Robert G. Picard'ın Institut für Journalistik, Technische Universitat Dortmund’un 40. Yıl sempozyumunda yaptığı “Gazetecilik, Popülizm ve Demokrasinin Geleceği” (Journalism, Populism and Future of Democracy) başlıklı açılış konuşmasının bazı kısımları Avrupa Gazetecilik Gözlemevi’nin (European Journalism Observatory) web sitesinde yayınlandı.
Gülden Gürsoy bianet için Türkçeleştirdi.
Güncel gazetecilik pratiklerinde popülist partilerin ve destekçilerinin bilfiil basını manipüle etmesi ve demokratik süreçleri altüst etmesine geçit veren can alıcı zayıf noktalar var. Gazetecilerin bunlardan haberdar olması ve bunlara tepki göstermesi gerekir.
Birçok demokratik ülkede popülizm güç kazanırken, gazeteciliğe ilişkin nesnellik, adillik ve denge gibi kavramları sınıyor ve bazı gazetecilik pratiklerinin kusurlu olduğunu gösteriyor. Eğer gazeteciler ve haber kuruluşları bunları bir tepki göstermezse, demokratik toplumun yurttaşlarının faydalandığı temel özgürlükleri riske atarız.
Toplumlar bu meydan okumayla ilk defa uğraşmıyor. Popülizm tarihte çeşitli noktalarda yükseldi ve düştü, özellikle de ekonomik ve toplumsal karmaşa dönemlerinde. Popülizm, bireysel ve kolektif güvensizlik, memnuniyetsizlik, yılgınlık, kızgınlık ve öfke hislerine dayanır. Bu hisler hem siyasal sol hem de sağla ilişkilendirilebilecek popülist ideoloji yoluyla temsil edilir ve yayılır.
Son yıllardaki popülist liderler ve örgütlerin listesi İtalya’da Silvio Berlusconi’yi, Fransa’da Milliyetçi Cephe’den Jean-Marie ve Marine Le Pen’i, Hollanda’da Geert Wilders’i ve Amerika’da Donalp Trump’ı içeriyor. Almanya için Alternatif (Alternative für Deutschland), Polonya’daki Hukuk ve Adalet Partisi (Law and Justice Party), Birleşik Krallık’taki Bağımsızlık Partisi (Independence Party) ve Amerika’daki Çay Partisi (Tea Party) gibi siyasal örgütlenmeler ve hatta Birleşik Devletler’deki İşgal (Occupy) hareketlerinin hepsi popülist ideoloji ve retoriğin unsurlarına dayanıyor.
Popülizm güçlü çünkü insanların ortak korkularına odaklanarak ikna eder: yabancılardan gelen tehdit, kimlik kaybı, birinin kendi hayatı üzerindeki kontrolün ve özerkliğin azalması, maddi rahatlıkların kaybı ve bilinmeyen. Bu korkular çok gerçek ve kolaylıkla defedilemez. Araştırmalar yükselen belirsizlik, tehdit ve endişe düzeylerinin hem fizyolojik ve psikolojik değişimlere hem de yoğunlaşmış korku tepkisine yol açtığını gösteriyor. Ne kadar fazla tehdit kavranır ve ne kadar fazla korku oluşursa, insanlar popülist çözümleri desteklemeye o kadar eğilimli olurlar.
Popülizm gazeteciliğe ve olgulara ve akla inananlara bazı zorluklar çıkarır. Popülist desteğin tabanı popülist liderlerin sözüne güvenen eksik ya da yanlış bilgilendirilmiş bireylerden gelme eğilimindedir. Bunlar pür dikkat güçlü konuşmalar ve gösterilere katılarak tepki verirler. Tehditlere karşı aşırı hassas olma eğilimindedirler ve korku tepkilerini abartırlar. Karşıt yöndeki kanıtları, mantıksal argümanları veya uzmanların görüşlerini göz ardı edebilirler çünkü bunların elitlerin manipülasyonları ve komplo teorilerinin bir parçası olduğuna veya yalnızca kendilerinin gerçeği kavradığına inanırlar.
Çağdaş popülizm odaklandığı bir dizi ortak unsurla tanımlanır: hükümetin etkililiğine ilişkin memnuniyetsizlik, ekonomik şartlara ve çalışma şartlarına karşı öfke, göçe yönelik korku ve kızgınlık ve basit açıklamaları ve çözümleri benimsemeye hazır olma. Temsili demokrasi, defedilmesi gereken yolsuz elitler tarafından kontrol ediliyormuş gibi algılanır. Bağımsız yasama, yürütme ve yargı organları arasındaki güçler ayrılığı hükümetin etkililiğini azalttığı ve popülist gündemi engellediğinden sakıncalı görülür. Popülistler hükümetlerin ekonomik ve toplumsal şartları kolaylıkla ve hızlıca değiştirebileceğine inanırlar. Dünya görüşleri tipik olarak düşmanca milliyetçiliğin ve tecritçiliğin unsurlarını içerir.
