Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 1915 ile ilgili açıklamaları Erivan'da nasıl karşılandı? Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan’ın 24 Nisan mesajı da oldukça olumluydu.
Konuştuğum sokaktaki Ermeniler genelde Erdoğan'ın adını bilmiyor, açıklamayı duyunca şaşırdılar, soruya soruyla cevap verenler oldu: ''Ama soykırım demedi değil mi?''
Sarkisyan: Türkiye bu yükten kurtulmalı
“Bugün Ermeni Soykırımı’nın 100. yıldönümünün eşiğindeyiz. Bu tarih Türkiye’nin bu tarihsel utancı geride bırakma ve devletinin geleceğini bu ağır yükten kurtarmak için iyi bir zaman.
“Ancak şunu kamuoyu önünde teyit etmek isterim ki biz Türk toplumunu düşman olarak görmüyoruz. Masum kurbanların hatırası önünde eğilirken o dönemde Ermeni komşularına yardım eli uzatan Türkleri de anıyoruz. Yurttaşlarımıza yardım eli uzatarak kendilerinin ve ailelerinin hayatlarını tehlikeye atanların hatıralarını kutsuyoruz.”
"Ama soykırım demedi, değil mi?"
Taşnaksutyun’un bir gün önce düzenlediği meşaleli yürüyüşte ve 24 Nisan’da benimle konuşmayı kabul eden Ermenilere bu soruyu sordum. “Kabul eden” diyorum, çünkü Türkiyeli bir gazeteciye görüş vermek istemeyen çok kişinin yanı sıra konuşanlar da isimlerinin yazılmamasını istedi.
Keza konuşmayı kabul edenlerin en büyük motivasyonu meraktı. Bir Türk Soykırım Anması’nda ne arıyordu? Ermeni Soykırımı’nı tanıyor muydum? Bu iki soru meşaleli yürüyüşten beri en sık karşılaştığım soru oldu. Verdiğim cevaplar arayı yumuşattığında bu sefer onlar konuşmaya başladılar.
Konuştuğum Ermenilerin çoğu Erdoğan’ın ismini bilmiyor ama Türkiye’nin soykırımı kabul etmediğini biliyordu. Açıklamayı aktardığımdaysa karşılaştığım ya şaşkınca açılmış gözler, ya da “hadi be” dercesine bir el hareketi.
İlk tepki adaletsizliğe
Örneğin Taşnaksutyun’un çıkışında konuştuğum 20 yaşlarında dört genç inatla şunu dedi: “Ama soykırım demedi, değil mi?”
Yaklaşık bir saat boyunca yaptığımız sohbette ilk defa bir Türkiye başbakanının 1915’ten bahsettiğini anlatsam da yeniden ve yeniden sordular: “Ama soykırım demedi, değil mi?”
Bu soru aklıma antropolog Harutyun Marutyan’ın sözlerini getiriyor. Marutyan köklerini, ailelerini, akrabalarını, büyük anne ve büyük babalarını kaybeden Ermenilerin, Türkiye’nin inkar politikası karşısındaki tutumlarını şöyle anlatıyor:
“Ermenilerin arayışı aslında bir adalet arayışı. Tarih bu kadar açıkken, bir buçuk milyon Ermeni yok edilmişken Türkiye’nin bunu, yani tarihi reddetmesini adaletsiz buluyorlar. Bu yüzden aslında adalet için mücadele ediyorlar.”
“Ama soykırım demedi” sorusu aslında bu adalet arayışında yatıyor. Her ne kadar Taşnaksutyun’un yürüyüşünde tazminat ve Ermenilerin topraklarının iadesi talep edilse de, ilk talep olarak “Türkiye soykırımı tanısın ve Ermenilerden özür dilesin” talebi yer alıyor.
"Türklerle bir sorunumuz yok"
Erdoğan’ın açıklamasına şaşıranlara gelince… Öncelikle Türkiye’de 1915’in artık konuşulmasından umutlular. İnatla söyledikleri şey Sarkisyan’la aynı: “Bizim Türklerle bir sorunumuz yok.”
Türkiye’de Ermeni Soykırımını tanıyan ve devletin tanıması için mücadele eden kişilerin olduğunu biliyorlar.
Benim için en enteresanı ise açıklamayı olumlu bulanların çoğunun Türkiye kökenli olması.
Anıt yolunda tanıştığım 60 yaşlarındaki kadın Erdoğan’ın açıklamasını gülümseyerek karşılıyor. Muşlu olduğunu, Türklerle sorunu olmadığını, babaannesinin Türk komşuları sayesinde kurtarıldığını, artık Türkiye’nin 1915’ten bahsetmesinin iyi bir şey olduğunu ve Ermenilerin sadece adalet istediklerini söylüyor ve manidar bir şekilde gülümseyerek ekliyor “Ama soykırım demedi değil mi?” (EA)
* * Bu seyahat, Hrant Dink Vakfı tarafından Civilitas Foundation işbirliği ile yürütülen Türkiye-Ermenistan Seyahat Fonu tarafından desteklenmiştir. Türkiye-Ermenistan Seyahat Fonu, Ermenistan-Türkiye Normalleşme Süreci Destek Programı kapsamında Avrupa Birliği tarafından finanse edilmektedir.
* Click here to read the article in English.