Fotoğraflar: Alex Kraus
Frankfurt, güzeller güzeli Main nehrinin salına salına içinde dolaştığı, Gotik ve Neo-klasik dönemin özelliklerini yansıtan eski yapıların ve gökdelenlerin sizi birlikte selamladığı, Avrupa’nın önemli ticaret merkezlerinden biri. Sınıfsal farklılıkların gökdelenler gibi keskin olduğu bir şehir.
"Sınırlar korur" |
Frankfurt'ta Avrupa Merkez Bankası binasının karşısındaki bir duvara Aylan Kurdi'nın resmi yapılmıştı. Bu resme bir süre önce aşırı sağcı bir grubun saldırısı oldu. Neredeyse bütün resmi kaplayacak şekilde "sınırlar korur" ve "fuck anti faşist hareket" yazıldı. |
Avrupa Merkez Bankası'nın gökleri delen binasının karşısına, Main'ın yanına bir çocuk silueti boyandı duvara. Duvardaki çocuğun adı Aylan'dı! Ailesinin umutlarını can yeleği yerine giydirdiği, Türkiye'den defalarca kez denedikleri umut yolculuğundan koşarak çıkamayan bir çocuktu.
Aylan Kurdi Frankfurt’ta yaşayan iki sanatçı tarafından resmedildi. Ancak kısa bir süre sonra saldırıya uğradı duvardaki bu çocuk. Onun küçük bedeni üzerinden onu öldüren sınırların hayatlarını koruduğunu söylediler. Oğuz Şen, Aylan’ın resmini tasarlayan sanatçı kendine defalarca sordu neydi bu kadar rahatsız edici şey Aylan’ın suya vurmuş küçük bedeninde. Bir yazı, bir slogan bile yoktu, nasıl bu kadar kötü olabiliyorlardı.
TIKLAYIN - DÜNYAYA SIĞINAMAYAN MÜLTECİLER
“İki hafta uykusuz kaldım” diyor, Oğuz, “Düşündüm, nasıl cevap verebiliriz” diye.
Neden saldırdılar bu resme; belki bir çocuk bedenini ölü görmek üzdü onları, hepimizi üzmedi mi? Ölüm çocuklara hiçbir zaman yakışmadı, peki ya gerçekliğimiz?
Belki görünürlük; mültecilerin görünürlüğüydü problem, tehditti onlar için. Bedeni girememişti ülke sınırlarına ama ruhu hala rahat bırakmıyordu, izin verilmiyordu içeride dolaşmasına. Belki şehirden uzak bir araziye ya da kullanılmayan bir fabrikanın duvarına çizilse bu kadar rahatsız etmeyecekti onları, sınırlarını korumayı bir sonraki “tehdide” bırakacaklardı.
TIKLAYIN - ÇOCUK ZARAR GÖRMÜYORSA...
Aylan’ın resminin üstünü kapatırken Oğuz Şen ve Jectus Becher’in gözlerinde hüzün vardı, neden diyorlardı… Aslında kendi hayatlarından biliyorlardı ait olmamanın hissini. Sonra bu saldırıya karşı nasıl cevap vereceklerine karar verdiler. Gönüllüler kampanya başlattı. para toplandı, yeniden yapılsın diye. O kadar çok bağış geldi ki, Aylan başka mülteci çocuklara eğitim desteği sağladı.
Yağmura inat, başladılar yeniden, sabahları erkenden ellerinde gülen Aylan’ın resmiyle. Nasıl da güzel ağız dolusu gülüyordu ayısıyla birlikte! Main’dan geçen sürat motorlarının tanıklığında boyadılar yeniden kocaman gülen Aylan’ı, onu korusun diye bir değil altı tane ayıcık çizdiler yanına; huzur içinde uyusun diye!
Günün sonunda yaşlı bir teyze geldi yanımıza “Hep bu yoldan yürürüm, çok üzüldüm resmin üzerine yazılanları görünce, ama şimdi daha güzel oldu, çocuklar gülmeli, yanlarında oyuncakları olmalı” dedi. Evet, haklıydı aslında, ama ya gerçeklik? (TKS/YY)
Fotoğraf: Doğan Haber Ajansı (DHA) Nilüfer Demir