Fethi Naci'nin Sel Yayıncılık'ın Ekim 2009'da yayınladığı "Anılar Kitabı"nın kapak fotoğrafı manidardır.
Esma Arcan imzalı bu fotoğrafta, Fethi Naci elinde artık sonuna yaklaşılmış bir kadeh rakı ve dudağında iyi niyetli, yorgun bir gülümsemeyle uzaklara bakar.
Kitabın kapağı manidardır, dedim, çünkü kitabı eline alıp okumak, bir yanıyla, o masaya oturup Fethi Naci'nin uzak yıllardan gelip 2000'lere uzanan anılarını dinlemek gibidir. Kitabın her sayfası alkol kokar, Fethi Naci'nin anılarında alkol, en az Murat Uyurkulak'ın Tol'ündeki kadar, bir leitmotiftir.
Daha önce yayınlanmış iki kitabının Fethi Naci'nin ölümünün ardından eşi Lale Kalpakçıoğlu ve Ferit Edgü tarafından elden geçirilmesiyle ortaya çıkan kitap, adıyla müsemma, bir "Anılar Kitabı"dır. Ama ben anılardan bahsetmeyeceğim, Bu "Anılar Kitabı"nın içindeki bir öyküden bahsedeceğim.
Fethi Naci'nin gençliğinde öyküler ve şiirler yazığı söylenir, kendisi de söyler, ama ben hiç rast gelip okuyamamıştım. Okuduğum tek öyküsü, bu kitaptaki "Bir Yılbaşı" hikayesidir. Ki aynı zamanda okuduğum en iyi 12 Eylül hikayelerindendir. Fethi Naci "Bir Yılbaşı" öyküsünden 12 Eylül Darbesi'nin ardından yaşanan ilk yılbaşı gecesini anlatır: 31 Aralık 1980 gecesini.
Öykü Boğaz'da bir restoranda başlar. Arnavutköy'den Rumelihisarı'na kadar herhangi bir yerde. Karşıda Kandilli görünüyordur çünkü. Ama Arnavutköy'deki meşhur Kaptan Restaurant da değildir.
Tarih 25 Aralık 1980'i gösterir. Her ne kadar, doğrudan verilmezse de tarih, hikayenin anlatıcısına anılarını anlatan (Fethi Naci) "Dün, ölüm günüydü onun." der kızı Deniz'i kastederek. Fethi Naci'nin kızı Deniz, 24 Aralık 1976'da bir trafik kazasında hayatını kaybetmiştir. Yıl ise birkaç paragraf sonra gelir: "O 27 Aralık 1980 günü" diye geçer metinde.
Öyküde, bir öykü olduğu için, zamanda hareket edilir. İlk buluşma biter ve bir ay sonra yine buluşurlar hikayenin anlatıcısıyla: Yani Ocak 1981'in sonlarına doğru.
Buluşma yeri bu sefer bellidir. Rumelihisarı. Orada (bir öyküye yakışır biçimde) bir geri dönüş yaşanır. Anılarını anlatan (Fethi Naci) bize bu sefer 27 Aralık'taki Urla'da geçirdiği bir günü, Bodrum'a varışını ve Bodrum'da yaşadığı 31 Ocak 1980 gecesini anlatır.
Evet, Fethi Naci, bu hikayede de, bize yine anılarını anlatır ama bu sefer durum farklıdır: Fethi Naci bir öykü yazmış ve anılarını bize bu öykünün içinden anlatmıştır.
Bu hikayede Fethi Naci anlatıcıya (kurgu hikayenin anlatıcısına) kendi hikayesini (anısını) anlatandır. Öyleyse anlatıcı kimdir?
Anlatıcı hakkında elimizdeki verilerden biri şair olduğudur: Urla'daki denizi "Anasonu az rakıya su katılmış gibiydi" diye betimlemesine gülen anlatıcıya şöyle der Fethi Naci: "Hoşuna gittiyse bir şiirinden kullanabilirsin."
Peki, kimdir bu şair? Anlatıcı hakkındaki ikinci veriye de bakmamız gerek burada: "Dalyan'ı düşünüyordum. Bir daire satın almıştım. Onlar da bize çok yakın bir apartmanın bir dairesini yazlık olarak tutmuşlardı. 1964 yılı olmalıydı." diye düşüncelere dalar anılarını anlatan Fethi Naci'yi dinleyen 'hikayenin şair anlatıcısı'.
Kadıköy Dalyan, bugün Fenerbahçe-Kalamış sahilleri civarında bir yere karşılık düşer.
Burada aynı kitabın içinde 20 sayfa kadar geriye gitmekte fayda var. Kitabın 140. Sayfasında Fethi Naci bize şöyle bir anısından bahseder: "Edip, 1964'te Kadıköy Dalyan'da yazlık bir apartman dairesi aldı. Aynı yerde ben de bir yazlık tuttum." Edip, anlaşılacağı üzere, Fethi Naci'nin en yakın arkadaşlarından şair Edip Cansever'dir.
Fethi Naci ve Edip Cansever 1980 sonu 1981 başında böyle bir şey yaşadılar mı?
Gerçekten de Boğaz'da böyle bir sohbet gerçekleşti mi?
Bilmiyoruz, ama kuvvetle muhtemel. Lakin bunun bir öykü formunda, öykünün belirleyici özellikleri (zamanda ve mekanda gidip gelmeler, geri dönüşler, farklı bir anlatıcı) kullanılarak anlatılması çok daha sonra olmuş gibi görünüyor.
"Bir Yılbaşı" hikayesi, ilk olarak 2002 yılında basılan "Dünya bir Gölgeliktir" kitabının ilk yazısı ve evet, tek hikayesidir.
Arşivlerine üye olmadığım içi, ulaşamasam da, Fethi Naci bu hikayeyi, ilk olarak Cumhuriyet Kitap'ın 27 Eylül 2001tarihli nüshasındaki Eleştiri Günlüğü köşesinde yayınlamış görünüyor.
''Bir Yılbaşı''da, Fethi Naci ve Edip Cansever'in bir öykünün içine girip Boğaz'da bir rakı masasında ettikleri sohbeti ve o sohbette Türkiye'nin darbeden birkaç ay sonraki ahvalini, Bodrum'da yaşanan ilk yılbaşı gecesini bulacaksınız.(BK/BA)