Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 21 Eylül 2016 tarihinde 21584 sayılı haber bülteniyle “Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması – 2015” bulgularını açıkladı. Bu açıklamaya göre Türkiye’nin 2014 yılı toplam kullanılabilir hane gelirlerinin;
- kabaca üçte birine (% 31) hanelerin en üstteki yüzde 10’u,
- yaklaşık yarısına (% 46,5) hanelerin en üst yüzde 20’si,
- üçte birine yakın kısmına (% 58,3) hanelerin üst yüzde 30’u,
sahip oluyor. Eğer fotoğrafa tersinden yani alttan bakılacak olursa;
- hanelerin en alttaki yüzde 10’u, toplam kullanılabilir gelirin yüzde 2,3’ünü,
- hanelerin en alt yüzde 20’si, toplam kullanılabilir gelirin yüzde 6,1’ini,
- hanelerin alt yüzde 30’u, toplam kullanılabilir gelirin yüzde 10,9’unu,
alabildikleri görülüyor. Demek ki, en alt yüzde 10’la en üst yüzde 10 arasında 13,5 kat, yüzde 20’lik en alt ve en üst gelir dilimleri arasında 7,6 kat, yüzde 30’luk alt ve üst kümeler arasında ise 5,3 kat gelir uçurumu var.
Beş yıl önce bianet’te ardı ardına yayımlanan üç yazımda* (28-30 Aralık 2011), açıklanan TÜİK 2010 Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması bulgularından yola çıkarak Türkiye’de gelir dağılımının iyileşip/iyileşmediğini irdelemeye çalışmıştım. O yazılarda ulaştığım sonuçlardan bazıları şunlardı;
- Yüzde yirmilik gelir dilimleri, eşitsizlikleri göstermek için yeterli değil. Yüzde on’luk, beş’lik, (hatta yüzde bir’lik) gelir dilimlerindeki değişmeleri irdelemeden gelir dağılımındaki iyileşmelerden söz etmek gerçekçi bir yaklaşım değil.
- Kırın giderek yok olduğu ve kentlerin parçası haline geldiği bir süreçte, kent hanelerinin bozulan gelir dağılımının, ortadan kalkmakta olan kır/kent ikiliği etkisiyle iyileşme gibi görünmesi yanıltıcıdır.
- Hanelerin kullanılabilir gelirlerinin dağılımı, hanelerin gelir-harcama-tasarruf bilgilerinden bağımsız olarak ele alındığında ya da sergilendiğinde, gerçeğin sadece bir yüzü görünür kılındığı için,ortaya çarpıtılmış sonuçlar çıkabilir.
- Gelir dilimleri bağlamında gelir-harcama-tasarruf dengesi ortaya üçlü bir yapı çıkarıyor. Buna göre;
- En üst (ilk) yüzde 20’lik gelir dilimi, hane gelirleriyle tüm harcamalarını karşılayıp tasarruf da yapabilen hanelerden oluşuyor.
- Üst (ikinci) yüzde 20’lik gelir dilimi, hane gelirleriyle tüm harcamalarını ancak yapabilen ya da harcamalarını yaptıktan sonra çok sınırlı tasarruf imkânı bulabilen hanelerin oluşturduğu bir kesim.
- Orta (üçüncü), alt (dördüncü) ve en alt (beşinci) yüzde 20’lik gelir dilimlerindeki haneler ise kullanılabilir gelirleriyle hane harcamalarını karşılama imkânına sahip olmayan hanelerden oluşuyor. Orta gelir dilimi haneleri gelirlerinin yirmide biri, alt gelir dilimi haneleri gelirlerinin onda biri, en alt gelir dilimi ise hane gelirlerinin üçte biri kadar ek gelirle,ancak harcamalarına denk gelecek gelire kavuşabiliyorlar ve eksi tasarruftan kurtuluyorlar.
Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırmaları TÜİK tarafından 2006-2007 yılından bu yana düzenli olarak yapılıyor. En son araştırma da, sonuçları geçen hafta açıklanan 2015 araştırması. Araştırmanın hane geliri bilgileri araştırmanın yapıldığı yılın bir öncesine ait olduğu için, eldeki gelir dağılımı bilgisi 2014 yılına ait. Dolayısıyla elimizde 2005’den 2014’e uzanan yılların kullanılabilir hane gelirlerinin dağılımı var.
