Gün yok ki eriyen buzullar, çevre kirliliği, kuraklık, gıda yetersizliğinden kaynaklı açlık ve ölüm, sel baskınları, aşırı üretim ve tüketime dair sorunlar insanların gündeminde olmasın. Peki, gündemimizi bu kadar fazlasıyla meşgul eden iklim krizi ve ekolojik yıkımın nedenleri nedir? Sorumlusu kimdir ve en önemlisi bu soruna dair duyarlılık nasıl yaratılır. İşte bu ağır ve can sıkıcı konulara dair çağımızın entelektüellerinden Fikret Başkaya, kendine has üslubuyla bir söyleşi tadında lise çağındaki gençlere sesleniyor. Akıcı, sade, basit bir dille gençlerin çok rahatlıkla anlayacağı ve üzerinde tartışma yürüteceği “Gençlerle Baş Başa İklim Krizi ve Ekolojik Yıkım” eseri aynı zamanda yetişkinler için de bir genel kültür egzersizi sağlıyor.
İklim değişikliğinin belirtileri nelerdir? Küresel ısınmayı durdurmazsak dünyamızı nasıl bir gelecek bekliyor? Fosil yakıtlar neden sera etkisi yaratıyor? Alternatif enerji kaynakları söylendiği kadar masum mu? Nükleer enerji çözüm olabilir mi? Doğal kaynaklarımız tükeniyor mu? Akarsuları, toprağı, havayı kirletmeyen “temiz” bir sanayii mümkün mü? Elektrikle çalışan arabalar sahiden çevre dostu mu? Arıların ölümü neyin habercisi? Asya ve Afrika’nın köylüleri, dünya gıda üretiminin yüzde 70’ini sağlarken açlık ve yokluk bu kıtaların “kaderi” mi? Ve bunun sorumlusu kim?
Tüm bu soruları merak mı ettiniz?
Deniz soruyor Fikret Hoca cevaplıyor?
Bahsettiğimiz ve daha nice sorunun cevabını Deniz adında bir liseliye sohbet havasında anlatan Başkaya, aynı zamanda “ne yapılmalı” düşüncesine açıklık getiriyor, yol gösteriyor. Canlı olan ne varsa ölü metaya dönüştüren kapitalist üretim tarzını sorgulatan ve bunun adını “kadavra medeniyeti” olarak koyan Başkaya, kapitalizmin insanlık ve uygarlık tarihinde bir sapma olduğunu vurguluyor.
Kapitalizmin yağmacı ve yıkıcılığını hikâye tadında özetleyen Başkaya’nın şu anekdotu her gencin aklında kalacağını düşünerek paylaşmak istiyorum:
“Akrep kurbağaya ‘beni sırtına al, nehrin karşı tarafına götür’ demiş. Kurbağa; ‘seni sırtıma alayım, sen de beni sok ha! Yağma yok’ diye karşılık vermiş. Fakat sonunda akrebin bitip tükenmeyen ısrarına dayanamamış ve akrebi sırtına alıp nehre dalmış. Tam nehrin ortasına vardıklarında akrep kurbağayı sokmuş. Kurbağa başını çevirmiş ve ‘şimdi ikimiz de öleceğiz, bunu niye yaptın?’ diye sormuş. Akrep; ‘başka türlü yapamazdım, bu benim doğam, bu benim karakterim’ demiş.”
Doğrusu Kapitalizmi gençlere kısa bir örnekle anlat diye söylense bence bundan daha güzel örnek olmazdı. Kapitalizm yıkıcıdır ve en fazla da geleceği yok ediyor.
Yukarıda bir avuç, aşağıda birçok insan
Kitapta harika anekdotlar yanı sıra birçok bilim insanı, şair ve düşünür ile de gençleri tanıştıran Başkaya, yer yer Brecht’in “Tahterevalli” şiirini aktarırken Nazım’dan da eserlere yer veriyor. Nazım Hikmet’in “Taranta Babu’ya Mektuplar” şiirinde kapitalizmin kör mantığını hatırlatıyor. Yeri gelmişken şiiri de paylaşalım:
Bir öyle şaşılası
Dünya ki burası;
Bollukla ölüyor,
Kıtlıkla yaşıyor,
Varoşlarda hasta, aç kurtlar gibi
İnsanlar dolaşıyor
Ambarlar kilitli
Ambarlar buğdayla dolu…
Tezgâhlar
İpekli kumaşla dokuyabilir
Topraktan güneşe kadar giden yolu.
İnsanlar yalınayak
İnsanlar çıplak…
Bir öyle şaşılası
Dünya ki burası,
Balıkla kahve içerken
Çocuklar süt bulamıyor.
İnsanları sözle besliyorlar,
Domuzları patatesle…
Umursamazlık kaldığı yerden devam ediyor
Şiir tadında akan kitapta yazar, “iklim değişikliği” veya “atmosferin ısınması” denilen felakete karşı sessizlik eleştirisi yapılırken bu durumu yaratanlar cephesinde, “benden sonrası tufan” umursamazlığının kaldığı yerden devam ettiğine dikkati çekiyor. Biyolojik çeşitlilikteki azalma, bitki ve hayvan türlerindeki eksilme ve genetiklerinin değiştirilmesine kadar her soruna ayrıntılı cevaplar veren Başkaya, endüstriyel gıda sisteminin atmosferin ısınmasındaki payının yaklaşık yüzde 25 olduğunu ifade ediyor.
Dünyadaki tarımsal üretimin yüzde 72’sinin küçük çiftçiler tarafından üretildiğini kaydeden yazar, Asya ve Afrika’nın köylülerinin dünya gıda üretimine katkısının yüzde 70 olduğunu dile getiriyor. İşte çelişkinin en büyüğü belki de kapitalizmin çirkin ikili yüzü burada gizli. Dünyayı doyuran Asya ve Afrika köylüleri aç, yoksul ve sağlıktan mahrum. Başkaya’nın gençlerde ufuk açan bu eserinde uyarılar da var: “Gezegenimizde geride kalan son 50 yılda doğal dokunun yüzde 60’ı bozulmuş/kötüleşmiş durumda.” Kitabın tadına varmak için sıra sizde… (SYZ/LL/AÖ)
Kitap: Gençlerle Baş başa İklim Krizi ve Ekolojik Yıkım
Yazar: Fikret Başkaya
Yayınevi: Yordam Kitap
Okuma Yaş Grubu: 15 Yaş ve Üzeri