Gazeteler Yunanistan'ın silah harcamalarını büyük ölçüde artıracağı haberlerini veriyor. Televizyonlarda Yunanistan'ın Türkiye ile savaşmak mı istediği sorusu ciddi ciddi tartışılıyor. Türkiye'ye yönelik tehditlere ilişkin endişeli yorumlar yapılıyor.
Türkiye Covid-19 salgınında, dünyada en çok virüs bulaşan ülkeler sıralamasında en öndekiler arasında. Salgın öncesi başlayan kriz ortamı daha da şiddetlenmiş durumda. İşsiz kalan işçiler, işyeri kapanan esnaflar geçim derdinde. Herkes, diğer ülkelerde olduğu gibi, devletin yurttaşlarının geçimini sağlayacak yardım yapmasını bekliyor ama devlette de para kalmamış.
Böyle bir ortamda Türkiye savunma sanayiinin sorunlarını tartışıyor. Hangi ülkeden nasıl bir tehdit geldiği konuşuluyor. Ülkenin savunmasının sınırların kaç bin kilometre ötesinden başlaması gerektiği saptanıyor. Bir kez daha dört bir yanımızın düşmanlarla çevrili olduğuna dair iman tazeleniyor.
Bu alışılmadık bir durum değil. Malum, Türkiye'nin daima türlü çeşitli tehditler altında olduğu sorgusuz sualsiz kabul edilir. Her zaman askeriyenin güçlü olması en önemli konu olarak görülür. Savunmadan tasarruf olmaz tespiti sıklıkla tekrarlanır.
Türkiye: 4 yılda yüzde 70 artış
Türkiye bu tavrına uygun olarak her zaman askeri harcamalarına ağırlık veren bir ülke oldu. Ancak son yıllarda bu durumun hayli abartıldığı görülüyor.
Ülkenin askeri harcamalarını Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) verilerinden izlemek mümkün. SIPRI verilerinden Türkiye'nin askeri harcamalarının 2016 yılından itibaren hızla artırıldığı anlaşılıyor. 2018 yılı sabit fiyatları ile hesaplanan verilere göre, Türkiye 2016 yılına kadar her yıl 11-12 milyar dolar civarında askeri harcama yapıyor. Harcamalar 2016 yılında 14, 2017 yılında 15, 2018 yılında 19 ve 2019 yılında 20 milyar dolara ulaşıyor. 2020 rakamları henüz belli değil.
Bu veriler Türkiye'nin askeri harcamalarının 2015-2019 arasında, reel fiyatlarla yüzde 70 gibi olağanüstü bir artış gösterdiğini ortaya koyuyor. Aynı dönemde dünyanın askeri harcamaları yüzde 8 oranında artmış. Dünyada askeri harcamaların gayrisafi hasıla içindeki payı yüzde 2,25'ten yüzde 2,14'e düşmüş.
Yunanistan'daki durum
2015 yılından sonraki askeri harcama artışını Yunanistan'daki askeri harcamalar ile karşılaştırınca da benzer bir durum görülüyor. Yunanistan'ın yıllık askeri harcamaları, yine 2018 sabit fiyatlarıyla, ortalama 5-7 milyar dolar civarında seyrediyor. Bu durumda, her yıl Türkiye'nin askeri harcamalarının yarısı ile üçte ikisi arasında pay tutarken, 2019'da yüzde 30'una kadar düşüyor. Bunun yanısıra, 2019 yılında Türkiye'nin 833 milyon dolarlık silah ithalatı da Yunanistan'ın 165 milyon dolarlık ithalatının beş katı.
Aynı dönemde Türkiye'nin büyüme hızı yüzde 7'den yüzde 1'in altına kadar düştü. 2015-2019 arasındaki yıllarda Türkiye'nin askeri harcamalarını, 2018 sabit fiyatlarıyla, toplam 20 milyar dolardan fazla artırdığı anlaşılıyor. Bunun bugünkü kurdan karşılığı 150 milyar liranın üzerinde.
