Ant Dergisi kurucularından, Fethi Naci'nin arkadaşlarından Doğan Özgüden'in Naci'nin ardından yayınladığı mesajının başlığı şöyle: "Fethi Naci: Düşünceye Saygı, Örgüte Eleştirel Destek..."
"Sevgili Fethi Naci'yi yitirdiğimizi bizi on yıllardır tüm dostlarımızdan uzak düşüren siyasal sürgünde bugün öğrendik" diyen Özgüden nasıl tanıştıklarını, Fethi Naci'nin eleştirmen kimliği dışında çok da bilinmeyen siyasi geçmişini anlatıyor.
"Kendisiyle Türkiye İşçi Partisi'nin ilk örgütlenme yıllarında tanışmış, partinin ilk programının hazırlanışında, bir süre önce yitirdiğimiz bir başka seçkin insan, Selahattin Hilav'la birlikte çalışmıştık.
Genel Yönetim Kurulu üyeleri olarak parti içindeki antidemokratik uygulamalara karşı çıktığımız için her ikimiz de partiden ilk ihraç edilenler arasındaydık. Ne ki, bu eleştirel tavrımıza rağmen, işçi sınıfının siyasal örgütü olan Türkiye İşçi Partisi'ne hiçbir zaman karşı tavır almadık.
Dönemin tek sol günlük gazetesi Akşam'ın genel yayın müdürlüğünü yaptığım yıllarda Naci kavga beraberliğimizi bu gazeteye yazdığı "Düşünceye Saygı" başlıklı yazılarıyla devam ettirdi.
1967'de sosyalist Ant Dergisi'ni Fethi Naci ve Yaşar Kemal'le birlikte kurduk. Orada da ortak tavrımız düşünceye saygı ve işçi sınıfı örgütüne eleştirel destek oldu. İşçi sınıfımızın sendikal örgütü DİSK'in kuruluşunda ve mücadelesinde de tavrımız buydu...
Naci ayrıca, edebiyat yaşamımıza damgasını vuran eleştirmenliğinin yanı sıra, Gerçek Yayınevi'ni kurup yüzlerce seçkin eser yayınlayarak Türkiye'nin düşünce hayatına unutulmaz katkılar sağladı.
Ölümü, düşünce hayatımızın ve işçi sınıfı mücadelemizin büyük kaybıdır. Bu çapta bir insanın eksikliği her daim hissedilecektir."
Teşvikiye Camisi'nde düzenlenen törenden karısı Lale Kalpakçıoğlu "Çok acı çekiyorum. Özü sözü bir olan çok iyi bir insandı. Söyleyecek söz bulamıyorum. Eserleri sonsuza kadar yaşatacağız. Duruşuyla şevkatiyle çok özel bir insandı" diyor.
Yaşar Kemal'in mesajıysa şöyle:
"Bizde hiçbir zaman iyi eleştirmenler yetişmedi. Bu ülkede olması şans eseri, kendi yeteneğiydi. Çok iyi arkadaştık. Sosyalist kimliği ayrı değerlendirilemez. TİP programına katkı verenlerdendi. Önemli ve kıymetli biriydi yeri doldurulamaz."
Ertuğrul Günay "Ben kendisini çok okudum, çok etkilendim, çok şey öğrendim, çok farklı açılardan sınıfsal değerlendirmeler yapmış biri, gençlerin genç kuşağın onu okumasını tavsiye ediyorum" diyor.
Fethi Naci'nin ilk eleştirmen ve önde gelen edebiyatçılardan biri olduğuna dikkat çeken Doğan Hızlan şöyle diyor:
"Türkiye'de eleştirmen yokken o vardı. Siyasi ve sosyal yazıları vardı. Türkiye gerçekten çok büyük bir değeri kaybetti. Bugünkü kuşaklar bugünleri anlayabilmek için onun eserlerini okumalılar."
Adalet Ağaoğlu "İlk satırından son satırına kadar izlediğim biriydi, benim kuşağımdandır. Dönemini titizlikle izlemişti. Düşünsel hayatımıza aydınlık dünyamıza toplumsal edebi ve ekonomik olarak katkılarda bulunmuştu."
Banu Güven, Fethi Naci'yle Çanakkale'de tatil yaparken tanışma imkanı bulmuş:
"Edebi olarak geride bıraktıkları dışında insan olarak da onu tanımaktan çok mutluyum. Sohbet edebildiğim için mutlu hissediyorum kendimi."
Cenazeye katılanların arasında Tarık Akan, Cem Erciyes, Rutkay Aziz, Ufuk Uras, Mustafa Alabora, Süleyman Çelebi, Osman Akınhay, Kadir İnanır, Bülent Kayabaş, Tuna Kiremitçi, Leyla Ruhan Okyay, Gönül Çapa, Ayfer Tunç, Figen Şakacı, Neşe Erdilek, Yeşim Ustaoğlu."
