“Evde kal”mamızın üçüncü haftası. İki hafta geçti bile. Hepimiz “evde kal”maya alıştık, yeni düzenler oluşturduk. Gördük ki zaman geçiyor ister dolu, ister boş… “Hep dolu dolu mu geçsin?” diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Hayır, bomboş oturmak da iyi zaman geçirmek olabilir. Hatta bazen bu gerekir.
Bazen durmak, mola vermek, kendimizle baş başa kalmak ya da canımız ne isterse onu yapmak da yeniler insanı. Tazelenip yeniden başlamak için gereklidir bunlar. Ama zamanımızın çoğunu bizi bir şekilde zenginleştirecek keyifli etkinliklerle geçirmek en iyisi.
Zenginleştirecek derken yanlış anlaşılmasın ille bir şey öğrenmeyi de kast etmiyorum, müzik dinlemek, film izlemek, yemek yapmak vb de eğer keyifle yapıyorsak bize iyi gelecek, bizi zenginleştirecektir. Bütün bu söylediklerim hem biz yetişkinler hem çocuklarımız için geçerli. Onların da bazen kendi kendine kalması gerek. Hatta belki onlar için daha da gerekli çünkü kendi kendilerini oyalama becerisi edinebilmeleri için bunu küçük yaştan itibaren deneyimlemeleri önemli.
Öte yandan düşünmemiz gereken bir şey daha var. Korona günleri bitecek ve olağan yaşantımıza döneceğiz. Peki olağan yaşantımıza hazırlıklı mıyız? “Evde kal”manın getirdiği pek çok olumlu yaşantı duyuyoruz. Bu işten en kazançlı çıkanlar da galiba çocuklar oldu. Ya da öyle olduğunu umuyoruz.
“Evde kal”manın yarattığı sorunlar diye düşünürsek galiba en önemlilerinde biri hareketsiz kalmak. Üstelik yine hep evde olduğumuzdan dolayı yememizin arttığını, hatta genellikle unlu, şekerli, yağlı besinlerin daha çok tüketildiğini düşünürsek işin önemi daha da artıyor. İşte bu nedenle hemen her meslek grubundan uzmanlar sürekli olarak hareket et, spor yap vb. önerilerde bulunuyorlar.
Gerçekten de şöyle bir düşünelim; hiç spor yapmayan bir çocuk bile olağan bir gün içinde mutlaka daha çok hareket eder. Okula gidip gelme, teneffüslerde koşuşturma, oyun oynama, beden eğitimi dersleri vb. Üstelik düzenli spor, dans, bale, tiyatro, yoga, jimnastik yapan ya da sokakta top koşturan çocuklar da var. Onların bu anlamda kaybettikleri daha fazla. Ama bir beden eğitimi anlayışları oluştuğu için ne yapacaklarını daha iyi biliyorlardır diye de düşünülebilir.
Bir yandan mutlaka hareket etmeliyiz, öte yandan “Evde kal”da hareket için alanımız da, olanaklarımız da kısıtlı. Bu konuda birçok seçenek, oyun vs önereceğiz ama öncelikle “Neden hareket?” sorusunu yanıtlayalım. Çünkü nedenlerini bilirsek daha iyi uygularız. Çocuklar için de durum aynı. “Neden – çünkü” ilişkisini oluşturabilirsek kendimiz için de çocuklarımız için de yaşam kolaylaşır. Zaten bilimsel düşüncenin temellerinden biri de bu değil mi…
Hatta çocuklar bunun çok güzel bir örneğini de korona günlerinde yaşatıyorlar bize. Nedenleri çok iyi anlatıldığı, herkes aynı kurala uyduğu, tutarlılık ve kesinlik olduğu için hemen hepsi çok iyi uyum sağladı. En azından benim çalıştığım çocuklar, mesela el yıkama konusunda süperdi. El yıkamaktan en az hoşlananı bile istekle, keyifle elini yıkarken bunun neden gerekli olduğunu da hevesle anlatıyordu.
Yine hareketin neden gerektiğine dönersek, her ne spor olursa olsun, kendi kurallarına göre düzenli ve ölçülü yapıldığında bize zihinsel ve bedensel olarak birçok yarar sağladığını söylüyor çalışmalar. Şimdi tek tek bu sistemlere göz atalım, konunun uzmanlarının neler söylediğine bakalım. Çünkü bu kısım benim konum değil akıl yürütemem ama bir pedagog gözüyle bakıp bilgileri çocuklar açısından değerlendirebilir, birlikte öğrenebiliriz. Anababalar da bunu yapabilir…
Beyin
•Spor sırasında beyne pompalanan kan ile oksijen miktarı artar, bu da beyin faaliyetlerini artırarak iyi beslenmesini ve beynin gelişimini sağlar.
•Dikkat ve konsantrasyonu artırır, yaşlılarda belleği olumlu etkiler.
•Spor yaparken salgılanan endorfin keyifliliği artırır, ağrıları azaltır.