Sağlığa zararlı dış politika
Ülkemizde uzun süredir hastalıkla birlikte ve hastalığın ötesinde insani trajediler yaşanıyor. İşçilerin, işsizlerin, köylülerin, esnafların devlet desteği olmaksızın yaşayabilmesi mümkün değil. Bu, sadece bizim için değil bütün ülkeler için geçerli. Nitekim her yerde devletler karşılıksız yardım dağıtıyor. Türkiye'de bu yapılamıyor, çünkü devletin yeteri kadar parası yok.
Devletin neden parasının olmadığı tartışılırken, yanlış inşaat projelerinden yanlış para politikalarına kadar bir sürü gerekçe sıralanıyor. Bunların hepsi de geçerli nedenler. Ancak durum sadece bunlardan ibaret değil.
İçinde bulunduğumuz türden bir bunalım ortamında, uzak yakın çevresindeki herkesle kavga eden, dört bir yana durmadan asker sevk eden bir ülkenin, insanlarının sorunlarına çözüm getirmesine olanak yoktur. Yardım alamayan esnafın, asgari ücretli işçinin, iş kuyruğundaki işsizin bunu bilmesi lazım.
Hükümetin dış politikasını eleştirmekten çekinen, her sorunda askeri güç kullanılmasına ses çıkaramayan muhalefet partileri de bunu unutmamalıdır. Olağanüstü boyutlara ulaşan askeri harcamaları kısmadan mevcut sorunlara çözüm getirmelerinin mümkün olmadığı açıktır. Aksini söylemek halkı kandırmaktır.
Neden savunmadan tasarruf olmasın?
Askeri harcamalar konusu açılınca ilk tepki hiç şaşmaz biçimde "savunmadan tasarruf olmaz" şeklinde verilir. Tasarruf keyfi bir konu değildir, zorunluluk nedeniyle tasarruf edilir. Savunmadan tasarruf olmaz demek, sağlıktan tasarruf olur, gıdadan tasarruf olur demektir. Bunun anlamını şu pandemi döneminde çok daha somut şekilde görüyoruz.
Devlet bütçesi denilen metin, milletten toplanan paraların nerelere harcanacağını gösteren bir listeden ibarettir. Bu listede, herhangi bir konuda harcanacak her kuruş, öteki harcama kalemlerinden kesilmiş demektir. Eğer sağlık harcamalarından tasarruf ediyorsanız, başka konulardan tasarruf edemediğiniz içindir. Eğer aç kalan insanlara yardım edemiyorsanız, paraları başka alanlarda harcamayı tercih ediyorsunuz demektir. Hangi harcama kalemlerinden tasarruf edileceği siyasi bir tercihtir.
Ekonominin askerileşmesi
Dünyada ülkeleri askeri güçlerine göre değerlendiren çeşitli çalışmalar var. Bunların içinde Global Firepower askeri güç endeksi 50 değişken kullanılarak hazırlanıyor. Nüfusu, doğal kaynakları, ekonomiyi, askeri güçleri kapsayan ve cengaverlik, kahramanlık gibi nitelemeleri dikkate almayan elli somut gösterge.
Buna göre, beklendiği gibi Amerika Birleşik Devletleri (ABD) birinci sırada. Türkiye dünyanın 11. büyük askeri gücü. Türkiye'nin çevresindeki ülkelerden İran 14., İsrail 18., Yunanistan 33., Irak 50., Suriye 55., Bulgaristan 62., Azerbaycan 64., Gürcistan 89., Ermenistan 111. sırada.
Bu durumdaki bir ülkenin kendini sürekli tehdit altında hissetmesi ne kadar sağlıklı bir durum. Kendini güvende hissetmesi için askeri harcamalarını daha ne kadar artırması gerekiyor. Böyle bir küresel felaket ortamında bile ekonominin askerileşmesinin hızı kesilmiyorsa, bu neyin işareti?
(DŞ)