Zeynep Gedizlioğlu besteci ve şu günlerde heyecanlı. Heyecanlı; çünkü "Dengesiz Denklemler" adlı bestesini bir ay sonra Kasım'da dünyanın en önemli "yeni müzik" topluluklarından "Ensemble Recherche" seslendiriyor.
Bu yönüyle "Ensemble Recherche" grubu, ilk kez bir Türk bestecinin eserini seslendirmiş olacak.
O henüz 29 yaşında; ama insan bunca çalışmayı bu yaşa sığdırabilmesi şaşırtıcı, ve hayranlık uyandırıcı.
Weimar'daki Kasım konserinde çalınacak "Dengesiz denklemler" bestesi dünyadan sadece yedi bestecinin seçildiği bir yarışmadan çıktı. Bu, genç besteciye aynı zamanda Franz Liszt Bursu Bestecilik Ödülü getirdi.
Konservatuar günleri
Gedizlioğlu 12 yaşında Mimar Sinan Üniversitesi İstanbul Devlet Konservatuarı Obua Bölümü'nde müzik eğitimine başladı. Üç yıl sonra, öğrenimine aynı okulun Kompozisyon Bölümünde devam etti.
İlk müzik yıllarında onun hayatında iki isim çok belirleyici oldu. Kompozisyon derslerinde Prof. Dr. Cengiz Tanç ve armoni, kontrpuan ve füg deyince de Prof. Dr. Erçivan Saydam'ın adı bu anlamda çok kıymetli.
Bir süre kendi okulunda solfej dersleri de veren besteci, Edward Bond'un Olly'nin Hapishanesi, Studio Oyuncuları'nın sahnelediği Beckett'in Sözsüz Oyun 2, Şahika Tekand'ın Oyun(CU) adlı tiyatro eserleri için müzikler besteledi. Aynı topluluğun "Gergedanlaşma" adlı oyununda koro için instructor ve supervisor görevini üstlendi.
Hem beste hem icra
Gedizlioğlu "Berlin-Türkiye ile Sınırsız Kültür Buluşması" Festivalinin Çağdaş Türk Bestecileri Konserinde "Kuşku" adlı piyano için bestesini kendisi icra etti.
"Kuşku"yla birlikte iki eseri daha Metin Ülkü'nün " Çağdaş Türk Kadın Bestecilerinden Bir Seçki" adlı piyano resitalinde seslendirildi.
Çağdaş müzik dinleyicisi Zeynep Gedizlioğlu'nu Borusan'ın düzenlediği "Akdeniz Çağdaş Müzik Günleri"nde (2004) seslendirilen "Yaylı Dörtlü"sü ile tanıdı.
Kadın Kültür Ayı, Gedizlioğlu ile açıldı
Aylardan Kasım genç besteci için önemli. Geçen yılın Kasım ayında da Almanya'da Saarland Eyaleti'nde düzenlenen Kadın Kültür Ayı'nın (Frauen Kultur Monat) açılışı Gedizlioğlu'nun yapıtlarından oluşan bir konserle yapıldı.
Hem seyirci hem de eleştirmenlerce büyük beğeni ile karşılanan konser, yeni müzik çevresi dışındaki dinleyiciye de yüksek düzeyde ulaşması ile dikkat çekti.
Alman basınında geniş yer alan konserde, sanat faaliyetini Almanya'da sürdüren başarılı piyanistlerimizden Birsen Ulucan'ın yanında Raoul Jehl, Rebekka Kirchner, Michael Müller gibi sanatçılar bestecinin eserlerini yorumladı.
"Ensemble Recherche"nin önemi
Ensemle Recherche 21 yıldır sahnelerde çağdaş müziğin en önde gelen topluluklarından biri olma özelliğini koruyor, en az 400 premiere imza atarak çağdaş müziğin yayılmasına öncülük ediyor.
Topluluk, aralarında günümüz ünlü bestecilerinden Iannis Xenakis, Morton Feldman, Brian Ferneyhough, Helmut Lachenmann ve Wolfgang Rihm gibi isimlerin yapıtlarından 40'ın üstünde CD çıkardı.
Gedizlioğlu'nun "Dengesiz Denklemler" bestesini, topluluk üyelerinden Shizuyo Oka (Klarinet) ve Aasa Aakerberg (Viyolonsel) tarafından icra edilecek.
Doğal seslerden yaratılan fark
Gedizlioğlu müzik çalışmalarını beş yıldır yurtdışında sürdürüyor, eserleri radyolarda, sahnelerde seslendiriliyor.
2001'de Almanya'nın Saarbrücken kentindeki Hochschule für Musik Saar(HFM) Kompozisyon Bölümü'ne kabul edildi ve burada Prof. Theo Brandmüller'le kompozisyon çalışmaya başladı.
Aynı dönemde Fransa'nın Forbach kentinde bulunan deneysel müzik stüdyosu Rendez-vous Musique Nouvelle'de elektronik müzik çalışmaya başladı; Daniel Teruggi ve François Donato'nun (GRM Paris) elektronik müzik atölyelerine devam etti.
Dolayısıyla, genç müzisyen Alman Basınının da ilgi odaklarından biri haline geldi; özellikle Alman basınının onunla yaptığı söyleşilerin sayısı hiç de az değil. Bu arada, müzik eleştirmenlerinin Gedizlioğlu'nun çalışmalarını önemli bulduklarını da not etmek gerekiyor.
Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesindeki yorum hayli açıklayıcı: "Çok genç yaşına rağmen doğal seslerden sentetik bir bütün yarattığı 'Die Tat' (Eylem) adlı elektronik bestesi ile önemli bir farka yol açtı."
Gedizlioğlu'nun aslında eserlerini, aldığı ödülleri, bursları o kadar çok ki... Önümüzdeki aylar ve yıllarda onun adını çok duyacağız... Bazı "dışa açılmaları" ne kadar geç duyuyoruz! (EÖ)