Ancak, Bağdat'ta ABD'nin bir haber ajansına yönelik yaptığı ve bir muhabirin ölümüne sebep olduğu en son saldırının trajik bir şekilde ortaya koyduğu gibi El Cezire'nin demokrasi, açıklık ve çoğulculuk ideolojisi anlayışıyla hem eleştirel hem de çok boyutlu savaş yayınları dünyanın süper gücünün siyasi projelerini ciddi anlamda tehdit etmiştir.
El Cezire'nin savaş alanından yaptığı kapsamlı ve sansürsüz yayınlar, ABD'nin ve İngiltere'nin iddialarının aksine, bu savaşın kansız, zayiatsız ve temiz bir savaş olmadığını ortaya koyuyor.
Ekrana taşınanlar
Yayınlar bir yandan Arap dünyasında Saddam Hüseyin diktatörlüğünün bir trajedi olarak kabul edildiğini ekranlara yansıtırken öte yandan savaşın gerçekten bölgenin kurtuluşu ve demokrasi için yapıldığını sorguluyor.
ABD medyasının büyük ölçüde sansürlediği her iki tarafa ait ölüm, yıkım ve acı görüntülerini yayınlamanın yanı sıra El Cezire Baas Partisi'nin tarihsel vahşetinden dolayı Amerikan ve İngiliz güçleriyle müttefik olduklarını açıklayan Kürtlerle röportajlar yaptı, Saddam'ın rejiminden kaçan Iraklı Şiilerin İran'da sığındığı ufak bir köyü ziyaret etti ve bölgedeki savaş karşıtı göstericilerin kızgınlığını ve siyasi inceliği ve derinliğini ekranlara taşıdı.
El Cezire'nin izleyicileri Amerikan, Iraklı, Birleşmiş Milletler, Arap Birliği, Avrupa Birliği, Fransız, İngiliz, Mısırlı, Suudi ve diğer ülkelerden gelen yetkililerin basın toplantıları canlı ve eksiksiz olarak takip ederek Amerikan haber ajanslarının rutin olarak yayınlamadığı savaşın bütün gerçeklerini takip etme olanağına sahip oldu.
Dengeleri bozan sorular
El Cezire savaş boyunca bölgeye dağılmış bağımsız muhabirleri bakımından diğer haber ajanslarına göre benzersizdi. Kimi muhabirleri Kürtler tarafından dövüldü, kimisi Irak hükümet yetkililerince yasaklandı ve neredeyse her gün basın toplantılarında Amerikan, Iraklı, Kuveytli, Suudi, Ürdünlü diğer askeri yetkililerce azarlandı. Bu devletler El Cezire'nin zor sorular yöneltme ve dengeleri bozma potansiyelini gördü.
El Cezire'nin Arap ve İslam yanlısı olduğunda dair iddiaların başta Fox News ve CNN olmak üzere Amerikan televizyonlarının saçma sapan milliyetçi söylemleri ve kulaktan dolma bilgilere, şimdiki veya önceki hükümet yetkilileriyle yapılan röportajlara ve dar bir ideolojik bakışa bu denli sırt dayamalarından doğru olmadığı açıktır.
El Cezire'nin Arap dünyasındaki popülerliğinin sebebi Batı karşıtı bir propaganda aleti olmasından ziyade bölgedeki insanlar için önemli olan Amerikan politikası ve militarizm, İsrail işgali, fakirlik, demokratikleşme, kadın erkek eşitliği ve dinin kamu hayatındaki rolü gibi konuları yansıtmasıdır.
Eleştirel bir medya
Arapça bilen izleyicilerin El Cezire ve benzeri haber ajanslarında gördükleri umuttur, bağımsız ve eleştirel bir medyanın önünü açtığı demokratik değişim umudu.
Aslında, Amerika'daki izleyiciler için El Cezire gibi demokrasi, tartışma ve sorumluluk anlayışına bağlı İngilizce yayın yapan bir televizyon kanalı oldukça yararlı olacaktır. (FSH/NŞ/NM)
* Frances S. Hasso Ohio'daki Oberlin College, Sosyoloji Bölümünde Cinsiyet ve Kadın Araştırmaları Programında doçent olarak çalışıyor.
* www.commondreams.org adresinde yayımlanan yazıyı Nazlı Şahinbaş çevirdi.