Ergenekon iddianamesini okuma işini, -doğal ki zahmetli bir iş- nihayet bitirdim. 897. sayfada birkaç gün soluklandım. Sonra tekrar başladım. 86 kişi ile ilgili ve toplam 2455 sahifeden oluşan iddianame, 4 bölümden oluşuyor.
Bilgi sistematikten yoksunsa bilimsel bilgi denmez
Birinci bölümde soruşturma özetleniyor. İkinci bölüm, “Ergenekon terör örgütü” başlığını taşıyor ve örgütün yapısı, örgütlenmesi ve amacı anlatılıyor.Üçüncü bölüm” Ergenekon terör örgütünün deşifre edilebilen yapılanması” başlığını taşıyor ve dördüncü bölüm, “Ergenekon terör örgütünün gerçekleştirdiği eylemler” (sahife 382) başlığını taşıyor. Sonra da tek tek her şüphelinin durumları irdeleniyor.
Ergenekon örgütü iddianamesi, bilgi yığınına sahip.Yani bilgi açısından zengin bir belge.Ama biliniyor, bir bilgi sistematikten yoksunsa, "bilimsel bilgi" denmez bu bilgiye. Bu durum iddianamenin sistematiğinin olmadığı şeklinde yorumlanabilir.
Gerçi Cumhuriyet Savcıları iddianamenin sistematiğinin ne olduğunu açıklamışlar. Ama, aynı şüpheli için aynı belgelere 5 ayrı yerde rastlıyorsunuz.
Örnek olsun, İlhan Selçuk ile Cumhuriyet’in Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Yıldız arasındaki konuşmaya 5 ayrı yerde yer verilmiş.
Sonra da şaşkınlıkla okuduğum yorumlarda, değerlendirmelerde bulunulmuş. Sonra ilgisini kurmakta zorlanacağınız konuşmalara yer vermiş iddianame. İddianame tekrarları çıkardığınızda birkaç yüz sahifeye inebilir
Toplanılan kanıtlar tartışmalı
İkinci olarak, istisnasız bütün şüphelilerle ilgili dinleme kayıtları var ve bu dinlemeler iddianamede yer alıyor.
Ancak bu dinlemelerin hukuka uygun olarak gerçekleştirildiğine ilişkin bir bilgiye yer verilmiyor. O nedenle toplanan kanıtların hukuksal kanıt olup olmadığı tartışmalı olabilir.
Üçüncü olarak, 86 kişilik davada, birbirleriyle çeşitli bağlantıları olan şüpheliler var. Ama bütün şüphelilerle ilgili iletişim kayıtları dahil, "suç işlendiğini, suç işlenmesi için hazırlık yapıldığını gösterir kayıtlar mıdır toplanan kayıtlar?" derseniz, o konuda "evet" denilemez.
İnsanların telefon sohbetlerinde söyledikleri sözlerdir, düşünce açıklamalarıdır bunlar ve kamuya açık değildir; nasıl suç teşkil edebildiği/edebileceği izaha muhtaç bir konudur.
Ayrıca daha önce açıklanmış ve ceza soruşturmasına uğramamış görüşlerin tahrik olarak nasıl değerlendirileceği de tartışmalıdır.
Ortada silahlı bir örgüt var.Soruşturmada bu çıkıyor.Silahlar var mı? Var. Ümraniye ve Eskişehir’de ele geçen silahlar, bu durumu gösteriyor.
Ama silahlar ile o silahların sahipleri ve diğer şüpheliler arasındaki bağ önemli. Bu noktada bazı şüphelilerin durumları özellik taşıyabilir. "Herkes suçludur, herkes Ergenekon üyesidir" demek peşin yargı olur.
Dördüncü bölümdeki suçlamalar şöyle:
1.Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ıskata teşebbüs,
2.Darbe ortamı hazırlamak amacıyla halkı isyana tahrik,
3.Üç değişik tarihte Cumhuriyet gazetesine bombalı saldırı,
4.Danıştay saldırısı,
5.Ümraniye’de ele geçen bombalar,
6.Eskişehir’de ele geçen bombalar,
7.Devlete ait gizli belgelerin ele geçirilmesi ve kullanılması,
8.Kişiler hakkında veriler toplama ve bunları kullanma,
9.Silahlanma.
Üzerinde durulacak çok konu var. Ama iddianame, Ergenekon’un Nato ülkelerindeki Gladio türü bir örgüt olduğu iddiasındadır.
Ancak Genelkurmay, MİT ve Emniyet Genel Müdürlüğü, bu tür bir örgütlenmenin (Ergenekon’un) kendi bünyesinde bulunmadığını bildirmektedir.
O zaman bu örgüt kimin bünyesindedir? İddia, bu bilgilerle yetinirse, o zaman iddia çökmüş olur: Örgüt gladio türü örgüt değildir, herhangi bir silahlı örgüttür.
O zaman Türkiye’de gladio ya da kontrgerilla örgütlenmesini aramaya gerek yoktur. Söylediğimiz gibi, beklentiler bu soruşturmada çok yükseltildi.
Herkes için adalet
"Ergenekon askeriyede, MİT’te, emniyette ya da devlette yoktur" demek, iddianamenin daha açıklandığı gün çökmesi demektir. O nedenle siyasi beklentilere ve gazetelere yansıyan yorumlara değil olgulara bakarak değerlendirme yapmak lazım.
Bakalım yargı süreci ne gösterecek? Ek iddianamede ne olacak? Askeri makamlara yazılan yazıların karşılığı nasıl görülecek? Nasıl bir süreç gelişecek? Sanıklar kanıtlara karşı ne diyecekler?
Ergenekon Gladio ise neden yalnızca emekli kamu görevlileri şüpheli olarak karşımıza çıkıyor da bir şu anda görevli olan bir tek kamu görevlisi yok şüpheliler arasında?
Acaba çok cılız bir örgütlenme midir Ergenekon? Ondan mıdır aralarında hiç kamu görevlisinin bulunmaması? Bilemiyoruz tabii. Ek iddianamede belki de örgütün bazı yönleri de aydınlanacak. Veya daha da karartma olacak, bilemiyoruz.
Bu aşamada belki tek bir şey söylemek ve talep etmek lazım: Herkes için adalet! (HÖ/EZÖ)