Evrimsel biyoloji alanında uzmanlaşmış bir grup bilim insanının “Matematiksel Evrim Lisansüstü Yaz Okulu” projesi için başvurduğu destek talebi TÜBİTAK tarafından reddedildi. TÜBİTAK, başıboş ve keyfi bir kurum olmadığından bir projeyi reddettiğinde, açıklama yapıyor. Açıklamada, evrimin halen “tartışmalı” bir konu olması neden olarak gösteriliyor.
Yapılan açıklamada “evrim sadece bir teori, bilimsel gerçek değil” klasiği yer almadığı için ilk başta şaşkınlık veriyor. Çünkü klasik çıkış gelse, teorinin bilimsel alandaki teknik anlamı ile günlük kullanımdaki “sınırlı bilgiyle yapılan çıkarsama” anlamlarının birbirine karıştırılması ile başlayıp benzer safsatalardan dem vuran uzun bir cevap vermeye hazırlıklıyız. Öte yandan “tartışma” alanı çok tartışmalı. Belki de hiç tartışmaya girmemek gerekli.
Ateistler-bunu-da-açıklasın kampı en büyük “tartışma” alanını oluşturuyor. Bu kampta yer alan fazla bir bilim insanı bulunmadığı düşünülüyor. Kaldı ki buradaki tartışmalar çoğunlukla tek yönlü monologlar şeklinde geçiyor. Dolayısıyla bir bilim kurumu olan TÜBİTAK’ın ret gerekçesindeki “tartışmalı” ibaresinin nedeninin bu olması akla yatkın değil.
Boğaziçi Üniversitesinde 2005’te gerçekleştirilmesi planlanan “İmparatorluğun Çöküş Döneminde Osmanlı Ermenileri” başlıklı konferans tartışmalara sebep olduğu için ertelenmişti. Birkaç ay sonra çok tartışmalı bir ortamda Bilgi Üniversitesinin ev sahipliğinde yapılabilmişti. Bu örneğe bakan TÜBİTAK üyeleri, tartışma kelimesinden “kavga” anlamı çıkarıyor olabilir. Nitekim Bilgi’nin Dolapdere kampüsü önünde konferans öncesi yaşananları izleyenler bilimsel toplantıların en isabetli yumurta atanın kazandığı bir karnaval havasında geçtiğini düşünebilir.
Tarih, sosyoloji, siyaset gibi bilimlerde tartışmalı alanlar kolayca sıvanabiliyor. Belli bir kavram yüzünden kavga çıkmasını istemediğinizde başına ‘sözde’ ekliyorsunuz, hiç su sızdırmıyor. Suya sabuna bulaşmadan biliminizi yapıyorsunuz. Bu fen bilimlerinde mümkün değil. Zaten, mesela Schrodinger’in, Bohr hakkında “Kuantum’un sözde Kopenhag yorumu fizik bilimine ihanettir” gibi bir yorum yapması mümkün değildir. Ancak Ah Muhsin Ünlü’nün rasyonalize olmak istemeyen kedilerinin Schrodinger’in kedisi olduğu yönünde söylentiler oldukça yaygın.
Proje değerlendirme kurulu üyeleri, “tartışmalı” sıfatını bir pazar gecesi öğrenmiş de olabilir. Televizyonların tartışmalı pozisyonlara kilitlendiği bu gecelerde tartışmalar Drogba’ya verilen penaltının doğru olup olmadığı ile başlıyor (hakem bu pozisyonda haklı!). İlerleyen saatlerde “paradan altı sıfır atılabilir ama altıdan sıfırı atamazsınız” ile “siz ancak kahve kupası alırsınız” arasındaki çekişmeye dönüşüyor. “Ne olacak Beşiktaş’ın hali” ile kısır bir döngüye giriyor. Bu haliyle, tartışmalı alanlarda çalışan bilim insanlarının konferanslarda toplanıp, “zıplamayan Newton’dur”, “çimlere basma Tesla” veya “kurabiye Einstein” diye tezahürat yaptığı algısı doğmuş olabilir. Ama henüz bir kongrede galip geldikten sonra işe CERN veya Max Planck Enstitüsü atkısıyla sesi kısılmış halde gelen bir kimyagere rastlanmamıştır.
Geriye bilim insanlarının birbirlerinin bulgularını, çıkarsamalarını, kullandıkları teknikleri karşılıklı savundukları bölge kalıyor. Zira bilimsel tartışma hiç değilse son dört yüz yıldır böyle tanımlanıyor.
TÜBİTAK burayı kastediyor olsa gerek. Ancak, örneğin bu sene gerçekleştirilecek Türk Fizik Derneği’nin düzenlediği Parçacık Hızlandırıcıları kongresine destek veren kurum kendi içinde çelişkiye düşüyor. Zira parçacık fiziği alanında acımasız tartışmalar dönüyor. Sırf CERN’de yapılan deneylerin bulguları nedeniyle doktora çalışmalarını çöpe atan onlarca fizik öğrencisi bu cumartesi KPSS’ye girecek (elimde belgeler var). Öte yandan gene parçacık fiziği içinde önemli bir tartışma konusu olan “mukavemet” güncelliğini koruyor. Devletin en üst kademelerinden, gazete köşe yazılarına kadar yer alan konu, gündemden düşeceğe benzemiyor. TÜBİTAK’ın fizik bilimine gösterdiği hoşgörüyü biyolojiden esirgemesi hiç doğru değil. Bunlar etle tırnak gibi, kız alıp kız veren bilim dalları. Ülkemizin bilim kurumunun bu yanlışından bir an evvel dönmesini diliyorum.