Çöl biter… yol başlar. Tuval üzerine yağlı boya. 180x140. 2016 510
Seyyidhan Kömürcü “Sinem” isimli şiirinde şu soruyu soruyor: “Neden eve dönmekten ibarettir hayat?”
Gerçekten de hep eve döneriz. Bir evimiz yoksa da ev bellediğimiz bir meskene sığınır, orada barınırız. O halde, her defasında dönülen ve sığınılan bir mesken olarak ev, bir taşıyıcı –bedenimizin taşıyıcısı- değil midir?
Yani bedeni taşıyan olarak evin kendisi de bir beden değil midir? Neden evle ilişkimizi, bedenin ruhla ilişkisine benzetemeyelim ki?
“Ruh bir bedenin biçimidir” diyor Jean-Luc Nancy.[1] Ruhun bedenin bir ideası olduğunu söyleyen Spinoza’ya işaret eden Nancy, ruhun, bedeni, bedenin ruhu deneyimlediğinden daha fazla deneyimleyemeyeceğinin altını çiziyor. Çünkü ona göre “ruh dokunur.” Ve o “bedenin birleşme dürtüsüne ve uzantının uygun kipine maruz kalandır: Eğer yürüyorsam, o yürüyen bir ruhtur; uyuyorsam uyuyan bir ruh, yiyorsam yiyen bir ruhtur. Bir bıçak ya da bir çömlek kırığıyla derim kesilmişse, ruhumda da tamamen aynı derinlikte, güçte ve biçimde bir yara açılır. Ve ölmüşsem, ruh bizzat ölüm haline gelir.”
Bir ev de bedenin biçimini almaz mı, tıpkı bedenin onun biçimini alması gibi?
Örneğin ben ölürsem, içinde bir hayat sürdüğüm ev –bu kiralık bir ev de olsa- benim ölümümün ağırlığını taşımaz mı?
Orası artık bedenimin ve ruhumun terk ettiği bir ev olarak bir yas evine dönüşür. Ev benle biçimlenen ve beni biçimlendirendir. Ev, bedenimin ideasıdır.
“Evin İçinde, Evin Dışında”
Sessiz 70x100 - 2012 - Abdülkadir Avcı |
Bir ev sergisi olan “Evin İçinde, Evin Dışında (Ruhun İçinde, Bedenin Dışında)”, ruh ile bedenin ve beden ile evin ilişkisini, bu kopmaz ilişkiyi seriyor önümüze.
13 Temmuz-16 Temmuz tarihleri arasında Kadıköy’de düzenlenecek sergide Esra İlbeyli, Vahap Ayhan, Özgür Demirci ve Abdülkadir Avcı’nın resimleri, Mehmet Çeper’in bir fotoğrafı ve Müge Yıldız’ın bir video filmi sergilenecek.
Sergi metnini kaleme alan yazar Müslüm Yücel, “Gerçeği düşünde arayanların mutlaka yolu bu eve düşecek” diyor.
Yücel’in tarifiyle sanatçıları ve işlerini anlatacak olursak eğer: Özgür Demirci, şirk koşuyor ve gördüğü her şeyi soyutluyor. Esra İlbeyli, bizden olan hikâyeleri bize bağlamadan ama, tümüyle biz olan bir sesle/kokuyla yansıtıyor. Ölüleri dinleyerek ve onların ağır iniltilerini duyarak yaşadığımız yüz yılda Abdülkadir Avcı ise bizi hayaletlere götürüyor; tümü biz olan hayaletlere. Vahhap Ayhan, görselin vahasındaki renkleri, iki renkte topluyor (siyah ve beyaz). Aklın tümüyle tecrit edildiği zamanımızda Mehmet Çeper kazanmak ve kaybetmek üzere kurulan savaş dengesine insaniliğin objektifini tutuyor, bunu da su ve ekmek imgeleri ile veriyor. Müge Yılmaz bizi kapısı olmayan bir asansörün karşısına dikiyor. Şiar Bozkurt ise hayatın “Artıkişleri”ni getiriyor.
Vahhab Ayhan, Women of the Tichy, 2016 |
Ve Yücel, sanatçıları bir araya getiren bu büyülü eve dair anlatısını şöyle açıyor:
“Evin içinde ruhları, dışında bedenleriyle yaşayan insanlardır onlar. Resimleri evin içinde yaşar ama evin bir parçası değiller; çekip gitse bile bu resimler, ruhları evin duvarlarında yaşar. Kafalarının bir yerinde kentler ve insanlar varken diğer yanda kafataslarını denize sokmuş, kuyruklarını kıtanın en dipsiz köşelerinde kaybetmiş emsallerinin sesleriyle bize konuk olurlar. Onlar, aklın dehşetinden, mutluluğun baş döndürücülüğünden korkarlar; özlemin özlemekten kaçmak olduğunu bilir ve hiçsin demelerin yerine, hiç olmayı isterler. Evin içinde, evin dışını yaşarlar. Bu yüzden bir ev onları bir araya getirmiştir. Bu yüzden ev, ahlak değil, hepsinin bir rüyası olarak iç dünyalarında yaşar ve böylece, büyük galerilerin ışıltılı reklam panolarından az biraz da olsa uzaklaşırlar. Ruhlarının olduğu yer burasıdır; isterler, burada onları izleyenleri görsün.”
“Evin İçinde, Evin Dışında” sergisi, galeriden de taşan bir sergi olarak, meskeni sorguluyor. Yer ve meskenle sorunu olan herkesin uğraması gereken bu sergi 16 Temmuz’a kadar ziyaretçilerini bekliyor. (BA/HK)
Adres: Rasimpaşa Mahallesi, İskele Sokak. No:31/3. Kadıköy-İstanbul
[1] Bu konuyla ilgili olarak Jean-Luc Nancy’nin “Ruh Üzerine” metnine bakılabilir: http://sinirdan.blogspot.com.tr/2013/02/ruh-uzerine.html?m=1