Gençler kendilerini ifade edecekleri ortamdan yoksun
Türkiye'de okul ve ev ortamı gençlere özel alanlar sağlayamıyor. Bu olgu, özellikle kalabalık ailelerin yaygın olduğu Kuzeydoğu, Ortadoğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri için geçerli.
Bu yoksunluk iki önemli sonuç yaratıyor. Bunlardan birincisi ev içi kötü mekansal koşullarla eğitimi bırakma arasında doğrudan ilişkili olması. İkincisi ise gençlerin kişisel ve psikolojik gelişimleri üzerinde olumsuz etkiler yaratabilmesi. Diğer yandan, bu gençler ev ortamında yaratamadıkları kendilerini ifade ortamları için sokak/kahvelere (ve daha ileriye götürülürse uyuşturucu/şiddete) mahkum kalıyorlar.
Gençlik merkezleri gerek
Başta bu bölgeler olmak üzere, gençlerin kendilerini ifade edebilme/geliştirebilme olanağı sağlayan, evlerinde mekanları kısıtlı olan gençlere yönelik okuma/çalışma odaları sunabilen gençlik merkezlerine ihtiyaç vardır. Bu merkezler bölgelerin farklı ihtiyaçlarına göre farklı hizmetler sağlayacak şekilde esnek olmalılar.
Okulların uzak olması ve ulaşım sorunu yoksul ailelerin gençleri ve çocukları okula yollama kararları üzerinde olumsuz etki yapıyor. Lise öğrencilerin öğrenimlerine devam edebilmeleri barınma sorunu açısından değerlendirildiğinde yatılı bölge okullarının kalitesinin yükseltilmesi önemli. Son yıllarda genç kızlara yönelik yurt olanaklarının artırılması da bu anlamda olumlu etki yaratıyor.
Yurtlar
Üniversiteyi kazanan gençlerin Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu'na barınma amaçlı başvuranlarının taleplerinin karşılanma oranı 2004 yılında yüzde 44. Bunun anlamı başvuranların yarısından çoğunun reddedilmiş olması. Bir çok üniversite ve özel kurum yüksek kira karşılığı barınma olanağı sunduğunu biliyoruz.
Bu olanağı olmayanların öğrencilerin ucuza barınabileceği çeşitli cemaat/ideolojilerin etkisinde/yönetiminde olan yurtlara yerleşmeleri oldukça yaygın bir olgu. Birçok genç üniversite eğitimini sürdürürken, bireysel özgürlüklerini geliştiremeyecekleri, bir çok konuda özgür tercihlerini yapamayacakları ve sorgulayamayacakları bir ortam içinde barınmak zorunda kalıyor.
Üniversite öğrencilerine yurt olanaklarının artırılması, her üniversitenin kontenjanına bağlı olarak kampüs alanı içinde yurt olanağının da Yurt-Kur tarafından geliştirilmesi fırsat eşitliğinin sağlanması açısından vazgeçilemez bir unsur olarak karşımıza çıkıyor. Ancak Yurt-Kur'un hizmetleri bir çok açıdan çok yetersiz.
Yurt-Kur'un 2006 yılında yayınlanan kılavuzuna göre, Yurt-Kur'un amacı yüksek öğrenim gören öğrencilere kredi vermek, yurt yaptırmak ve yurtların işletmesini sağlamak suretiyle gençlerin yüksek öğrenimlerini, sosyal ve kültürel gelişmelerini kolaylaştırmak olarak belirtiliyor. Ancak bazı rakamlara bakınca Yurt-Kur'un bu amaca ulaşmaktan oldukça uzak olduğu görülebilir. Yurt-Kur tarafından işletilen 219 yurt bulunmaktadır ve bu yurtlarda barınan öğrenci sayısı 200.942. Yurtlarda öğrenci başına düşen metrekare, sosyal alanlar kantinler, koridorlar dahil edildiğinde 13,5 metrekare çıkıyor. Spor dışı sosyal alanlar spor için ayrılan alanların üçte biriyle sınırlıdır. Tüm yurtlarda bulunan bilgisayar sayısı 1927'dir. Böylece 104 öğrenciye bir bilgisayar düşmektedir.
Baskıcı disiplin yönetmelikleri
Diğer yandan gençlerin sosyal ve kültürel gelişimine katkıda bulunmak ibaresinin amacında yer aldığı Yurt-Kur disiplin yönetmeliği, herhangi bir sosyal ve kültürel gelişime katkıda bulunmanın ötesinde, tümüyle yasaklayıcı, gençleri potansiyel suçlu kabul eden bir mantıkla hazırlanmış.