(TÜİK) Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırmaları Gelir Dilimleri | Gelir Dağılımının Ait Olduğu Yıllar | |||
2014 | 2011 | 2008 | 2005 | |
En Üst % 20 | 46,5 | 46,6 | 47,6 | 48,4 |
Üst % 20 | 21,5 | 21,7 | 21,5 | 21,9 |
Orta % 20 | 15,2 | 15,3 | 15,1 | 14,8 |
Alt % 20 | 10,7 | 10,6 | 10,3 | 9,9 |
En Alt % 20 | 6,1 | 5,9 | 5,6 | 5,1 |
Toplam | 100,0 | 199,1 | 100,1 | 100,1 |
Mutlak Farklar Toplamı | 56,0 | 56,5 | 58,1 | 60,5 |
Yandaki tabloda 2005 - 2014 yılları arasında üç yıl ara ile yer alan dört dağılım, dilimlerin gelir dağılım oranları arasındaki mutlak fark toplamının dört buçuk puanlık (60,5 – 56,0) bir kısmından ibaret olduğunu gösteriyor.
Bu da, en üst yüzde yirmilik gelir diliminde 1,9 ve üst gelir diliminde ise 0,4 puanlık bir gelir azalmasına, orta / alt ve en alt gelir dilimlerinde toplam 2,3 puanlık bir oransal gelir artışına karşılık geliyor. Çıplak bir anlatımla bu, gelir dağılımında iyileşmenin başlangıç göstergesi diye -neden(!)- değerlendirilmesin!
(TÜİK) Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırmaları Gelir Dilimleri | Yıllar | |
2014 | 2013 | |
En Üst % 20 | 46,5 | 45,9 |
En % 20 | 21,5 | 21,7 |
Orta % 20 | 15,2 | 15,3 |
Alt % 20 | 10,7 | 10,9 |
En Alt % 20 | 6,1 | 6,2 |
Toplam | 100,0 | 100,0 |
Mutlak Farklar Toplamı | 56,0 | 55,2 |
Ama elimizde bir tablo daha var. O da, 2013-2014 yılları arasındaki gelir dağılım farklılaşmasının oran ve yönünü veriyor bize.
Bu tabloya göre en üst yüzde 20’lik gelir dilimi 2013’ten 2014’e 0,6 puanlık gelir artışını, tüm diğer gelir dilimlerinin payını azaltarak gerçekleştirmiş. Eğer gelir dağılımında 2014’te ortaya çıkan durum 2015 - 2016’da da aynı yönde gelişirse; 2013’ün gelir dağılım oranları 2016 için, 2005’in gelir eşitsizliğini bile aratır hale -kolaylıkla- gelebilir.
2015 Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması bulgularının yayımlanmasıyla eş zamanlı olarak Yıldırım hükümeti tarafından bazı ekonomik kararlar açıklandı.
Bunlar arasında kredi kartıyla alış-verişlerde taksit sayılarının arttırılması, kredi kartları borçlarının ve tüketici kredilerinin ödenebilmesi için bir kereye(!) özgü olmak üzere 48 ve hatta 72 aya uzanan vadelerin verilmesi de yer aldı. Bu kararlar özünde üç anlam taşıyor; İlki, alış-veriş potansiyelini arttırıp para dolaşımını hızlandırarak kalkınmaya birkaç ondalık sayı ekleyebilmek. İkincisi, özellikle orta ve alt gelir gurubundaki haneler için, eksi tasarruf nedeniyle ihtiyaç duydukları kaynağı, geleceklerini ipotek ederek sağlayabilmelerini mümkün kılmak. Üçüncüsü ise, banka ve kredi kuruluşlarının alacak tahsil oranlarını kısa erimde yükseltmek ve ekonomiyle ilgili sorunların görünürlüğünü örtmek.
Araştırmalara sadece tablo ve o tabloların kaba yorumları diye bakılmayıp, bulgular derinlemesine analiz edilmeye çalışılırsa, doğru ve sağlıklı araştırmaların söyleyecek çok şeyi olduğu bir gerçek. Yeter ki biz bakmasını, bulguları okumasını bilelim. (ST/HK)
* Söz konusu yazılar:
Gelir Dağılımı İyileşiyor (mu)?
Gelirden Alınan Paylar Nasıl Değişiyor?
Hanede Gelir Gideri Karşılıyor mu?