"Elenor Antin, Hannah Wilke, Birgit Jürgenssen, Francesca Woodman, Valie Export...
Modernist mirası silkelemek zor olmuştu. Post-modernist çağın içlerine doğru yankılanmayı sürdürecek olan alışılmış 'erkek=sanatçı=deha' mantığı, bu kadın sanatçıların maskesini düşürmek istediği pek çok sanat mitinden biriydi."
İstanbul Modern'de 11 Ocak 2009'a kadar sürecek olan "suyun bir arada tuttuğu" başlıklı serginin küratörlerinden Gabriele Schor'un sözleri iddialı ve davetkar.
Son dönemde kente art arda "büyük" sergiler geldi. Uzun süre önce bankaların desteklediği galerilerin girişimleriyle canlanan gösterimler, Koç, Eczacıbaşı, Sabacı gibi sermaye gruplarının açtığı özel müzelerle yeni bir ivme kazandı. Birkaç yıl içinde Rodin, Picasso, Miro seçkilerinin ardından bugünlerde de Dali sergisi izleyici çekiyor.
Bu arada ticari başarısı yukarıdakiler kadar kesin olmasa da, güncel, tematik, politik sergilerin yolu da açılmış durumda. 10 Eylül'de başlayan ve Verbund Koleksiyonu'nu İstanbullularla buluşturan serginin ilgi çekici yanıysa koleksiyonun önemli bir parçasını oluşturan feminist avangard çalışmalar.
Sergi
Avusturya merkezli elektrik şirketi Verbund'un oluşturduğu çağdaş ve uluslararası yönelime sahip koleksiyon ülke dışında ilk kez İstanbul'da sergileniyor.
Sergi, "Performans" ve "Mekânlar / Yerler" temalarıyla çağdaş sanatta 1970’lerden bugüne uzanan özgül kesişim hatlarını gözler önüne seriyor.
Sergide Cindy Sherman, Gordon Matta-Clark, Jeff Wall, Ernesto Neto, Gilbert&George, Francis Alÿs, Nan Goldin, Sarah Lucas, Fred Sandback, Cecil Beaton, Bernd-Hilla Becher, Kate Gilmore, Ursula Mayer, Loan Nguyen, Ed Ruscha ve Nil Yalter gibi, çalışmalarıyla çağdaş sanat dünyasına yön veren 39 sanatçının 116 yapıtı yer alıyor.
"Performans" başlığı altında, 1970’lerde başlayan süreçte sanatçıların kendi bedenlerini keşfetmeleri, kimlik meselesi üzerine düşünmeleri ve feminist başkaldırı gibi eğilimlere olan yönelimleri ele alınıyor.
"Mekânlar / Yerler" teması ise sanatın mekân ile kurduğu ilişkiye odaklanarak, mekânın sanatçılar tarafından yıkılıp, sonra yeniden nasıl tümlenebileceğini görünür kılıyor.
Serginin diğer küratörü de Levent Çalıkoğlu.
Feminist avangard
Schor, kadınların erkek-sanatçı-deha mitini yıkmaya girişirken bunu kendilerine has bir yöntemle yaptıklarını ve çıkış noktası olarak da en kolay erişilen neyse onu seçtiklerini söylüyor: kendi-çoğu kez çıplak bedenleri- ve dişi cinsellikleri. Başlıca yöntemleri de özel olanı halka açmak ve kişisel olanı politik hale getirmekti.
70'lerden itibaren feminist sanatın öneminin güncel olarak da teyit edildiğini belirten Schor, sanat kurumlarında kadınların eksik temsilini dert edinen Gerilla Kızlar'ı, konu üzerine açılan sergileri, artan yayınları, Brooklyn'de bir Feminist Sanat Merkezi'nin kuruluşunu da örnek göstererek "Gerçekten de post-modern sanat olarak adlandırdığımız şeyin çoğunun kaynağında feminist sanat vardır" diye ekliyor.
Sherman'ın erken dönem işleri
Schor'un vurguladığı bir diğer nokta da –erkeklerin aksine- kadın sanatçıların erken dönem çalışmalarını hafife alma eğilimi.
Bu açıdan, her ne kadar çalışmalarını feminist olarak nitelemese de kadınların medyada streotipleştirilmesini ele alan fotoğrafçı Cindy Sherman'ın gençlik çalışmalarının da sergide yer alması önem kazanıyor.
Verbund, Sherman'ın erken dönem çalışmalarının tamamını bir araya getirmeyi amaçlayan bir katalog için çalışmalarını da sürdürüyor.
Kişisel öneriler
Sherman'ın kendini kılıktan kılığa soktuğu fotoğraf serileri ABCDE, Otobüs Yolcuları ve Esrarlı İnsanlar Cinayeti'nin yanı sıra, benzer bir temayı izleyen Urs Lüthi'nin otoportreleri ve Elanor Antin'in bir kral kılığına girerek sokakta dolaştığı "Solana Plaj Kralı"nın parçası olan "İnsanlar Büyülenmişti" fotoğraf serisi serginin ilgi çekici parçalarıydı.
Öte yandan önümde asılı olarak benimle sergiyi gezen dört aylık Melih Yusuf, genellikle videolara coşkuyla karşılık verirken Kate Gilmore'un görünmeyen izleyicilerce domates yağmuruna tutulduğu halde gülümsemeyi sürdürdüğü gösterisini coşkuyla karşıladı.
Jeff Wall'ın ışıklı panodaki büyük boyutlu dialarını da dikkatle inceleyen Melih Yusuf'un favori parçasıysa Marcus Schinwald'ın ayağını oynatan kuklası oldu.(EÜ)
* Tophane'de bulunan İstanbul Modern'deki sergi salı-pazar arasından 10.00-18.00 saatleri arasında tam 7 YTL, indirimli 3 YTL'ye gezilebilir. 12 yaşından küçükler ve engellilerin bilet almasına gerek yok. Perşembe günleri de 10.00-20.00 arasında müze ücretsiz.