Fatih Belediyesi’nin Sulukule’de son icraatlarından biri, “Sulukule Sanat Akademisi”ni kurmak oldu. Belediye Başkanı Mustafa Demir’in, bu akademiyle ilgili açıklamalarını değerlendirmek, satır aralarındaki sistemli yalanları ortaya çıkarmak, boynumuzun borcudur.
Öncelikle, temel bir gerçeği görmek gerekir: İstanbul’u terk etmek zorunda kalan yetenekli Rum çocuklara nasıl resim dersi verilemezse Sulukuleli Roman çocuklara müzik dersi verilmesi de mümkün değil. Çünkü o çocuklar artık gittiler!
İşte Demir'in Akşam gazetesine verdiği "Sulukule yeteneğini notalara döktü" başlıklı haberdeki akademiyle ilgili o açıklamalar ve gerçekler:
“Fatih Belediyesi yetenekli Roman çocukları yarı yolda kalmasın diye ‘Sulukule Sanat Akademisi’ni hayata geçirdi. Bugün semtte darbuka ve klarnet sesleri yeniden duyuluyor. Üstelik bu seslere piyano, viyolonsel, keman, bağlama ve gitar sesleri de eşlik ediyor.”
“Ne olursa olsun bugün Sulukule’de Roman nüfusunun azaldığı bir gerçek. Bunu Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir de söylüyor. Ama her şeye rağmen Sulukule’de yine darbuka ve klarnet sesleri duyuluyor. Hatta bu seslere piyano, viyolonsel, keman ve gitar sesleri de eşlik ediyor artık.”
Oysa işin aslı şöyle: Fatih Belediyesi 2005-2009 senelerinde, mahalledeki Roman nüfusun adını ağzına almıyordu. Yenileme projesinin sunumunu yaptıkları sırada, üç kuşaktır orada yaşayan Roman toplumuna, “sığınmacı” diyor ve tarihi mahalleyi, boş bir arazi gibi gösteriyorlardı. Bizler Sulukule Platformu çevresinde örgütlenen pek çok kurum ve kuruluş, mahalleli müzisyenlerle birlikte, oradaki kültürel mirasa dikkat çekmek için 2007 senesinden itibaren pek çok etkinlik düzenledik.
Unesco Soyut Kültürel Miras Komisyonu gibi çok önemli bir kuruluş dahi, mahalleyi ziyaret ederek, belediyeye uyarılarda bulundu. O senelerde bu hatırlatmalara kulak asılmıyor ve mahalledeki kültür “rezalet kültürü” olarak nitelendiriyordu.
Haber şöyle devam ediyor: “Akademi’de 7-14 yaş arası çocuklara hitap eden kurslarda, özellikle çocukların kişisel ve sanatsal gelişimine zemin hazırlayacak, başlangıç seviyesinde eğitimler veriliyor.”
Gerçeklere gelince: Sulululeli Roman çocuklara müzik dersi verilmesi mümkün değil. Çünkü o çocuklar gittiler. Mahalle çevresinde kalan çocuklardan yıkımları yaşayan ve o senelerde 11-12 yaşlarında olan çocuklar şimdi 17 yaşında delikanlılar, genç kadınlar oldular. O zamanlar yeni doğanlar ise müzik kültürü ile büyüyemediler. Dolayısı ile tamamen yok edilen Sulukule’de, Sulukuleli yetenekli Roman çocuklara ders verildiğini iddia etmek gerçekçi olamaz. Araştırma yapmadan haber yapan gazetecilere alıştık, ama bunun imkansız olduğunu en iyi bilecek kurum bizzat Fatih Belediyesi’dir.
Belediye, 2005-2009 arasındaki yıkım sürecinde, oradaki çocuklar konusunda hiçbir araştırma yapmadı. Çocukların okula devam etmeleri, kimlik edinmeleri, okula kayıt olmaları ile hiç ilgilenmedi. Molozlarda oyun oynarken sakatlanan çocuklar oldu. Özetle belediye çocukların yıkımdan etkilenmelmeleri için hiçbir önlem almadı. Sadece çocuklara destek olmaya çalışan sivil toplum kuruluşlarına, okula ulaşım için servis aracı temin etti.