Yurt-Kur disiplin yönetmeliğine göre gençlerin tüm özel eşyaları idarenin denetimine açık tutulmaması, yurtların herhangi bir yerine ne amaçlı olursa olsun afiş ya da poster yapıştırılması, "genel ahlak kuralları"na uyulmaması, yurt idarecilerine veya idaresine karşı toplu ya da bireysel sözlü ya da yazılı küçük düşürücü demeçte bulunulması, gençlerin "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu"na muhalefetiyle ilgili göz altına alınmış olması ya da adli makamlara intikal ettirilmiş olması, kınamadan süresi yurttan çıkarma ya da yurttan atılmaya varan disiplin cezalarına çarptırma nedeni olabiliyor. Disiplin kurulunda gençlerin temsilcileri yer almıyor. Üniversiteli Kadınlar Forumu'nun ısrarla belirttiği gibi, yurtta kalan genç kızların yurda giriş–çıkış saatleri, giriş çıkışlardaki imza prosedürü gibi konulardaki uygulamalarla ayrımcılık yapıldığı görülüyor.
Yürürlükte olan disiplin yönetmeliğiyle Yurt-Kur'larda kalan gençlerin özel hayatlarının dokunulmazlığı çiğnenmeyecek şekilde değiştirilmelidir. Ayrıca yönetmelik gençlerin potansiyel suçlu ve toplumsal ve siyasi hayata her türlü bireysel ve örgütlü katılımını geliştirecek şekilde yeniden ele alınmalıdır. Bu yönetmelik gençlerin örgütlü faaliyetlerde bulunmasını, her türlü aktif yurttaşlık yetki ve haklarını kullanabilmelerini sağlayacak ve güçlendirecek şekilde yeniden oluşturulmalıdır. Gençlerin yaşadıkları yurtlarla ilgili iyileştirme ve yönetime katılım taleplerinin geliştirileceği düzeye getirilmelidir. Cinsiyet, dini ve etnik kimlik farklılıklara yönelik ayırımcılık içeren maddeler ve uygulamalar kaldırılmalıdır.
Konu disiplin yönetmeliklerinden açılınca üniversite gençliğinin karşısında olan YÖK disiplin yönetmeliğinden söz etmemek olmayacak. Ocak 1985 yılında yürürlüğe giren ve tüm üniversitelerde geçerli olan YÖK Öğrenci Disiplin Yönetmeliği üniversiteli gençlerin siyasetle ilgisini kesmek amaçlı birçok madde içeriyor ve mutlaka değiştirilmelidir. Örneğin yükseköğretim kurumu içinde siyasi faaliyetlerde bulunmak, kurum içinde bildiri dağıtmak, afiş ve pankart asmak bir aya kadar uzaklaştırma cezası; boykot yapmak, siyasi ve ideolojik amaçlı bildiri afiş pankart, bant bulundurmak, çoğaltmak, dağıtmak, sözlü ve yazılı ideolojik propaganda yapmak kurumdan çıkarılmayı gerektiren gerektiren fiiller arasında.
Aileyle oturmak yaygın
Konuyu bir de üniversiteli gençlerin dışına taşırırsak, Türkiye'de gençlerin bekar oldukları sürece aileleriyle oturmalarının yaygın olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye'de 25-29 yaş grubunda olup evli olan gençlerin aileleriyle birlikte oturma oranları yüksek. İşin ilginci bu olgu eğitimini tamamlamış ve işe başlamış gençler için de geçerli. Örneğin, köylerde 25-29 yaş grubundaki evli erkeklerin yüzde 18'i, şehirlerde ise yüzde 8'i ailelerinin yanında barınıyor.
Türkiye'de gençlerin tek başlarına ya da eşleriyle yeni ev kurmaları konusuna yönelik destek politikaları çok kısıtlı. Gençlerin barınmasıyla ilgili üretilebilecek politikaların başında, Belediye ve TOKİ tarafından üretilen toplu konutlarda gençlere yönelik sosyal konut imkanlarının sunulması gelebilir. Barınmayla ilgili sağlanabilecek genel olanakların yanı sıra dezavantajlı gençler için üretilebilecek özel politikalar da gereklidir. Özellikle şiddete maruz kalma gibi acil durumlarda gençlere barınabilecekleri sığınaklar sağlamak önemlidir. (YK-NY/TK)
* Yörük Kurtaran ve Nurhan Yentürk, İstanbul Bilgi Üniversitesi, Gençlik Çalışmaları Birimi.
* Ara başlıklar bianet tarafından eklendi.
* Bu konuda daha geniş bilgi için: "Türkiye'de Gençlik Çalışması ve Politikaları" kitabı.