•Spor serotonin adlı sinirsel ileticiyi artırır. Serotonin depresyon, sıkıntı, kaygı türünden duyguların, migren, hiperaktivite, şişmanlık gibi rahatsızlıkların oluşumunu önlemede etkilidir.
Bağışıklık sistemi / Hafif ve orta şiddette beden hareketleri ile bağışıklık sistemi güçlenir. Yoğun ve uzun egzersizlerin ardından bağışıklık sistemi baskılanır.
Sindirim sistemi / Bağırsak tembelliğinin en önemli nedeni hareketsizliktir. Düzenli egzersiz sindirimde ihtiyaç duyulan oksijeni sağlar, enzim salgılarını düzene sokar. Uzun erimde bağırsak kanseri riskini azaltır.
Görüldüğü gibi ilk üç madde bizim ve çocuğumuzun güncel gereksinimleri açısından çok önemli. Özellikle "Evde kal" günlerinde bedenimizin spor sırasında salgıladığı endorfin ve serotonine gereksinimimiz çok yüksek. Stres ve kaygının hem sağlık ile ilişkisi hem de gündelik yaşamımıza, aile içi ilişkilerimize ve öğrenmeye etkisi de açıkça bilinmekteyken sporun/hareketin günlük programımızdaki önemi daha iyi anlaşılır. Çoğumuz bir şekilde yaşamıştır. Yaklaşık yarım saatlik bir yürüyüş, dans, ya da seksek, ip atlama, futbol gibi hareketli bir etkinlikten sonra kendimizi daha iyi hissederiz. Haydi bir deneyelim bakalım neler hissedeceğiz. | |
Cilt / Spor yaparken cilt ve saç derisine pompalanan kan miktarı arttığından hücre yenilenmesi artan cilt daha sağlıklı ve genç bir görünüm kazanır. Bu sıradaki terleme gözeneklerdeki tıkanıklıkları temizler. Hava kirliliği, yanlış beslenme ve stres gibi nedenlerle bedende oluşan zehirler (toksin) atılır.
İskelet Sistemi / Spor kalsiyumun kemiğe tutunmasını kolaylaştırır ve kemik yoğunluğu artarak, kemik erimesi riskini azaltır.
Omurga (Bel, sırt, boyun) / Doğru yapılan spor ve esneme hareketleri omurların beslenmesini sağlar. Omurgayı destekleyen kaslar güçlendikçe bel, sırt ve boyun ile ilgili sıkıntılar azalır.
Kas sistemi / Sporla enerji sağlayan yağ depoları boşaltılır ve dokular yenilenir, çizgili kas miktarı artar. Bu bedenin dik durmasını sağlar, yorgunluğa karşı direnç artar. Ayrıca kısa zamanlı etki açısından bakıldığında da karın kaslarının çalışması sindirimin düzenli oluşumunu sağlar.
Eklemler / Eklem rahatsızlıkları için en önemli koruyucu etmen olan spor, kıkırdak dokunun yoğunluğunu artırarak kemik uçlarının korunmasını sağlar, böylece bağ dokuları ve kasların kuvvetlenmesiyle yaşa bağlı eklem hastalıkları engellenir.
Akciğerler / Akciğerler kaslara, beyne ve diğer tüm organlara oksijen taşır. Spor akciğerlerin genişleme yetisi ve oksijen geçirgenliğini etkileyerek solunan oksijen miktarını arttırır ve böylece bütün bedenin daha iyi beslenmesine yardımcı olur. Hücre yenilenmesi hızlanır. Doğru ve yeterli solunum aynı zamanda nefes darlığı ve solunum sıkıntısına karşı koruyucudur.
Böbrekler / Düzenli spor ve bol su böbreklerin çalışmasını arttırdığından bedenin zehirlerinin atılmasını ve zindeliği arttırır. Böylece böbrek taşı riski de azalır.
Karaciğer / Büyük ölçüde hareketsizliğin neden olduğu karaciğer yağlanması zamanla karaciğerin fonksiyonlarını yitirmesine yol açabilir. Sağlıklı beslenme ve düzenli spor yağlanmaya karşı ciddi bir koruma sağlar.
Kalp ve dolaşım sistemi / Spor kalbin daha çok kan pompalamasını sağlayarak kalp boşluklarının genişlemesi ve kasların güçlenmesini sağlayarak kalp krizi riskini azaltır ve tüm organların yeterli beslenmesini sağlar. Toplardamar genişlemelerinin (varis) ve ciltteki doku değişikliklerinin (selülit) oluşumunu engeller.
Görüldüğü gibi düzenli bir spor kısa ve uzun vadede bedenimize her açıdan son derece yararlı ve destekleyici tabii başta beslenme olmak üzere diğer sağlık konularına gerekli dikkati göstermek şartıyla. Ama uzun süreli yararları bir yana, bizim şimdi içinde bulunduğumuz koşullarda sporun kısa zamanlı yararlarına gereksinimimiz büyük. | |
Böylece neden hareketli olmamız gerektiğini öğrendik. En önemlisi stres ve kaygıyı azaltmanın, bağışıklığı güçlendirmenin yolu spor yapmaktan geçiyor ve bu bilgi bizim için her zaman önemli ama bugünlerde daha da çok önemli. Şimdi bu anlamda ev koşulları içinde neler yapacağımıza bakalım.
