Devletler iktidar sahibi oldukları topraklardaki halkları kendi istek ve çıkarları doğrultusunda şekillendirmeye meyilli olmuşlardır. Genellikle çoğunluğu temsil eden egemenler, bilhassa yerli azınlıklara karşı acımasız müdahalelerde bulunmuşlar, her türlü baskı, zulüm, yıldırma politikası, sürgünler hatta katliamlarla amaçlarına ulaşmaya çalışmışlardır. Kültür ve geleneklerini yüzyıllardır kök saldıkları topraklarda sürdürmek veya ana dillerini konuşmak gibi birincil ihtiyaçlar yerli halkların elinden alınmış, çeşitli asimilasyon projeleri uygulanmış, "ötekiler"in problemleri, hatta varlıkları inkar edilmek istenmiş.
Batı dünyasının en medeni ülkelerinden biri olma iddiasındaki Kanada'nın yerlilerinden İnuit toplumu, Kuzey kutup bölgesi muhtelif enerji kaynaklarıyla ön plana çıktıktan sonra yeni bir dönemeçle karşı karşıya. Geçtiğimiz yıllarda Tar Sands'in yarattığı çevre kirliliğiyle gündeme gelen Kanada hükümeti, Arktik coğrafyada söz sahibi diğer güçler gibi gaz ve petrol yataklarına göz diktiğinden yerlilerin fazlasıyla kısıtlanmış yaşam alanları bir kez daha tehdit altında. Avrupalı kaşiflerin bir zamanlar işgal ettiği toprakların gerçek efendileri fazlasıyla azalmış durumda; gezegenin en ücra köşelerine bile arsızca dadanan vahşi kapitalistlere direnebilecekler mi acaba?
Uluslararası Montreal Belgesel Festivalinde gösterilmiş olan iki eser, yıllar boyunca "çiğ et yiyenler" anlamındaki Eskimo terimiyle damgalanmış İnuit halkına ve Kanada devletinin çeşitli yaptırımlarına odaklanıyor.
Sol
Akrobat, müzisyen ve şair Sol gözaltına alındığı karakolda ölü bulunmuştu. Kapatıldığı hücredeki dinamikler gözönüne alındığı zaman, polis iddialarının aksine intihardan çok cinayete kurban gittiğine dair tez ön plana çıktı. Yetkili idareciler, güvenlik ve adalet makamları vakaya halen kabul edilebilir bir açıklama getirebilmiş değiller; o yüzden yakınları ve özellikle annesi, vefatın üzerinden epey vakit geçmiş olmasına rağmen ince ruhlu Sol'un kaybını kabul etmekte zorlanıyor.
Fakat acı ve birbirini takip eden ölümler İnuit halkının gündelik hayatlarının birer parçası halinde. Geleneksel yaşamın sağladığı güven hissinden çok uzak olduklarından özellikle kimlik bunalımındaki gençler uyuşturucu, uyarıcı ve alkolün pençesine düşmekte ve intihara sürüklenmekte. Nesiller boyunca empoze edilen, Inuktitut dilini konuşma yasağı gibi asimilasyon uygulamaları artık geçmişte kalmış olsa da, İnuit toplumunun fertleri kendilerini "öteki" olarak konumlandırmakta. Bir gelecek tasavvur edemedikleri kırsal kesimden şehirlere göç edenler kentsel yaşam projelerinde başarı sağlayamamakta. Ümitsizliğe veya öfkeye kapılmaları, şiddete başvurmaları veya suça bulaşmaları yaşanan dinamiklerden.
Tecrübeli yönetmen Marie-Hélène Couisineau ve İnuk Susan Avinga'nın beraberce kotardığı 77 dakikalık Sol, RIDM En İyi Kanada Belgeseli Büyük Ödülünü kazanmıştı, içeriği ve görüntüleriyle ilgiyi kesinlikle hak ediyor.
Arktika'yı Korumak
Stalin'in muhaliflerini gulaglara sürmesine benzer şekilde, 50'li yıllarda Kanada hükümeti İnuit toplumundan bazı aileleri yaşadıkları coğrafyadan çok daha kuzeye göç ettirmişti. Mevzubahis topraklardaki egemenlik haklarının geçerli olmasına yönelik stratejinin bir parçası halindeki metazoride, sürgünlerin soğuktan en etkin korunma biçimi olan iglularını yapmalarına bile başta izin verilmemişti. Geleneksel yaşamlarında büyük önem taşıyan köpeklerini imha etmiş, maruz bırakıldıkları göç hakkında açıklayıcı en ufak bilgiyi, ikinci sınıf vatandaş sayıldıklarından kendilerine çok görmüşlerdi.
1960'lı senelerin sonlarına doğru yeşeren yerlilerin haklarına yönelik hareket, İnuit ruhunda olan sabır ve sebat sayesinde yıllarca sürdürülen bir mücadeleye dönüşmüş, zaman içinde şiddete başvurmaksızın çeşitli kazanımlar edinilmiş. Kanada'nın yüzölçümü en büyük bölgesi, başkenti İqaluit olan İnuit memleketi Nunavut 1999 yılında resmen ilan edilmiş.
Nunavut şu anda resmi dili İngilizce ve Fransızca dışında iki çeşit İnuitçe olan, hükümeti ve başbakanıyla başlı başına bir eyalet ve adeta bir İnuit diyarı.
Ne de olsa teknolojinin geldiği ileri seviyeye rağmen günümüzde coğrafyanın gayet karmaşık yapısını en iyi tanıyanlar hala onlar; binlerce ada arasındaki daracık kanallarda, aysberglerin arasından yolunu kaybetmeden Kanada yetkililerine rehberlik eden de onlar. Ama devlet eliyle bir kez daha hırpalanmak, aldatılmak veya sürülmek istemiyorlar. Tabiatla uyumlu şekilde asırlardır sürdürmekte oldukları töre ve kültürlerinden geriye kalanı muhafaza edip gelecek nesillere aktarma arzusundalar ve yardıma muhtaç olduklarını inkar etmiyorlar. Alçak gönüllü tavırlarıyla bilge duruşlarını teyit ettikleri gibi zor durumda olduklarını da açıkça belirtiyorlar.
Prestijli yönetmen John Walker'ın şahsi tecrübelerinden de yola çıkarak çektiği 90 dakikalık Arctic Defenders arşiv görüntüleri ve fotoğraflarla da zenginleştirilmiş. Küresel ısınmanın tehdidi altındaki gezegenimizin bir zamanlar zor ulaşılan Arktik bölgelerinden muhteşem manzaralar bizi konu hakkında daha da hassas olmaya çağırırken Nunavut ahalisinin direnişine hepimizi ortak ediyor. (MT/AS)