olan işçiler bu yayını nasıl okuyup, kullanacakları konusunda yetiştirilmişlerdi.
İşyerlerinden gelen haberler, grev ve mücadele istatistikleri, kadınların mücadeleleri, kitlelerdeki bilinç sıçramalarını temsil edebilecek en ufak bir bilgi kırıntısı bu yayının temel enerji kaynağıydı. İşyeri sorunları bizzat işçiler tarafından kaleme alınıyor, deneyimli bir kadro, metnin oluşum sürecine eşlik ediyordu. Bu yöntem hem işçinin politikleştirilmesine katkı sunuyor hem de devrimcinin işçi sınıfının gerçekliğine tanık olmasını sağlıyordu.
Hedef, işçi sınıfının öncülerini yeni kavramlarla, araçlarla, taleplerle sürekli besleyerek, onları radikalleştirmek, birbirlerine eklemlemek ve kapitalizmden kopuş doğrultusunda örgütlemekti.
Basılan her bir sayının yarısı şehirlerdeki dağıtım noktaları ve abonelere iletilirken, diğer yarısı mutlaka doğrudan fabrika ve işyerlerine gönderiliyordu. Her bir fabrikanın gazeteyle ilgili bir sorumlusu vardı. Bu sorumlu gazeteyi fabrikaya dağıtıyor, fabrika içinden bağış toplanmasıyla ilgileniyor ve gerçekte işçi olan yerel editörlerle teması sağlıyordu.
Gazetenin etki alanı hayli genişti ve bu durum onu yayımlayan partinin gizli olduğu düşünüldüğünde daha da büyük önem kazanıyor. Pravda 1912 yılında yaklaşık 6 bin posta abonesine sahipti ve her bir nüshası 40 ile 60 bin kopya basılıyordu. Gazetenin en çok satıldığı gün ise cumartesiydi.
En yalın haliyle Pravda işçiler için bir gazete değil, bir işçi gazetesiydi. O dönemde işçilere yönelik yayın yapan diğer solcu gazetelerden farklı olarak tümüyle işçi editörler, yazarlar ve çalışanlarca biçimlenen Pravda'da yalnızca bir yıl içinde 11 bini aşkın işçi mektubu ya da işyerlerine dair makale yayımlanmıştı. Bu, günlük 35 işçi mektubu yayımlanmakta olduğu anlamına geliyor.
Lenin, Pravda için kısa ve anlaşılır makaleler kaleme alıyordu. Her daim gerçek hayattan olgulara dayanan ve yalnızca tartıştığı tek bir fikre odaklandığı makalelerdi bunlar. Sadece parti tabanına değil, kadrolara da yöneliktiler. Pek çok kez ele alınmış olsalar da sorunlara her defasında başka bir perspektiften yaklaşmayı seviyordu Lenin.
Gazetenin sanat ve edebiyat sorumlusu: Gorki
Her ne kadar içeride yayın konusunda uzman bir kadro tarafından çekip çevriliyorsa da sürgünde Pravda'ya editoryal ruhunu veren Lenin idi. Nitekim gazete ile ilgili çalışmalara daha fazla eğilmek için 1912 Haziran ayında Paris'ten ekspres trenle yola çıkacak ve St. Petersburg'dan 24 saat uzaklıktaki Galiçya'daki – şimdi Polonya- Krakow'a taşınacaktı.
Bolşevikler, Pravda'nın yanı sıra kadrolarının inşasına dönük olarak başka yayınlardan da sıkça faydalandılar. Bunlar arasında en popüler olanı şüphesiz, St. Petersburg'da yayınlanan Prosveshcheniye idi -İllüstrasyon- Tirajı 5 bin olan bu edebi/ sosyopolitik derginin politik alanından Lenin, sanat ve edebiyat alanından Maksim Gorki sorumluydu.
Partinin, kadroları için tasarlanmış başka bir teorik dergisi daha vardı, yasa dışı olduğu için belirli konularda yasal basından daha açık bir dile sahip olan Sotsial-demokrat. Şubat 1908 ile Ocak 1917 arasında, 58 sayı yayınlandı. Bu dergide Lenin 80'den fazla makale yayınlayacaktı.
Bir asır önce, Rusya'da üniversiteye gidebilenler nüfusun çok küçük bir azınlığıydı, Rus işçilerinin çoğunluğu okuma-yazma bilmiyordu, üstelik aşırı derecede dindardılar. Hâkim Ortodoks inancın yanı sıra birçok farklı cemaate bölünmüş, çok parçalı bir durumdaydılar. Toplum, milliyetçilik, Yahudi düşmanlığı ve cinsiyetçilik kuşatması altındaydı.
1917 yılında yani o büyük sarsıntının şafağında, Bolşevik parti toplumun kılcal damarlarına dokunan yüzlerce dergi ve yerel gazeteden oluşan bir yerüstü ve yeraltı şebekesi ile böyle bir toplumla iletişim halindeydi.
(BT/AÖ)
(1)Rabochaya Pravda (İşçi Gerçeği), Siévernaya Pravda (Kuzeyin Gerçeği), Pravda Truda (Çalışmanın Gerçeği), Za Pravda (Hakikat İçin), Proletarskaya Pravda (Proleter gerçeği), Put Pravdi (Gerçeğin yolu), Rabochi (işçi) ve Trudovaya Pravda (Çalışmanın gerçeği).