Şoförü: Yazdıklarımı Beğenip Devam Etmemi İstemişti
Zincirlikuyu mezarlığına defnedilen Fethi Naci'nin 1999'da ÖDP milletvekili adayı olduğu dönemde şoförlüğünü yapan Mehmet Taş da bianet'e Naci'yle ilgili görüşlerini aktarıyor:
"Çok iyi, alçakgönüllü bir insandı. Halka yakındı. Ben bir roman yazma çabasındaydım. Bahsini açtım. Okumak istedi. Beğenip yüreklendirmişti beni."
Onunla Fakir Baykurt ve Can Yücel'i eğlenceli bir sohbetle havaalanına uğurladıktan sonra Fethi Naci'nin "Mutlaka bir daha bir araya gelmeliyiz değil mi Mehmet" diye kendisine de söylediğini aktaran Taş, "Çok istemesine rağmen her iki arkadaşını da kısa süreli aralıkla yitirmişti" diyor.(BÇ-EZÖ)
Fethi Naci kimdir?
3 Nisan, 1927'de Giresun'da doğan eleştirmen, yazarın asıl adı İsmail Naci Kalpakçıoğlu. İlk ve ortaöğrenimini Giresun ve Erzurum'da tamamladı
1945'de İÜ İktisat Fakültesi'nden mezun oldu.
1949'da kurucuları arasında bulunduğu Yüksek Tahsil Gençlik Derneği yöneticiliğinden dolayı tutuklandı, 1.5 ay kadar Sultanahmet Cezaevi'nde kaldıktan sonra salıverildi.
Uzun süre İstanbul'da bir fabrikada muhasebecilik yaptı.
Nisan 1965'te görevine son verilince Gerçek Yayınevi'ni kurdu.
O tarihten bu yana geçimini yazarlık ve yayımcılıkla sağlayan Fethi Naci, İstanbul'da yaşadı ve Cumhuriyet gazetesinin haftalık kitap ekindeki eleştiri yazılarını sürdürdü.
Çok sevdiği babaannesinin ölümü üzerine kaleme aldığı ilk yazısı 1943'te Erzurum gazetesinde yayımlandı.
İlk eleştiri yazısı (Behçet Necatigil'in ilk kitabı Kapalı Çarşı üzerine) 1945-46 kışında Aksu dergisinde yayımlandı.
1953'te babasının adını kendi adına ekleyerek, Fethi Naci adıyla yazmaya başladı.
Dost dergisinin düzenlediği soruşturmada 1960'ın en beğenilen eleştirmeni seçildi. 1962'de Türkiye İşçi Partisi'ne giren Fethi Naci, Vatan gazetesinde ve Sosyal Adalet dergisinde siyasal yazılar yazdı.
Partiyle ilişkisi kesildikten sonra aynı doğrultudaki yazılarını Yön'de ve bir süre yönetimine katıldığı Ant dergisinde sürdürdü. 1968'de siyasal yazılarına son veren Fethi Naci, "100 Soruda" dizisini çıkarmaya başlamasıyla edebiyata kesin dönüş yapmış oldu.
Yazar ilk yapıtıyla toplumcu sanatın ilkelerini koymaya çalışan ve bilimsel bir tutumu benimseyen bir eleştirmen olarak tanındı.
Edebiyat merakı içinde yürütülmüş bir iktisat öğreniminin sağladığı iki yanlı gözlemin avantajları ilk yapıtlarında belirgin olarak görülmektedir. Güvenilir yargıları, dikkatli inceleyiciliği, bireşimci kültürü ve tutarlı dünya görüşüyle öne çıkan bir eleştirmen olarak değerlendirildi.
Bir Hikâyeci: Sait Faik-Bir Romancı: Yaşar Kemal adlı yapıtıyla, 1991 Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülünü aldı. Fethi Naci 23 Temmuz 2008'de hayatını kaybetti.
Yapıtları: İnsan Tükenmez (1956), Gerçek Saygısı (1959), Azgelişmiş Ülkeler ve Sosyalizm (1965), Emperyalizm Nedir? (1965), Azgelişmiş Ülkelerde Askeri Darbeler ve Demokrasi (1966), Kompradorsuz Türkiye (1967), 100 Soruda Atatürk'ün Temel Görüşleri (1968), On Türk Romanı (1971), Edebiyat Yazıları (1976), 100 Soruda Türkiye'de Roman ve Toplumsal Değişme (1981), Eleştiri Günlüğü (1986), Bir Hikâyeci: Sait Faik-Bir Romancı: Yaşar Kemal (1990), Gücünü Yitiren Edebiyat (1990), Roman ve Yaşam (1992), Eleştiride 40 Yıl (1994), 40 Yılda 40 Roman (1994), Reşat Nuri'nin Romancılığı (1995), 50 Türk Romanı (1997), Şiir Yazıları (1997), 60 Türk Romanı (1998), Kıskanmak (1998), Sait Faik'in Hikâyeciliği (1998), Yaşar Kemal'in Romancılığı (1998), Yüzyılın 100 Türk Romanı (1999); Dönüp Baktığımda (1999).