Handan Çağlayan ve Kaner Atakan Türker'in editörlüğü yaptığı Şemsa Özar'a Armağan/ Feminizm, Ekoloji, Toplumsal Direniş kitabı 17 bölümden oluşuyor. Kitaptaki Feminist iktisat ve Uluslararası Feminist İktisatçılar Birliği (IAFFE) başlıklı Handan Çağlayan'ın (H.Ç.) Ebru Kongor (E.K.) ile yaptığı şöyleşiyi aynen yayımlıyoruz.
İlk sorumuz Uluslararası Feminist İktisat Birliği IAFFE’ye ilişkin. Bize IAFFE’nin nasıl bir oluşum olduğundan ve çalışmalarından söz edebilir misiniz? Dilerseniz bu soruyu yanıtlamaya başta feminist iktisadın ne olduğu ile başlayın.
Feminist iktisat, ortodoks iktisattan farklı olarak, ekonomiyi toplumsal cinsiyet perspektifinden inceler. Bakım emeğinin kamusal olarak karşılanmadığı bir ortamda, gerek içinde harcanan karşılıksız emek, gerek iş yaşamında kadın-erkek eşitsizliği ilişkilerini, iş ve iş dışı yaşam arasındaki dengeyi sağlayan kurumların ve kuralların yetersizliği gibi kurumsal engelleri inceler.
Öncelikli olarak, kadınların, erkeklerin ve çocukların refahını adil ve eşitlikçi bir biçimde artırmayı hedefler. Amaç insanların potansiyellerine ulaşabilecekleri ve potansiyellerini geliştirebilecekleri bir ekonomi yaratmaktır. İnsan yaşamı ekonomik gelişim ve kalkınmanın merkezi bir ölçüsüdür.
Feminist iktisadi yaklaşım, bir toplumun yaşamı üretmek ve yeniden üretmek için kendini organize etme yollarına ışık tutar. Bakım emeği eklenti bir düşünce olarak değil, baştan analize dâhil edilir.
Bunlara ek olarak, feminist iktisat ortodoks iktisat gibi diğer sosyal bilimler üzerinde hegemonya kurmak yerine, tüm disiplinlerle etkileşim içinde disiplinlerarası bir metolodoji kurmaya açıktır.
IAFFE, 1990 yılında Amerikan Ekonomi Birliği (AEA) yıllık toplantısında düzenlenen “Feminizm İktisatta Bir Yer Bulabilir mi? başlıklı panel ve izleyen buluşmalar sayesinde ortaya çıkan bir oluşum. Bugün 48 ülkeden 600’den fazla üyesi var. IAFFE sadece iktisatçılardan oluşmuyor, sosyal bilimlerin her alanından sosyolog, antropolog, tarihçi, psikolog, siyaset bilimci gibi farklı alanlardan üyeleri var.
Erkekler de var elbette, Nobel ödüllü Amartya Sen gibi. Ayrıca Birliğin yayımladığı Feminist Economics isimli etki faktörü ve saygınlığı yüksek bir dergi var. 1995’te feminist iktisat bir alan olarak, AEA’de kabul edildi. Feminist Economics iktisadın metodolojik sınırlarını tartışan makalelerin yanında ayrımcılığın farklı boyutlarına ayrılmış sayılar yayımladı.
Cinsiyet, kast, renk ve sınıf, cinsellik ve ekonomik kalkınma, Müslüman topluluklarda toplumsal cinsiyet, seks işçiliği ve insan ticareti, üreme sağlığı, bakımı ve istihdam gibi. Feminist iktisat alanının ortaya çıkması ve genişlemesindeki gelişmeler Marianne Ferber ve Julie Nelson tarafından İktisadi Adamın Ötesinde (Beyond Economic Man) başlıklı kitapta kapsamlı biçimde aktarılır.
Bildiğimiz kadarıyla Şemsa Özar, lAFFE’nin Türkiye'den seçilen ilk başkanı. Onun bu kurumun başkanı olma sürecini anlatabilir misiniz?
Şemsa 2015-2016’da lAFFE’nin 21. Başkanı oldu. IAFFE Başkanı, Seçilmiş-Başkan, Başkan ve Geçmiş-Başkan ünvanlanyla üç yıllık bir dönemde görev aldı. Seçilmiş-Başkan adayı lAFFE’nin Aday Gösterme Komitesi tarafından oylanır ve üyelere aday gösterilir. Üyelerin çoğunluğunun oyuyla seçilir.
