Yenilenen Radikal'in genel koordinatörü Erdal Güven bugünkü yazısında PKK yöneticisi Murat Karayılan'ın kendilerinden kaynaklanan sivil ölümleri için "zamanı gelince" özür dileyebileceklerini söylemesini esefle karşılıyor. Yazının başlığı "5 bin 687 hata, sıfır özür".
Başlıktaki rakam, Genelkurmay, Emniyet ve Jandarmanın verilerine göre örgütün silahlı mücadeleye başladığı 1984 ile 2009 arasında ölen sivil sayısı.
Güven eklememiş ama aynı verilere göre yaralanan sivillerin sayısı 4 bin 274. Öldürülen PKK'li sayısı 29 bin 704. Yaralı yakalananlar 5 bin 88 kişi. Aynı dönemde öldürülen asker, polis ve köy korucusu 6 bin 520 kişi.
Medya ve çözüm
PKK ve kolluk güçleri arasındaki çatışmalarda kaç kişinin ve hangi nedenlerle yaşamını yitirdiği yıllarca spekülasyon konusu oldu. Özellikle şuan İmralı'da hapis bulunan örgüt ldieri Abdullah Öcalan için hem resmi ağızlardan hem de medyada "30 bin kişinin katili", "40 bin kişinin katili" tamlamaları sıkça tekrarlandı ve yoğun propaganda sayesinde bu sözler galat-ı meşru haline geldi.
Oysa bu ölümlerin çoğunu PKK'liler oluşturuyordu ve propaganda edilirken bu gerçek hiçbir zaman vurgulanmadı. Medyanın bu süreçteki rolünü, hem sorunu başından beri izleyen bir gazeteci hem de önde gelen bir medya yöneticisi olan Mehmet Ali Birand geçtiğimiz günlerde açıkça yazdı.
Şimdi herşeyin açıkça konuşulabildiği bir döneme girildiğinden bahsediliyor ve Kürt sorununun çözümünün geçmişle yüzleşmekten geçtiği vurgulanıyor. Yüzleşmenin koşuluysa gerçekleri ortaya çıkarmak ve dürüst bir şekilde sorumluları belirlemek, onların hesap vermesini sağlamak.
Güven'in üzerini örttüğü gerçek
Güven'se tam tersi bir istikamette ilerleyerek, Karayılan'ı eleştirmeye girişirken yukarıdaki sayıları ciddi olarak çarpıttı sivil ölümlerin tamamını PKK'nin üzerine yıktı.
Oysa bu sayının içinde PKK saldırılarında ve PKK'nin iç çatışmalarında ölen siviller olduğu kadar, kolluk güçlerinin öldürdüğü siviller, mayın ve terk edilmiş mühimmat nedeniyle ölenler de var. Üzerine -yine spekülasyon konusu olan- faili meçhul cinayetleri, kaybedilmeleri de eklemek gerekir. Ceylan Önkol, Uğur Kaymaz gibi yüzlerce çocuğun devletin "terörle mücadele zaiyatları" arasında olduğunu Güven bilmiyor olabilir mi?
Çözümün yolu hem PKK'nin hem de devletin arşivlerini açarak, tek tek her vakanın sorumluluğunu üstlenmesinden ve herşeyden önce özür dilemesinden geçiyor.
Barış için barış gazeteciliği
Barış gazeteciliği üzerine çalışan ve gazetecilere eğitim veren Annabel McGoldrick ve Jake Lynch, barış gazetecisinin şunları yapmasını öneriyor:
*Yalnızca tek bir tarafın insan hakları ihlallerine, cürümlerine ve haksız eylemlerine münhasıran odaklanmayın. Bunun yerine bütün haksızlık yapanları adlandırmaya, bir anlaşmazlıktaki bütün tarafların iddialarına eşit, ciddi bir şekilde yaklaşmaya çalışın. Ciddi bir şekilde ele almak dış görünüşteki değeri ele almak demek değildir, tersine iddiaları destekleyecek kanıtların varolup olmadığını ortaya çıkarmak, mağdurlara eşit derecede saygı göstermek, haksızlık yapanları eşit şekilde bulup cezalandırmak şansını yaratmak için eşit şekilde çaba göstermek demektir.
* Yalnızca bir tarafın acılarına, korkularına, dertlerine münhasıran odaklanmaktan kaçının. Bu tarafları "kötüler" ve "kurbanlar" olarak böler ve "kötüler"i bastırıp cezalandırmayı bir çözüm olarak önerir. Bunun yerine haber değeri olduğunca bütün tarafların acılarına, korkularına ve dertlerine eşit davranın.
* Bir görüşü ya da iddiayı kanıtlanmış bir doğruymuş gibi göstermekten kaçının. Bunun yerineokurlarınıza veya izleyicilerinize kimin ne dediğini söyleyin. Böylece kendinizi ve haberinizi anlaşmazlıktaki bir tarafın diğerine yönelik iddialarına hizmet etmekten korumuş olursunuz.
* "Bizim" tarafımızdaki liderlerin çözüm teklif etmesini veya önermesini beklemekten kaçının. Bunun yerine barış girişimlerini -nereden gelirlerse gelsin- alıp keşfedin.
IRA-PKK, Guardian-Radikal
Güven İngiltere'den bir örnek vererek IRA'nın nasıl özür dilediğini alıntılıyor; PKK'ye IRA'yi örnek gösteriyor. Hem de orada sadece 650 sivil ölmüş olmasına rağmen!
Radikal'in pazar günü yayın yönetmenliğini üstlenen Çınar Oskay, Güveni'i "The Guardian’ın yayın koordinatörü olması gerekirken yanlış ülkede doğan" diye tarif ediyor.
Teşbihte hata olmaz, öyle görülüyor ki, Güven Guardian'ın yayın koodinatörü olabilse İrlanda barış süreci de çok daha uzun sürerdi. Sivil kayıpların sayısını karşılaştırmak gibi anlamsız ama pragmatik bir hesap yaparsak, en az Türkiye'deki kadar uzun... (EÜ)