Ne garip belki de önceden “dur yapma, gürültü yapıyorsun, ortalık dağıldı, git sokakta oyna…” dediğimiz şeyleri şimdi çocuk evde yapsın diye çabalayacağız. Ha bu arada düzen bozulur diye korkmayın uygun anlatıldığında “şimdi özel koşullar nedeniyle böyle, bunlar bittiğinde, yeniden sokağa çıktığımızda yine eskisi gibi olacak” dediğimizde ama en önemlisi uygun ve tutarlı davrandığımızda çocuk bunu anlar.
Nasıl hareketli olacağız?
- · Öncelikle zaten çocuğun ve/ya da ana babanın yapmakta olduğu eve uyarlanabilir hareketli bir uğraşları varsa oldukça şanslılar. Örneğin jimnastik, plates, zumba, çeşitli danslar, yoga nasıl yapılacağı, teknikleri biliniyorsa evde rahatça uygulanabilir seçenekler. Hatta eğer uygulamayı bilen çocuksa daha da keyifli. Anne baba “haydi sen bizim öğretmenimiz ol” dediğinde çocuk bunu canla başla yapacaktır. Bunların nasıl yapılacağını kimse bilmiyorsa yine kolayı var. Tabletten, telefondan bilgisayardan istediğiniz programı açın koyun karşınıza hep birlikte yapın.
- · Bir başka seçenek bildiğimiz futbol, voleybol, tenis, masa tenisi, bowling vb olabilir. “Yok artık evin içinde futbol nasıl olacak?” diyebilirsiniz. Tabii ki olmayacak ama koridorda sünger bir topla ya da balonla neden olmasın. Çubuklar yapıştırılmış kağıt tabaklar ve yine sünger bir topla tenis oynanamaz mı ya da pet şişelerle bowling olmaz mı. Pek güzel olur. Artık biraz da yaratıcılığımıza kalmış.
- · Ayrıca evimizin koşulları, büyüklüğü küçüklüğü, biçimi, hangi katta olduğu, balkonumuzun, bahçemizin olup olmaması da ne oynayacağımızı belirleyecektir. Öte yandan çocuğun yaşı da önemli bir etmen örneğin iki yaşındaki bir çocuk evde bisiklete de binebilir ama sekiz yaşındaki için bu mümkün olmaz. Ama her yaş için az da olsa bir tırmanma, asılma alanı oluşturulabilir.
- · Serbest olarak sırf eğlence olsun diye yapacağınız ama aynı zamanda çocuğu harekete geçirecek oyunlar da düşünülebilir. Annesiyle, babasıyla, kardeşiyle güreşmekten, boğuşmaktan hoşlanmayan çocuk sanırım pek yoktur ya da ayak bileklerini tutup zıplayarak kurbağa gibi ilerleme yarışı yapmaktan, dirseklerinin üzerinde yerlerde sürünmekten, takla atmaktan, amuda kalkmaktan, babası ayaklarından tutarken elleri üzerinde ilerleyerek el arabası olmaktan da hoşlanmayan olmaz herhalde.
- · Hiç bir şey yapılamayan durumlar için çok basit bir önerimiz daha var çocuğun hoşuna gidecek hareketli bir müzik koyun ve yoruluncaya kadar çılgınca dans edin işte size jimnastik.
- · Seksek, ip atlama, lastik oyunu, twister ilk akla gelenler. Seksek için kartonlardan ya da bezden bir seksek alanı yaratılabilir. Öte yandan elimizde twister oyununun aslının olması şart değil, kartondan renkli yuvarlaklar ya da el ayak şekilleri kesip yere dizebiliriz, zarı da kartondan yaptık mı tamamdır. Hatta ayak şekillerini tek, çift, sağa dönük, sola dönük, ters düz, birbirine yakın, uzak yerleştirerek bir alan oluşturup atlayıp zıplayarak bu şekillere uygun basma oyunu da oynayabiliriz.
- · Evin bir ucuna ip gerin kırmızı mandalları sizin olsun, maviler çocuğun sonra bu mandalları birlikte bir yerlere dağıtın dolabın üstü, yatağın altı, balkondaki saksının kenarı, banyodaki duşun içi vb. şimdi de herkes kendi mandalını alıp getirip ipe taksın ama her seferinde bir tane. Kendi mandallarının tamamını ipe takmayı önce başaran oyunu kazanır. İşte bir sürü hareket. Çok daha fazlasını ana babaların bulacağına eminim.
Özetle yaptığınız hareketli bir şeyler olsun da ne olursa olsun ama düzenli bir sıklık içinde olsun. Her seferinde farklı şeyler de olabilir ama hemen her gün 20 dakikalık bir zamanın bu işe ayrılması önemli.
Evde kalın, sağlıkla kalın, hareketli kalın. (YSK/DB)