Bu sürece Türkiye’den bir üyenin aday gösterilmesi elbette büyük bir başarı. Seçilmiş Başkan adayları feminist iktisada önemli katkılarda bulunmuş IAFFE üyeleri arasından aday gösterilir. Şemsa Türkiye’den ilk, küresel güneyden de sadece birkaç başkandan biri oldu. IAFFE Başkanı olarak, Şemsa lAFFE’nin Yönetim Kurulu’nda, Program Komitesinde ve Finans Komitesinde görev yaptı. 2015’in sonbaharında, İrlanda’nın Galway şehrinde düzenlenen IAFFE konferansının çağrısını Nata Duvvury ile hazırladı.
2000 ‘de lAFFE’nin Boğaziçi Üniversite'sindeki 9. Yıllık Konferansı’nın, Şemsa Özar öncülüğünde düzenlediğini biliyoruz. Boğaziçi Üniversitesi ’nde gerçekleşen bu konferanstan söz edebilir misiniz? Konferansın özgün yanları nelerdi?
2000’de lAFFE’nin 9. Yıllık Konferansı, Şemsa Özar’ın ev sahipliğinde Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenlendi. Bu Konferans
Şemsa Özer |
Boğaziçi Üniversitesi için bir ilkti. Rektör Sabih Tansal hoşgeldiniz konuşmasını yapmıştı. IAFFE ağırlıklı olarak Batılı ve Kuzey Amerika’da yaşayan feminist iktisatçılardan oluşan bir meslek ağı olduğu için Güney'den çok kısıtlı katılım vardı o yıllarda, kuruluşunun onuncu yılıydı. İstanbul'da gerçekleşmesinin bir diğer önemi de, Türkiye de o dönemde yeni oluşan feminist iktisat alanında çalışanların Nancy Folbre, Diane Elson, Bina Agarwal, Barbara Bergmann, Lourdes Beneria, Günseli Berik, Nülüfer Çağatay, Deidre McCloskey gibi dünyaca tanınan ve feminist iktisat disiplinini inşa edenlerle buluşmalarını sağlamasıydı.
Yabancı dil bariyerini aşmak için simültane çeviri olan oturumlar da yapılmıştı. Yaklaşık 200 katılımcı vardı, geldikleri ülkeler ve bölgeler çok çeşitliydi; Yeni Zelanda, Hindistan, ABD, Avrupa ve Afrika ülkeleri gibi. Türkiye’de toplanılmasının IAFFE'ye Güney'den çok üye kazandırmış olduğunu düşünüyorum.
Konferans konuları arasında bakım emeği, iş hayatında ayrımcılık, feminist iktisat kuramında tartışmalar, yöntem tartışmaları gibi ufuk açıcı konular yer alırken daha önceki yıllık konferanslara göre gerek konferansın organizasyonu, gerek konaklama ve yemekler katılımcılar tarafından çok takdirle karşılanmıştı. Şemsa’nın çıtayı çok yükselttiği yıllarca konuşulmuştu kurul toplantılarında.
Panellerde feminist bakış açısı farklılıkları, uluslararası örgütlerin çalışmaları da yer alıyordu. Diane Elson hâlâ kaynak kitap niteliği taşıyan Birleşmiş Milletler Kadın Birimi için hazırlanan raporu sunmuş ve tartışmaya açmıştı. Böyle bir organizasyon başkanlık kadar, hatta muhtemelen başkanlıktan daha zor bir görev. Konferansa katılmıştım. Çok başarılı bir konferanstı. Zorluklarını herhalde Şemsa daha iyi bilir.
Türkiye’de feminist iktisat konusunun gelişimi ve Şemsa Özar’ın bu gelişimdeki rolü üzerine ne düşünüyorsunuz?
Türkiye’de feminist iktisat denince akla ilk gelen isimlerden biridir Şemsa Özar. Katkıları sadece feminist iktisat alanı ile sınırlı da değil; iktisat alanına yapmış olduğu katkılar diyebiliriz. Şemsa, iktisatta yaygın bilinen ve aynı biçimde tekrar edilen konularda ezber bozar. Ekonomik olarak büyümemek mümkün mü gibi bir soruyu araştırır mesela, küçülme tartışması yapar. Emek piyasası kuramlarını
feminist yaklaşımla eleştirirken, üzerinde çok da düşünülmeden kabul görmüş tartışmaları deşifre eder. Fikirlerini, yaklaşımını doğrudan saha çalışmalarıyla, iktisadi yaşamda farklı deneyimleri araştırarak anlayarak oluşturur.
