Bir gazetenin isteği üzerine yazılan ve yayınlanmayan yazımızı bianet'te okuyucularımızla paylaşıyoruz.
Emekli generaller," organize suç örgütü" üyeleri, akademisyenler ve gazetecilerin yer aldığı "darbe planlamak" ve "hükümete karşı halkı kışkırtmak" iddialarını içeren Ergenekon soruşturması medyada farklı yaklaşımlarla ilgi gördü.
İddianame açıklanıncaya kadar Doğan Medya Grubu gazeteleri olaya farklı ölçülerde "rivayet" gözüyle yaklaştı, Hükümete yakınlığıyla bilinen Star, Sabah, Yeni Şafak ve Zaman ise "riskli" ve "atılgan" bir habercilik yaptı, sürekli "dosya" yayımlayan Taraf ise daha açıklanmadan iddianameyi neredeyse tamamlamıştı.
Hürriyet ve Cumhuriyet bilgilendirmedi; Taraf iddiayla-gerçeği karıştırdı
Hürriyet, "Ergenekon" soruşturmasında İlhan Selçuk ve Mustafa Balbay'ın da yer alması nedeniyle olsa gerek, Cumhuriyet'se "yönlendirmemek" kaygısıyla herhalde, neredeyse soruşturmayı haberleştirmede eşdeğer bir tavır benimsedi. Dolayısıyla bu iki gazetenin okurları darbelerle yaralı geçmişe dair "bilgiler"in su yüzüne çıkışını an be an izleyemedi.
Taraf için ise, yanlış bilgilendirme riskine rağmen "darbe" haberleştirilmeyecekse, daha ne haberleştirilecekti! Taraf'ın "darbe"yi zaman ve mekanla sınırlamayan yaklaşımı ise, soruşturmanın halen süregiden bir darbe süreciyle ilgili olduğu yanılsamasını pekiştirdi. Doğan grubu gazetelerini "gazetecilik yapmamak"la suçlayan Taraf'ta, özellikle birinci sayfa başlıklarında "gerçeklik" ve "iddia" birbirine karışabildi.
Kaynakla "temas ve mesafe" ihmal edildi
Meslek örgütlerinin habercilikte ve özellikle de güvenlik/ordu kaynaklı habercilikte dikkat çektiği "temkinlilik", "temas ve mesafede dengelilik" Ergenekon Soruşturması sürecinde ihmal edildi.
Örneğin, 10 Temmuz'da yazımı bitirilen, 15 gün sonra da mahkemece kabul edilen iddianamede "Yargıtay'a saldırı planlandığı yönündeki suçlama", Taraf'ta 24 Mart'ta "Yargıtay'ı Vuracaklardı" ve "İddianame Kılıç'tan önce Perinçek'te" başlıklarıyla sanki kanıtlanmış gibi sunuldu.
Sabah'ın "7 Temmuz kaos planı", Star'ın "Adım adım kaos planı" başlığıyla Eruygur ve Tolon'un gözaltına alınmaları sonrasında ele geçen belgelerden açıkladıkları mitinglerin "bizkackisiyiz.com"cuların düzenledikleri yasal mitingler olduğu görüldü.
İlhan Selçuk resmen "fikri liderlik"le suçlamasıyla serbest bırakıldığı gün Yeni Şafak, "Ergenekon'un Şifresi Kırılıyor" başlığıyla "Ergenekon bilgisayarlarında harf, rakam ve işaretlerden oluşan dörtlü şifrelerle saklanmış dosya ve notlar bulundu" diyebiliyordu.
Başyazarı sanıklar arasında yer alan Cumhuriyet, ele geçen silah ve cephanenin yıkıcı kapasitesinin ortaya konduğu ve ana suçlaması "darbe" değil, "darbe ortamı hazırlamak" olan iddianameyi, "Av tüfeğiyle darbe" başlığıyla sunmayı seçti.
Bildirge: Manipülasyon ve dayanaksız haberden uzak dur
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin (TGC) Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi'nde, "Gazeteci, basın özgürlüğünü, halkın doğru haber alma, bilgi edinme hakkı adına dürüst biçimde kullanır. Gazeteci; kaynağını bilmediği bilgi ve haberleri yayınlamaz; kaynak açık olmadığında, yayınlamaya karar verdiği durumlarda da kamuoyuna gerekli uyarıları yapmak zorundadır." deniyor.
Bildirgeden şu bölümünün de konuyla ilgisiz olduğu söylenemez: "Gazeteci, çalıntı, iftira, hakaret, lekeleme, saptırma, manipülasyon, söylenti, dedikodu ve dayanaksız suçlamalardan kesinlikle uzak durur. Gazeteci sıfatını taşımayı hak eden herkes meslek ilkelerine en yüksek seviyede uymayı taahhüt eder."
Haber kaynağını yok saymamalı, mesafe koymalı
Haber kaynaklarını yok saymayı hiçbir gazete/gazeteciden bekleyemeyeceğimize göre haber kirliliğinden ve her tür haksız suçlamadan uzak, pekala soruşturmanın tüm aşamalarını, hakettiği özenle iddia düzeyinde haberleştirmek mümkündü. Soruşturma sürerken oluşan "kirli bilgi bombardımanı"nın sadece halkın değil gazetecilerin bile kafasını karıştırdığı ortada.
Şimdi iddianame herkese açıksa da okurlarının aklında bunların "iddia oldukları", suçlananların aksi ispatlanıncaya kadat masum sayılmaları değil, "Adı geçenlerin hepsi suçlu" bilgisi kaldı. Sızan bilgilerle de şüphelilerle ilgili peşin hüküm oluştu. Mahkemeler gazetelerin yazı işlerinde kuruldu, hükümler verildi. (EÖ/EZÖ)