Bağımsız İletişim Ağı (BİA) Medya Gözlem Raporları kamu makamları, siyasi ve devlet yetkilileri, güvenlik kuvvetleri ve yargı çevrelerinin düşüncelerini özgürce ifade etmek isteyenlere nasıl baktığına ışık tutmaya çalışıyor.
Her bir rapor, eksiksiz bir bilanço değil, düşüncenin bastırılmasına neden olan koşulların her biri için fikir verme düzeyinde bir demet bilgi ihtiva ediyor. Gerçek belki bunun kat be kat vahimi!
Ancak gazetecilerin görevleri başında engellenmesi veya kendilerine engel koymak zorunda bırakılmalarını da ölçmek gerekmez mi?
Bizde sorun mu yok, tartışamıyor muyuz?
Çıkar çatışması olmadığı sürece, neden holdingleri veya büyük sermaye kuruluşlarını eleştiren haberler günlük gazetelerde okuyamıyoruz? Neden bu tür haberler güzellemeler ve reklam ilanlarıyla sınırlı? Dünya tatlısı bir sermayemiz olduğu için mi?
Üretim süreçlerinde sömürü, yolsuzluk, teşvik, yabancılaşma, mobbing (psikolojik yıldırma), kayırmacılık vb sorunlara rastlanmadığı için mi? Yoksa gazeteciyiz de, editoryal süreçlere hakim olamıyor muyuz? Türkiye'de gazeteci olmak, "yediğin ekmeğe ihanet etmemeyi" de gerektirdiği için mi yoksa?
Sorular daha da uzatılabilir... Biz de BİA olarak bu gibi boyutları raporlarımıza dahil etmeyi elbette düşünüyoruz. Bianet haberlerinde bu yönleri işlemeye de imkanlar oranında çalışıyoruz. Ancak devletin başlıca kurumlarının çatışma görüntüsü verdiği, bu her bir itilafın da basın ve ifade özgürlüğü üzerinde bunca olumsuz etkiler yarattığı bir dönemde bunu esaslı bir araştırma alanı haline getiremiyoruz, ne yazık ki.
Kimine karşı ırkçı ve tetikçi, kimine yağcı...
Bu sorunları meslektaşlarımızla birlikte tartışabilmeliyiz. Ne kadar acı, tatsız, sevimsiz olursa olsun, basın meslek örgütleri, ekonomi haberciliği, adli haberciliği, spor haberciliği ve toplumun değişik alanlarını kavrayan gazeteciliğimizi tartışma olanağı yaratmalılar.
Örneğin; Ergenekon Soruşturma sürecini nasıl ele aldık? Yayın yasakları gazeteciliği ne kadar bağlar, mücadele mi, riayet mi? Medyada ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve tetikçilik. Tutuklanan çocukların hakları neler? Medya farklı cinsel yönelimleri nasıl görüyor? Meslekte kadının durumu, mesleğin kadına bakışı nedir? Bize göre, devlete göre gazetecilik? Medya sektöründe güvencesiz çalışmak...
Bir yığın başlık çıkarılabilir. Uzmanı, tanığı ve meraklısı buluşturulabilir. Ceza Yasası, Terörle Mücadele Yasası, Basın Yasası, RTÜK Yasası vs vs... Bu yönlere ilişkin araştırmalar gittikçe yaygınlaşıyor. Ancak tehditler yasaların uygulanması, habercilerin fiili olarak hedef alınması veya oto-sansüre zorlanmasıyla sınırlı değil!
Mesleğimizi başkaları değil biz tartışalım
Gazetecilik alanındaki araştırmalar daha da yaygınlaştırılmalı. Meslekte geçmişin hayal kırıklıklarına politik yarılmalar da eklendi, doğrudur. Ancak işimizi başkalarına daha fazla bırakamayız. Bunun için de gazetecilik kuruluşları, düzenledikleri etkinliklerle, belirledikleri temalarla medya çalışanlarını tartışma ortamına geri döndürmenin zorlu ve yoğun çabasını paylaşmalı.
Basın özgürlüğü, ifade özgürlüğünü sonuna kadar savunmalıyız! Haber alma ve eleştiri hakkına sonuna kadar arka çıkmalıyız! Peki, mesleğe sahip çıkma bununla mı sınırlı sadece?
Biz mesleğimizi hükümetin, sermayenin, askerin, tarikatların ve silahlı örgütlerin elinden ne zaman alacağız ve ona sahip çıkacağız? Mesleği tartışmadan gazeteci ne olabilir ne de kalabiliriz. (EÖ)