Dolayısıyla onun makalelerinde feminist yöntemin ve yaklaşımın iktisadı nasıl zenginleştirebileceğini görürsünüz. Çok da duru anlatır hep, keyifle okursunuz.
TIKLAYIN- Şemsa Özar'a Armağan: Feminizm, Ekoloji, Toplumsal Direniş/ Beril Eyüboğlu
Neyi kastettiğimi örnekler vererek açıklayayım. Mesela, emek ve istihdam gibi iktisadi kavramları tartışmaya açar. Sadece erkek deneyimlerinden yola çıkmanın ne kadar “yanlış” olduğu çok daha fazla görülüyor artık, öyle değil mi? Şemsa’nın bu konularda yazdığı dönemde ana akım iktisatçılara çok ters düşen fikirlerdi bunlar. Fakat bugün artık onun kavramsallaştırmalarının sıklıkla akademik makalelerde, dahası uluslararası kuruluşlar tarafından gösterge olarak hesaplandığını görüyoruz.
Herkes kadınların işgücüne katılımını anlamaya çalışırken, Şemsa işgücü dışında kalmayı mesele olarak görmemiz ve ölçmemiz gerektiğini ve adını da bu şekilde koymamızın önemini anlatırdı.* İktisadın kadına bakışı başlıklı çalışmasını tavsiye ediyorum tüm öğrencilere ve iktisatçılara.
Türkiye’de emek piyasasında ayrımcılık ve çalışma biçimleri üzerine çok sayıda araştırması ve makaleleri var, özellikle de iş yaşamında ayrımcılık, mesleki ayrım, kayıt dışı çalışma ve kentli kadın istihdamı üzerine araştırmalar. Tüm bu çalışmalarında kadınların deneyimlerini görünür kılmaya çalışır.
Ayrıca kadın istihdamına ilişkin kamu politikaları ve sosyal politika alanında da çok önemli katkıları oldu. Kadın istihdamına yönelik devlet ve işveren kuruluşlarının politika ve uygulamalarını eleştirirken, bir yandan da sendikaların ve kadın hareketinin bu konudaki duruşunu değerlendirir.
İşsizlik, sosyal güvenlik konularında da yazdı. Kadınların finansal hizmetlere erişimi, mikro krediler, küçük işletmelerde çalışma deneyimleri bu alandaki katkıları arasında. Son dönemde de kesişimsel yaklaşımla eşitsizlik, yoksulluk ve ayrımcılık ilişkisine ve LGBTİ+ deneyimlerine kafa yoruyor.
TIKLAYIN- Şemsa Özar yazıları/bianet
Sosyal politika alanında da özellikle kadınlara yönelik sosyal yardımların ne ifade ettiğini, neoliberal dönüşüm, devlet ve patriyarka üçlüsünün ortaya çıkardığı sosyal koruma amaçlı yardımların kadınlar için ne ifade ettiğini araştırdı. KEFA (Kadın Emeği Çalışan Feminist Araştırmacılar) grubunda meslektaşlarıyla birçok politika metnine, araştırma raporuna ve kampanyalara da katkıda bulundu. Kısacası Şemsa’nın iktisat alanına kattıkları Türkiye’de hem feminist hareketin ve hem de işçi sınıfı mücadelesinin merkezine taşımamız gereken konular üzerine.
En önemlisi de feminist perspektifi pratiğe döken bu hususta kararlı bir yol göstericidir: Çevresinde desteklemediği insan yoktur. Öğrencileri, yeni mezun, eski mezun herkesin eğitimi ve kariyerine destek olan, feminizmi kâğıtta kalmayan bir kadın. (HÇ/APK/KU)
* Özar, Şemsa ve Günlük-Şenesen, Gülay (1998). Determinants of female (non-) participation in the urban labor force in Turkey:METU Studies in Development, 25 (2), 311-328.
** Feminizm, Ekoloi, Toplumsal Direniş/ Şemsa Özar'a Armağan, Handan Çağlayan, Kaner Atakan Türker (editörler), Beril Eyüboğlu (düzelti), kapak resmi: Wassily Kandinsky, 1922, Blue, kapak tasarımı: Erkal Tülek, mizampaj: Ulaş Akyol, Norabene Yayınları, İstanbul, 1922, 327 s.