Popülist liderler kendi görüşlerini savunurken neredeyse tüm dünyada mübalağa, gerçeğe aykırı beyanat ve demagojiye bel bağlarlar. Narsistik özellikler ve öteki insanları küçümseme nitelikleri sergilerler. Retorik araçları ve pratikleri destekçileri arasında olumsuz tepki yaratmaz, aksine desteklerini arttırır ve yeni takipçiler kazandırır. Aynı zamanda gazeteciler ve haber medyası için harika başlıklar ve hikayeler sunarlar.
Haberleştirmedeki kusurlar
Popülizm haber seçimi ve pratikleri yoluyla gazeteciliğin zayıf noktalarından faydalanır. Popülistlerin saçma açıklamalarının ve numaralarının reklamını yaparak, onlara adil davranarak ve onların konuşmalarını ve eylemlerini doğru bir şekilde vererek, gazeteciler kendilerini gerçeği çarpıtacak ve gizleyecek ölçüde suiistimale açık hale getirirler. Demokrasi, insan onuru ve bilgiye aykırı kötücül fikirler doğrudan düzeltme veya eleştiri olmaksızın düzenli bir şekilde yayılır ve böylece gazetecilik pratiklerinin tesis edildiği kurucu temeller tehlikeye atılır.
Sorunun bir kısmı gazetecilerin neyi haberleştirecekleri ve kimin hikayelerini anlatacaklarına ilişkin seçimlerinin yeni, olağandışı, beklenmedik ve alışılmışın dışında olana yönelik vurgudan yana olmasıdır. Popülist mitingler ve konuşmalar genellikle bu faktörleri içerir, böylece gazetecilerin ve haber kuruluşlarının ilgisini çeker ve önem vermesine yol açar. Bu kendi başına popülistlere yardım etse de haberleştirmedeki diğer kusurlar da önemli.
1. Doğru haberleştirme her zaman temsil yeteneğine sahip değildir.
Kusurlar doğru haberleştirmeyle ilgili değildir, çünkü medyanın önemli bir bölümü popülist konuşmaları, resmi açıklamaları ve retoriği doğru biçimde aktarır. Ancak, doğruluğu, doğrulamayı, dengeyi, adilliği içeren önemli kusurlar var ve bunlar manipülasyonun yapılmasına müsaade eder.
Doğruluktaki kusur gazeteciler söyleneni doğru biçimde aktarsa da hikaye okuyuculara, izleyicilere ve dinleyicilere dünyanın doğru bir resmini sunmadığında ortaya çıkar. Hikayeler yalan ve yanlış bilgilere dayanan iddialarla doldurulduğunda ve bunlar gazeteci tarafından sorgulanmadığında veya diğer tarafların aksini ispat ettiğini göstermediğinde, kamunun bazı kesimleri bu iddiaları gerçeğe uygun ve sabit bilgiye dayanıyor gibi kabul edecektir. Nitelikli gazetecilik toplumu yanlış yönlendirmekten kaçınmak için şüpheli iddiaları tespit eder.
2. Olguları yeterince doğrulamadan haberleştirmek
İkinci kusur olguları yeterince doğrulamadan ve bağlamına yerleştirmeden haberleştirmektir. Her haberdeki bilginin mümkün olduğunca doğru olmasını sağlamak gazetecilerin okuyucularına ve demokratik topluma karşı görevi. Bu yapılan açıklamaları doğrulayan ya da bunlarla çelişen bilgiyi sağlayarak veya açıklamaların nerede yanlış bilgi veya yanlış yorumlanmış olgulara dayandığını göstererek, gazetecilerin sadece adayların söylediklerini aktarmaktan fazlasını yapması gerektiği anlamına gelir. Gazetecilerin iddiaları incelemesi, olguları araştırması ve yanlışlıkları ifşa etmesi gerekir.
3. Dengeli habercilik gerçeği çarpıtabilir.
Popülist liderleri ve hareketleri haberleştirirken üçüncü kusur gazetecilerin bunların dengeli habercilik idealine karşı yarattığı sorunlara sıklıkla tepki vermemesinden kaynaklanır. Denge fikri, yani hikayenin anlatılması gereken iki tarafının olduğu, çoğu kez gerçeği çarpıtır. Hikayenin iki tarafının olduğu fikrinin hatalı olduğu aşikardır, çünkü genellikle bir hikayenin birçok tarafı vardır. Ancak gerçek kusur eşit “dengeli” bir temsilin okuyuculara her perspektife eşit ağırlık verilmesi gerektiği ve her birinin aynı doğruluğa dayandığı izlenimini vermesidir.
