* Fotoğraf Oladimeji Ajegbile / Pexels
Dostum, Arkadaşım Sabahattin Çetin; Sinema ve Siyaset Anıları’nı “Hatırlamak"* adıyla yazıp kitap yapmış.
Yakın günlerde ulaştı kitap ve hemen okumaya başladım. Hızla okumam ve ilk izlenimim üzre yazdıklarım bunlar oldu...
Sinemacı yazarsa, böyle olur; filmografik bir anlatı tarzında olmuş kitap.
Bir dönemin kişisel tanıklıkları ekseninde sinema-siyaset dünyası ve o dünyalara dair anılar yaşanmışlıklar hüzün ve keyif halleri bir film şeridi misali akıp gitmiş.
Sabahattin Çetin hayli renkli bir şahsiyet. Ünü dünyayı aşmışlar ve alanında kimi otoriteler o kadar çok ve sayfalar arasında yerlerini alarak rollerinde görünüp sonra yerini bir başkasına bırakıyor ki!
Sabahattin ile Oşin Çilingir, Nadire Mater ve bir grup arkadaşla bir tam gün Diyarbakır’da suriçini dolaşmıştık, çok hüzünlü bir gündü. Geçtiğimiz yıl aramızdan ayrılan Oşin’in kırk yıl sonra şehrine ayak basıp şehriyle ve geçmişiyle yüzleşme cesaretinin günüydü sanki o gün... "Yüzleşme cesareti" ifadesini bilerek kullandım! Çünkü şehre / şehrine gelişini bizzat birlikte geldiği arkadaşları anlatmış, iknada ne denli zorlandıklarını ifade etmişlerdi.
En az 15 yıl geçmiş o günün üzerinden.
O günkü gezinin akabinde Theodoros Angelopoulos’un "Sonsuzluk ve Bir Gün” filmini Diyarbekir sahnesinde birlikte izlemiş, film üzerine de kitle önünde hayli konuşmuştuk.
Sonuç da o günkü de bir hatıraydı! Dönüp bakınca, İyi ki yazmış diyesim geliyor Sabahattin’e. Hem geriye kalan da o yaşanmışlıklar olmuyor mu sahi!
Hikâyesi, anıları, tanıklıkları olan şahsiyetler nedense çoğu kez kendilerine saklıyorlar hikâyelerini!
Elbette bu da bir tercih.
Ama toplumun bir kesiminin dünyasında yer alanların, hikâyelerini sadece kendilerine saklama lüksü belli bir yaştan sonra sanırım mümkün olmuyor.
İşte sanki bu kendine saklama namümkünatının üzerinden iyi bir anı kitabı çıkmış ortaya.
Sabahattin Çetin ne iyi etmiş ki bir anlatı gibi yazmış...
Okunsun ve okuru çok olsun... (ŞD/AS)
*Sabahattin Çetin, Hatırlamak, pikaresk yayınevi, 2021 İstanbul