O tarihlerde mahalleli ailelere gösterilen tek çıkış yolu Taşoluk ve Kayabaşı’ndaki TOKİ konutlarından taksitle ev almalarıydı. Sulukule’de yapılan konutlar için çoğu ailenin bütçesi zaten uygun değildi. Bütün bunlar yaşanmamış gibi, haberde şöyle deniyor: “Projenin mimarı Belediye Başkanı Mustafa Demir, sanatın Sulukule’nin çağrıştırdığı en önemli değerler arasında olduğunu söylüyor. 'Burada yaşayan insanlarımızın Allah vergisi bir yetenekleri var. Biz burada böyle bir Osmanlı Mahallesi hayal ederken onların yaşam kültürlerini de muhafaza edelim istedik. Bu yaşam kültürünün en önemli parçalarından biri sanatsal yetenekleriydi. Sulukule Akademi işte böyle bir düşüncenin ürünüdür. Projenin ana fikri de burada yaşayan Roman çocuklarının o Allah vergisi yeteneklerini eğitimle buluşturmak, bütünleştirmek, bu çocukların önlerinin açılmasını sağlamak. Sadece geceleri muhabbet âleminde çalan müzisyenler olmaktan çıkıp konservatuvar bitirmiş eğitmenler hatta dünyaca ünlü sanatçılar olmalarına olanak sağlamak istiyoruz'”
Şimdi bunca sene sonra yıkıma maruz kalan çocuklar çoktan büyüyüp geçim derdine düşmüşken Belediye başkanı Mustafa Demir'in Sulukuleli çocukların müzik eğitimine hizmet etmeye kalkışması olsa olsa bir Zaytung haberi olabilir.
Sulukule yıkıldıktan sonra orada inşa edilen kimliksiz, ürkütücü site için şöyle diyor: “Biz burayı yaparken mülk sahiplerinin olabildiğince burada oturmasını istedik. Bunun için tapularına şerh koyduk, kiralarını karşıladık. Buraya çok güzel binalar yaptık ama insanlar burada tutunmakta zorlandı mı? Bence bu konuyu akademisyenler, mimarlar, kentsel dönüşümle ilgili tüm parametrelerin oturup düşünmesi gerekir. Mesela bu projeyi yapmadan önce burada ev fiyatları 10-15 bin liraydı. Şimdi 600 bin lira. Nasıl örtüştüreceksiniz? Ama biz mülk sahiplerine böyle bir değer artışı olacağını ve mülklerini satmamalarını söylemiştik. Burada 640 ev vardı ve biz sadece 640 ev yapabildik. Keşke daha çok yapabilseydik, o zaman sorun çözülebilirdi ama Anıtlar Kurulu müsaade etmedi.”
Bu konu yıkım sırasında biliniyordu. Yerli ve yabancı pek çok akademisyen bu konuda belediyeyi uyardı, davalar açıldı, alternatif projeler gerçekleştirildi. Sulukule Atölyesi’nin hazırladığı Alternatif Proje Erdoğan Bayrakta’a sunuldu.
Çok değil, beş sene önce kente karşı suç işlemiş bir belediyenin aniden Roman çocuklara müzik eğitimi vererek sempati toplamaya kalkışması Sulukuleli müzisyenlere, tarihe ve kültüre karşı işlenen ikinci bir suçtur. Ancak yine de başkanı tebrik ediyoruz. Roman olan ve olmayan tüm çocuklara müzik eğitimi verilmesini olumlu buluyoruz. Sadece Sulukuleli Roman çocuklara eğitim verme yalanından ve Sulukule adını kullanmaktan vazgeçmesini rica ediyoruz. (FO/NV)
* Funda Oral, Sulukule Çocuk Sanat Atölyesi kurucularından.