Bu yanlış eşdeğerlilik sorunu popülist liderler ve diğerlerini haberleştirirken önemli bir zorluk yaratır, çünkü basitçe itibar edilmemesi, reddedilmesi veya kınanması gereken bazı fikirler vardır. Tüm fikirler eşit değerde değildir ve bu şekilde sunulmamalıdır.
Gazeteciler okuyucuların makul olan ve olmayan fikirleri birbirinden ayırmasına yardım etmede bir rol almalı. Bu eşdeğerlilik ve denge sorunu özellikle yanlış bilgi, yanlış temsil ve yanlışlıklara dayanan açıklama ve fikirleri haberleştirirken güçlük yaratır. Yalan nasıl hakikatle dengelenebilir? Gazeteciler anlamsızca tarafsız kaldıklarında, yalanların ve yanlışların yayılmasına ve nefret ve ırkçılığın teşvik edilmesine yardım ederler.
4. Gazeteciler okuyucularına karşı da adil olmalıdır.
Dördüncü bir kusur adillik meselesini içerir. Gazetecilerin sadece haberleştirdiklerine yönelik değil haberi yazdıkları kişiler için de adil olma sorumluluğu var. Adil bir şekilde haberleştirme görevi yanlış temsillerin, abartıların, yalanların ve yanlışların karşılık verilmeksizin dağıtılmasına izin vermek anlamına gelmez. Haberleştirilenlere yönelik ve kamuya karşı adil olma sorumlulukları çatıştığında, okuyuculara, izleyicilere ve dinleyicilere karşı sorumluluk ağır basmalı.
5. Popülistler gazetecilik pratiklerini kontrol edebilirler.
Beşinci kusur manipülasyonu görmezden gelmek veya ona tepki vermemektir. Popülistlerin çoğu gazetecilik pratiklerini kendi yararlarına kontrol etmeyi öğrenmiştir. Gazeteciler yürüyüşler ve konuşmalar ve -terör saldırıları, yabancı korkusu, bocalayan Orta Doğu politikası ve durağan ekonomiler gibi- kamusal olaylara ve gelişmelere karşı popülist tepkiler açıkça medyanın ilgisini çekmek için veya olayın medyada yer alma biçimini eğip bükmek için kullanıldığında özellikle dikkatli olmalı. Haberleştirmenin kasıtlı biçimde provokatif olan dil ve iddialara gereksiz yere cevap vermemesini sağlamak için çaba gösterilmeli. Manipülasyonu önemsememek gazetecileri popülizmin etkileri bakımından suç ortağı haline getirir.
Sözcüsü olmaksızın popülizm nasıl haberleştirilebilir?
Gazetecilerin popülizmin destekçilerinin korkularının ve bilgi eksikliklerinin üstesinden gelmek için doğrudan yapabilecekleri çok az şey vardır, çünkü bunların çoğu nitelikli haber sağlayıcıların düzenli okuyucuları ya da izleyicileri değildir. Ancak gazetelerimiz ve yayınlarımızdan faydalananların popülizm ve onun yarattığı tehditleri anlamasını sağlamamız gerekir. Onun nasıl tezahür ettiğini tanımladığımızdan ve haberleştirdiğimizden, erken bir şekilde ele aldığımızdan ve sonra yeni destekçiler kazanması için sözcüsü olmaksızın onu eleştirel ve dikkatli bir biçimde haberleştirmeye devam ettiğimizden emin olmamız gerekir.
Olayın medyada ne şekilde yer almasını sağladığımızın, pratiklerimizin olayın haberleştirilmesini çarpıtıp çarpıtmadığının veya manipüle edilmemize izin verip vermediğinin ve olayın medyada yer alma biçiminin kasıtsız etkilerinin farkında olmalıyız. Gazetecilik pratikleri kutsal değildir, kamuya ve demokratik topluma daha iyi hizmet etmemize yardım etmek için yürürlükte. Pratiklere düşünmeden ve eleştirel olmayan biçimde bağlılık bu hedefler için tehlike yaratabilir. Sadece kendi pratiklerimize mi yoksa okurlarımıza ve demokrasimize mi sadakat gösterdiğimizi sürekli sormamız gerekir.
Popülizm temsili demokrasiye bir tehdit oluşturmaya devam ediyor. Yurttaşlar ve gazeteciler olarak bizim sorumluluğumuz, buna yönelik etkili bir tepkiyi sağlamak ve bunu haberleştirme biçimimizin bunun unsurlarını, eksikliklerini ve tehditlerini dirayetli bir biçimde değerlendirmesi için kamuya gereken bilgiyi verdiğinden emin olmaktır. Demokrasinin geleceği buna bağlıdır. (GG/EA)