Bütün dünyada kadın haklarının artık inkâr edilemez hale geldiği günümüzde 7. FilmAmed Belgesel Film Festivali de, bir çoğu kadın kahramanlar hakkında, kadın yönetmenler tarafından kotarılmış filmlere büyük ağırlık verdi.
Daha önce çeşitli festivallerde gösterilmiş, muhtelif ödüllerle taçlandırılmış yerli ve yabancı belgeseller Diyarbakır'da kökleşmekte olan belgesel kültürüne büyük katkıda bulunmaya devam ediyor.
Bu arada şehirde ve tüm Türkiye'de yoğun olarak hissedilen Barış Anneleri'nin açlık grevleri ve ölüm oruçlarına yönelik talep ve yakarışlarının enerjisi ÇandAmed sinema salonlarına da derinlemesine nüfuz etmiş vaziyette.
Yüzleşme
Yönetmenliğini ve yapımcılığını Nejla Demirci'nin üstlendiği meme kanseri hakkındaki belgesel Yüzleşme kadın dünyasına hassas bir bakışın temsilcisiydi.
Kadın direnci, hastalık ve önyargılarla mücadele, kadınların arasındaki dayanışma bir yana, toplumun ve sağlık sisteminin memesi alınmış kadına bakış açısı kadın bedeni üzerindeki politik tahakkümü bir kez daha gözler önüne serdi.
Çok Uzaktan Geldiniz
Yönetmen hanesinde Amal Ramsis'i, yapımcı hanesinde ise Necati Sönmez adını gördüğümüz Çok Uzaktan Geldiniz İspanya'da Franco faşizmine karşı direnmiş bir Filistinli militandan yola çıkarak bizi unutulmaz bir yolculuğa sürükledi.
Stalin'in icraatını eleştirdiği için sonradan dışlanmış olan Najati Sidiki'nin çocuklarını ve özellikle büyük kızı Dulia'yı takip ederken geçtiğimiz yüzyılda uğruna mücadele verilmiş ülküleri hatırlayıp sürgünlerle parçalanmış bir aile üzerinden hayati bir hesaplaşmaya girişiyoruz.
İlk Sesten Son Nefese
Hemşirelik mesleği hakkında ayrıntılı bir bombardımana tabi tutulmak isterseniz Nilgün Kutal'ın yönettiği, yapımcılığını KESK/SES'in üstlendiği İlk Sesten Son Nefese sizin için biçilmiş kaftan.
Sonuna kadar sömürülen kadın emeğini gayet isabetli örneklerle aktaran belgeselde, çalışanların haklarından, sistemin çarpıklığına, cilalı neoliberal sağlık projelerinden, insanlık örneklerine, ustalıkla ifade edilmiş gayet geniş bir spektrumla karşı karşıyayız.
Kahramanlarımızdan birinin belirttiği gibi hemşireliğe "melek" sıfatından çok "cadı"lığın yakıştığına siz de ikna olacaksınız.
Gurur Yarası
Kadın ev işçileri hakkında, yönetmenliğini ve yapımcılığını Sinem Atakul'un üstlendiği Gurur Yarası filmi de FilmAmed'in programında yer aldı.
Festivalin kataloğunda belirtilen sözlerle:
"Bu belgesel güçlü ve hakkını nasıl arayacağını bilen, emek değerinin bilincine erişmiş ve var olduğu piyasayı cinsiyet-emek temelli sorgulayan kadın ev işçileri ile beraber gerçekleştirilmiştir".
Amina
Yönetmen Kıvılcım Akay'ın imzasını taşıyan Amina adlı belgesel Senegalli göçmen kahramanının Türkiye'de Afrikalı bir kadın olarak karşılaştığı zorluklara eğildi.
Önyargı, ırkçılık, dışlanma gibi meselelerle uğraşan Amina optimist olmayı yine de başarırken, belgesel Türkiye'de yaşamaya çalışan yabancıların dünyasına daha yakından bakmamızı sağladı.
Prenses Model
Evlilik ritüelinin önde gelen unsurlarından gelinlik, Dilan Engin'in Prenses Model adlı belgeselinde layıkıyla masaya yatırıldı. 14 dakikalık kısa süresine rağmen mesajını etkinlikle aktaran film, evlilik müessesesini, erkeklerin eşleri üzerinde kurduğu tahakkümü, tüketim piyasasının acımasızlığını ve daha birçok şeyi sorguluyor.
Başarılı sinematografisi ile gözleri okşayan etkin yapımda, gelinlik üretim sektöründe çalışanların mevzu hakkındaki derin düşünceleri, kadın kimliğinin üzerine yapışmış gibi görünen prenseslik hülyaları, kadına yönelik şiddet, tek tek deşifre ediliyor.
Estetik olduğu kadar karanlık bir dünyaya yol alırken, gelinliklerle özdeşleştirilen beyaz, hayalinizde önce kırmızıya, sonra da siyaha bulanabilir, dikkat!
Annemin Sinemaları
Adana'nın şanlı yazlık sinemaları, Cansel Karacan'ın kendi çabalarıyla ortaya çıkmış Annemin Sinemaları'nda nostaljiyle anıldı.
Bölge insanının ve özellikle annesinin sinemaya coşkun ilgisini ölümsüzleştirmek, hafızanın kaybolmamasını sağlamak üzere yola çıkmış olan yönetmen çeşitli arşiv görüntüleriyle klasik belgesel şablonuna uygun bir yapım ortaya çıkarırken, o günleri bir çocuk olarak yaşamış Menderes Samancılar gibi ünlülerle röportajlar yaparak bir zamanların Adana'sını neşeyle anmamıza vesile oldu.
Komutan Arian
Bir diğer kadın yönetmen Alba Sotorra ise bizi Suriye'de IŞİD'e karşı verilmiş mücadeleye Komutan Arian ile sürükledi.
Filmin kahramanı ağır yaralar almış kadın bir militandır, fakat direnişi yalnız kendisi veya politik davası için değil tüm kadınların güç kazanması ve özgürleşmesi içindir.
Kadınlara her türlü kötülüğü yapmaktan imtina etmeyen fanatik Müslümanlara karşı mücadele ederken cephedeki genç arkadaşlarına yön ve destek veren yine odur.
Gerici toplumların kadınlara uygun gördüğü geleneksel eş ve anne rolünden sıyrılarak, kadınların hür kimliklerine kavuşmaları ve özgün bireyler haline gelmeleri an meselesidir… (MT/EKN)